Louis'nin mesaisinin bitmesine daha saatler vardı. Buraya geldiğinden beri hiçbir şeye odaklanamıyordu. Sabaha kadar rüyasında Harry'i görmüştü ve şimdi de nereye baksa onu hatırlıyordu.
"Louis, evine git artık." dedi Demetria. Genç kız, onun asistanı ve en yakın arkadaşlarından biriydi. Aralarındaki arkadaşlık, rütbe farkını gözetmelerini engelliyordu.
Louis "Niye ya? Ne güzel çalışıyorum." dedi. Ama kendi dediğine kendi bile inanmadı. Demetria gözlerini devirdi. "Sabahtan beri bana Harry diyorsun. Saçlarımın kısa olduğunu biliyorum ama o kadar da erkeksi değilim."
Louis normalde olsa buna gülerdi ama bugün hiç içinden gelmiyordu. Demetria "Louis, sana verdiğim belgeleri de okumadan imzaladın. Sana boş bir kağıt bile imzalattım!" dedi ve altında Louis'nin imzası olan boş kağıdı ona uzattı.
"Bana sahip olduğun için şanslısın. Başkası olsa bu kağıdı kullanarak senin donuna kadar alırdı." Louis kağıdı aldı, yırtıp çöpe attı. "Başkası olsa bana boş kağıt imzalatmazdı." diye karşılık verdi. Demetria buna sadece güldü.
Saat gerçekten geçmek bilmiyordu ve Louis burada çürüyüp gidecekti. Demetria elini onun omzuna koydu. "Gerçekten evine git ve biraz dinlen Louis. Seni idare ederim. Hiç sorun değil." Louis tek eliyle başını ovdu. Gitse iyi olurdu.
"O kadar mükemmelsin ki, bunun için maaşına zam yapacağım." dedi. Tekerlekli sandalyesini geriye doğru itti ve ayağa kalktı. "Zam mı?" diye sordu Demetria. "Zam filan istemiyorum."
Louis kapıdan çıkmadan önce elini kalbine koydu. "Beni alt ettin. Her ne kadar sana zam yapmak için yanıp tutuşuyor olsam da, artık fazladan tek kuruş almayacaksın. Teslim oluyorum."
"Ya çok istiyorsan zam yapabilirsin!" diye seslendi Demetria onun arkasından. Louis ise güldü, bunu duymazdan geldi ve şirketin otoparkına doğru yürüdü.
Eve gidip ne yapacağını da bilmiyordu. Niall zaten çalışıyordu, onun yanına gidemezdi. Evde tek başına olmak da rahatsız ediciydi. Onlarca insana ve işe rağmen aklı Harry ile doluydu, yalnız kalsa daha da kötü olacaktı.
Arabasını hızla evine doğru sürerken Harry ile tanışmasını hatırladı. Birkaç gün sonra sabah koşuda karşılaşmalarını, Harry'nin onun yanından giderken "Umarım daha sonra yine karşılaşırız çünkü günümü aydınlatıyorsun." demesini...
Bunları hatırlamaması lazımdı. Şimdiye kadar hep liderlik yapan mantığı kontrolünü kaybediyor, yerini kalbine bırakıyordu. Louis bunu istemiyordu. Ama beyni bile ona ihanet etti. Harry'nin pastanesine gittiği gün gözünün önüne geldi.
"Üzgünüm Louis ama kahretsin, gözlerin çok güzeller!"
"Kirpiklerin de çok güzel. Ayrıca kaşların da, ve burnun..."
Louis düşünmemeye çalıştıkça daha fazlasını hatırladı.
"Sadece gözlerin bile yaratılmış her şeyden daha güzel. Çirkinlikle ilgili konuşacak en son insan bile değilsin."
"Seni seviyorum. Ama seni ilk gördüğüm günden beri değil, kalbini ilk gördüğüm günden beri. "
Harry'nin sesi kulaklarında yankılanırken Louis kendisini delirecek gibi hissetti. Hasta olduğunda Harry'nin ona bakmasını, elinde Zayn ve Liam'ın yüzüğü ile ona bir günlük evlilik teklifi etmesini, önceki gece sürekli elini tutmasını hatırladı.
Hafızası devamını da gözünün önüne sermeden önce arabasını park etti. Kafasının acilen dağılması lazımdı. Biraz yemek yiyip film izleyerek akşam olmasını bekleyecekti. Sonra da Niall ile takılır, o kıvırcık saçlıyı unuturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NERVOUS NEIGHBOUR
FanfictionLouis kötü sonlanmış ilişkileri yüzünden erkeklerden nefret ediyor. Düğününden bir hafta önce terk edilmesi üzerine yeni bir eve taşınıyor. Ve yeni karşı komşusu Harry ona ilk görüşte aşık oluyor. !Kitap alıntılar içerir!