Third

5.6K 569 1.6K
                                    

Louis kapı sesini duyunca ütülemekte olduğu gömleğini kenara bıraktı. Gelenin Niall olabileceği düşüncesiyle, üstüne tişört bile giyme ihtiyacı duymadı. Kapıyı açtığında ise Niall yerine yüzünde büyük bir gülümsemeyle Harry duruyordu.

"Selam." dedi zar zor. Louis'nin üzerinde hiçbir şey yokken ve mükemmel dövmelerini sergilerken, sakin kalamazdı. "Ah, şey. Ben... İlk gecen nasıl geçti onu sormaya gelmiştim. Yani, bir şeye ihtiyacın var mı diye..."

Louis kollarını önünde bağladı ve başını salladı. "Amacını anlıyorum. Yeni evde ilk gecem, yalnızlık nasıl da koymuştur bana... Ve teselliyi de gördüğüm ilk erkeğin kollarında ararım belki? O erkek de sen oluyorsun. Güzel fantazi gerçekten."

Harry'nin tüm cesareti birden söndü. "Hayır, gerçekten amacım bu değildi. Ben sadece..."
"Sen sadece, evine git Harry. Karşımdaki eve sahip olabilirsin ama ruhuma asla. Bedenimi zaten unut."

Ve Harry ne olduğunu bile anlamadan kapı yüzüne kapandı. "Serti oynamak istiyor." dedi kendi kendine. "Olsun. Ben kovalamayı severim." Onun için Louis eğlenceli görünüyordu ve Harry sıkıcı hayatına biraz renk katmak istiyordu. Ayrıca onu görür görmez kucağına atlayan birileri yerine kendisini reddeden erkek gözüne daha çekici gelmişti.

Harry asansöre binip aşağı inerken Louis ütü masasının başına geri döndü. Akşam yemeği için Zayn ve Liam'a sözü vardı. Her ne kadar bu onu tedirgin ediyor olsa da, en azından onlar nişanlıydı ve Louis'ye sarkmaya çalışmazlardı.

Louis kendi kendine güldü. Sanki nişanlım beni başkası için terk etmemiş gibi, dedi içinden. Edward onu düğünden bir hafta önce bırakmamış mıydı? Her yüzük takan erkeğe güven olmuyordu işte.

Pardon, erkeklere hiçbir şekilde güven olmuyordu.

Louis düşünceli bir şekilde gömleğini ütülemeyi bıraktı. Ütünün fişini çekti ve ütü masasının kaldırıp bir kenara koydu. Şu malum akşam yemeğine biraz daha vardı. Salona döndü. Koltuğa oturup tabletinden Instagram'a girdi. Kayıtlı olan iki hesaptan önce stalk amaçlı açtığı hesaba girdi.

Edward'ın hesabına baktı. Sarışın, yeşil gözlü bir adamla resimleri vardı. Louis canının yandığı gerçeğini kendinden gizlemedi. Şuan yalnızdı, ve üzüldüğünü kendisinden saklayamazdı. O düğün için hazırlanırken Edward her nasılsa bu adamı bulmuş, üstüne bir de aşık olmuştu.

Louis o günü düşündü. Sadece iki ay önce, damatlık provası bitip de eve döndüğünde Edward onu koltukta oturarak bekliyordu. Louis ona neşeyle "Günaydın!" dediğini hatırladı.

Sonra Edward ayağa kalkıp ağır ağır Louis'ye doğru yürümüştü. "Konuşmamız lazım." demişti. "Ben aşık oldum Louis. Başka birine. Çok özür dilerim, seni incitmek istemezdim. Kendime engel olmayı denedim ama yemin ederim başaramadım. Biz evlenemeyiz, seni bir yalana sürükleyemem."

Louis şaşkınlık bile göstermemişti. "Tamam." demişti sakince. Bağırmamıştı, ağlamamıştı, hırçınlaşmamıştı. Sadece bunu kabullenip evin dışına doğru yürümüştü. Ve çıkmadan önce "Umarım mutlu olursun Edward." demişti. "Niall'ı gönderip eşyalarımı aldırtırım."

Louis gözlerine kadar gelen yaşları geri itti. Şimdiye kadar ağlamamıştı, şimdi de ağlamayacaktı. Çünkü anlamı yoktu. Edward başkasını seçmişti. Diğerleri gibi.

Tabi bu Louis'nin ilk hayal kırıklığı değildi. Ondan önce de Theodore tarafından aldatılma fiyaskosu vardı.

Theodore Louis için harika başlayan bir ilişkinin baş rolüydü. Aynı şirkette çalışıyorlardı. Louis'nin yardımcı editörlüğünü yaptığı dergide Theodore'un eleştiri yazıları yayınlanıyordu.

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin