Twenty-Fifth

4.5K 423 1.3K
                                    

"Şu Theodore işinden hiç hoşlanmadım." dedi Harry oturduğu yerde gömleğinin yırtılan köşesini dikerken.

Louis sandalyede biraz daha yayılarak ona baktı. "Biliyorum hayatım, bunu bana dünden beri yüzüncü defa söylüyorsun."

Yeni baş editör Rick, Louis ile kavga ettikten sonra korkunç bir hızla onun eski ilişkisini öğrenmiş, bir de adamın kendi binasında çalışması için genel müdürlüğe dilekçe göndermişti.

Louis'nin izin kullandığı ilk gün böyle mahvolmuştu işte. Kendi morali yerle bir olmuştu zaten, üstüne bir de Harry bunu duyunca huysuzluk yapmaya başlamıştı.

Sonraki günün sabahında Harry hala somurturken Demetria Louis'yi aramış, genel müdürün dilekçeyi kabul ettiğini ve Theodore'un ana binaya geçtiğini, bir de Louis ile aynı kattaki odalardan birine yerleştirdiğini söylemişti.

İkinci izin günü de bu haberle mahvolmuştu. Harry dolabındaki gömleği çıkartırken sinirinden yırtmıştı, ama o gömleği o kadar çok seviyordu ki, kenarda oturmuş tekrar dikmeye çalışıyordu.

Harry "Üzgünüm ama elimde değil. Biliyor musun, bence artık işe seni ben götürmeliyim." dedi ve dikmeyi bitirdiği gömleğini havaya kaldırıp silkeledi. Sonra da ip ve iğneyi kutusuna koyup kaldırdı.

Louis ile konuşması gereken başka bir konu vardı ama o Theodore meselesine o kadar takılmıştı ki, asıl konuya bir türlü gelemiyordu.

"Bence sadece sakin olmalısın Harry. Ben seni seviyorum, bunu biliyorsun." dedi Louis ayağa kalkarken. "Hadi artık gömleğini giy de çıkalım, Zayn az önce mesaj attı aşağıda bizi bekliyorlarmış."

Louis iş yerinden izin alırken Harry ile baş başa geçireceği iki güzel gün planlamıştı ama ilk gün Harry'nin surat asarak Louis'ye sarılması ile geçmişti. İkinci günde ise Niall'ın sonsuz ısrarıyla paintball oynamaya gideceklerdi.

Niall onları şu 'aşık oluyorum' diye anlattığı kişiyle tanıştıracaktı. Bu yüzden dört arkadaşını da yarım saat içinde paintball sahasında görmek istediğini söylemişti. Oyun bahanesiyle tanıştıracaktı.

Harry gömleğinin düğmelerini iliklemeyi bitirir bitirmez evinin anahtarını alıp cebine attı. "İyi hadi gidelim. Oğlumuzun kız arkadaşı veya erkek arkadaşı kimse onunla tanışalım da bitsin şu işkence."

Louis gülerek onun koluna girdi. "Kusura bakma ama aklıma babamla tanışmanız geldi." dedi. "Yemin ederim bunu asla unutmayacağım."

Ne zaman telefonda konuşsalar Mark "Hala o çocukla birlikte misin?" diye soruyordu. Louis ona evet dediğinde de telefonu yüzüne kapatıyordu.

Harry "Babanın bana bakışları gözümün önünden gitmiyor." dedi onunla birlikte evden çıkarken. İlk defa birinin ailesiyle tanıştığı için gergindi ve saçmalamıştı ama Mark da biraz alttan alsa fena olmazdı!

Louis konuyu "Zamanla sana alışacağından eminim." diyerek kapattı. "Sen bana bir şey mi söyleyeceksin, dünden beri kıvranıp duruyorsun?"

Harry başını salladı. "Evet ama akşama kadar bekleyebilir." dedi, Louis'nin elini tuttu ve onunla birlikte diğer iki arkadaşının yanına yürüdü.

"Gelmeniz neden bu kadar uzun sürdü? Umarım geçerli bir sebebiniz vardır" diye söylendi Zayn onları görür görmez. Liam kıkırdadı, Louis'nin boynundaki kızarıklığı işaret etti. "Bence bu gayet yeterli bir sebep. Ne dersin?"

İkisi gülerek Liam'ın arabasının ön koltuklarına yerleşirken Louis dirseğiyle Harry'i dürttü. "Gerçekten artık şu iz bırakma huyundan vazgeçmen gerekiyor."

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin