Fifth

5.1K 540 1.2K
                                    

Louis, çalıştığı derginin editöründen bir mail alınca, aceleyle üzerine bir tişört geçirdi. Anahtarını alıp evden çıktı. Kapısının önünde, yine, Harry duruyordu.

"Ne halt ediyorsun burada?" diye sordu. Harry geriye doğru bir adım attı, ellerini havaya kaldırdı. "Yemin ederim sana asılmaya gelmedim." Louis ona inandı. Çünkü Harry Louis'nin şirketine gittiği -ve durmadan sarkıntılık ettiği- gün çok sağlam azar yemişti. Öyle ki, ondan beri, yani nerdeyse bir haftadır Louis'nin karşısına hiç çıkmıyordu.

Louis bunu biraz garipsemişti ama neyse. Kurtulmak istiyordu ve kurtulmuştu işte.

Harry "Sadece asansör bekliyorum." diye açıkladı. Louis gözlerini devirdi. "Bana ne, ister otobüs beklersin ister asansör beklersin." dedi. "Ama şunu bil, sen erkek olduğun sürece bu kapıda daha çok beklersin."

Harry yine ağzını açıp tek kelime edemedi. Louis onun yanından geçip merdivenlere ulaştı ve üst kata doğru çıkmaya başladı.

Harry onun arkasından bakarken gülümsedi. Sürekli Louis'den laf yiyordu ama anormal bir şekilde bundan çok hoşlanıyordu. Louis sinirlendiği zaman Harry'nin gözüne daha da sevimli görünüyordu. Onun asabi tavrı, drama kraliçesi davranışları Harry için oldukça çekiciydi.

Louis hemen Liam ve Zayn'in evinin kapısını çaldı. Sabahın bu saatinde uyuyor olma ihtimalleri de vardı ama işe gitmesi gerekeceği için onlara erkenden haber vermek istedi. Akşamı bekleyemezdi.

Şansına, bir dakika içinde kapı Zayn tarafından açıldı. "Hoş geldin Louis! Biz de kahvaltı yapıyorduk, gelsene." dedi heyecanla. Louis nazikçe gülümsedi. "Günaydın Zayn, ben kahvaltı yaptım teşekkür ederim. Sadece Liam'a ufak bir haber getirdim."

Zayn kapıyı biraz daha açıp Louis'nin girmesi için alan bıraktı. Louis de ufak adımlarla içeri girdi. "Bu saatte rahatsız ettiğim için kusura bakmayın." dedi. Zayn elini havada salladı. "Ne rahatsızlığı? Sen de ailedensin."

Louis salona geldiğinde, Liam ayağa kalktı. "Hoş geldin Lou." dedi. "Nasılsın?" Louis yine gülümsedi, Zayn ve Liam yanındayken bunu çok sık yapıyordu. "İyiyim, teşekkür ederim. Sen?" Liam "Ben de iyiyim. Teşekkürler." dedi.

Louis daha fazla oyalanmadan telefonuna gelen maili açtı ve Liam'a verdi. "Dergi editörümüz sizin kreasyonunuzu tanıtmayı kabul etmiş. Yarın gelip müdürünüzle görüşeceğim."dedi. Liam telefondakileri okuyunca sevinçle Zayn'in üstüne atladı.

İkisi sarılıp gülüşerek sevinirken Louis gözlerini başka yöne çevirdi. Uzun süredir kendini boşlukta hissediyordu. Niall ona yeni biriyle takılması ve aklını dağıtması gerektiğini söylediğinde Louis bunu şiddetle reddediyordu. Yalnız başına daha iyi olduğunu iddia ediyordu ama yalnız kaldıkça da özgüven kaybı yaşıyor, sevilmeyen biri olduğuna daha çok inanıyordu.

"Benim işe gitmem gerekiyor çocuklar, sonra görüşürüz." dedi sesini toparlayarak. Liam ona döndü. "Akşam bunu birlikte kutlayalım Louis, sen de bize katıl. Lütfen." Louis iç çekti. "İşim olmazsa katılırım elbette, görüşmek üzere." dedi, onlara el salladı ve evden çıktı.

Kendini dışarı attığında aklı yine eski sevgilileri ve onlardan yediği tekmelerle doluydu. Edward onu düğünden hemen önce terk ettiğinden beri, Louis nerede hata yaptığını sorguluyordu. Jeremy, Theodore ve Edward'a nasıl bir yanlış yapmıştı ki üç ilişkisinde de başkaları için bırakılmıştı? O kadar da çirkin olamazdı, değil mi?

Ve bir de o sabah, eski nişanlısı Edward'ın, Louis'yi terk etmesine sebep olan sarışın adamla nişanlandığını öğrenmişti. Bu onu daha çok yaralamıştı.

NERVOUS NEIGHBOURHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin