Tenth

5.8K 627 2.8K
                                    

Uzun bölüm ve fluff uyarısı 💙💚

Harry evinin kapısını açtığında, Louis de onunla aynı anda kendi evinden çıktı. İkisi de siyah dar pantolon ve siyah blazer ceket giymişlerdi. Tek fark Louis'nin beyaz düz tişört giymesi, Harry'nin ise üzerinde beyaz kalpler olan siyah bir gömlek giymesiydi.

"Tam beni daha fazla büyülemenin mümkün olmadığını düşünüyordum." dedi Harry. "Sonra bu şekilde karşıma çıktın." Louis başını öne eğerek gülümsedi. "Geç kalıyoruz. Gidelim artık."

Harry asansörün kapısını açtı ve eliyle içeriyi işaret etti. Louis itiraz etmeden asansöre bindiğinde Harry de onunla birlikte içeri girdi. Elinde olsa bu günü sonsuza dek yaşamak isterdi. Çünkü yalandan da olsa, Louis ile birlikteydi.

Aşağı indikleri zaman Louis'nin arabasına bindiler. Gidecekleri yeri iyi bilen kişi Louis olduğu için, direksiyon başına da o geçti. Harry sadece oturdu. Gözlerini Louis dışında bir yere çevirmek bile istemiyordu. Ona bakıp ne kadar şanslı olduğunu düşünüyordu.

Ve kararlıydı. Bu akşam, Louis'ye ne kadar iyi bir erkek arkadaş olabileceğini kanıtlayacaktı. Onun güven problemi var diye Harry aşkından vazgeçmeyecekti elbette. Zaten Louis bunu hatırlamıyor olsa da Harry'e kendisinden vazgeçmemesini söylemişti.

"Bazı şeyleri netleştirelim." dedi Louis. "Bize tanışma hikayemizi, ne zamandır birlikte olduğumuzu, bana nasıl evlenme teklifi ettiğini soracaklardır. Sürtük D bunlara çok meraklıdır."

Harry kahkaha attı. "Sürtük D mi?" diye sordu. Louis başını salladı. "Evet. Theodore beni onunla aldattığı zaman ona bu lakabı takmıştım." Harry gerçekten ona daha fazla hayran olamazdı.

"Bence tanışma hikayemizi gerçek haliyle aktarabiliriz Lou. Çünkü oldukça sevimli olduğunu düşünüyorum." dedi. Louis güldü. Onu sürekli azarlamasının sevimli bir yanı yoktu. Ama Harry'nin ona sürekli şiirlerden alıntı yapması güzeldi. Bunu inkar edemezdi.

"Öyle diyorsan öyle olsun." dedi. "Ben Theodore'dan ayrılalı 1 yıl kadar oldu. Seninle de 10 aydır birlikte olduğumuzu söylesek yeter herhalde?"

Harry onu onayladı. "11 ay önce tanıştık, 10 aydır birlikteyiz. Ve ben sana 5 ay önce, birlikte tatile gittiğimizde evlenme teklifi ettim. Uygun mu?"
Louis "Uygun." dedi. "Peki tatile nereye gitmiştik?"
"Wellington'a ne dersin? Daha önce gitmiştim. Orayla ilgili bir şey sorarlarsa cevaplayabilirim."

Louis gözlerini yoldan ayırıp ona baktı. "Ben de Wellington'a gitmiştim. 2 yıl kadar önce. 2016'nın yılbaşında." dedi. Tek başına tatil yapmak istemişti ve ailesine yılbaşında çalışmak zorunda olduğunu söyleyip, kendine bir tatil planlamıştı.

"Şaka mı yapıyorsun?" diye sordu Harry. "Ben de 2016'nın yılbaşında gitmiştim!" Louis buna nasıl bir tepki vereceğini bilemedi. Belki aynı mekanlarda bile bulunmuşlardı. "Kim bilir Wellington'da neler oldu..." dedi. Harry güldü. "Kim bilir"

Louis elini radyoya uzattı. Sürekli dinlediği kanallardan birkaç tanesinde gezindi. Sonunda birinde durdu. Shania Twain'in Still The One şarkısı çalıyordu. Bu şarkıyı gerçekten çok seviyordu ve nedeni hakkında hiçbir fikri yoktu.

Harry arkasına yaslandı. Liam'ın yüzüğü ona tam olmuştu ama Zayn'in yüzüğü Louis'ye biraz büyük geliyordu. Harry bir gün onun parmağına tam olacak bir yüzük alacaktı. Ama, önce bu geceyi sağlam bir şekilde atlatması gerekiyordu.

Sessiz geçen yolculuktan sonra Louis arabayı durdurdu. Harry ile aynı anda arabadan indiler. Louis anahtarı valeye verdi. Ona güvenmemesi için hiçbir neden yoktu. Birlikte içeri girerlerken "Bana bak." dedi Louis. "Şansını zorlama, tamam mı? Çaresizliğimden yararlanırsan seni döverim." Harry güldü. Elini onun beline koydu ve onu kendine doğru çekti. "Özür dilerim Louis ama bu sözünü dinlemeyeceğim. Bugün bana aitsin."

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin