1.bölüm

735 42 53
                                    

Hepinize merhaba arkadaşlar.🤗🤗 Texting kitabımı saymazsak ilk kitabımla sizlerleyim. Umarım güzel ve beğeneceğiniz bir kitap olur. Başlama tarihinizi buraya bırakmayı unutmayın.

Hikâye tamamen hayal ürünüdür. Gerçekleri içerse de gerçekler daha kötüdür.

Sözler bazen çok şey anlatır. Bazen kocaman bir sessizliğin içinde yok olmamızı bekler.
****

Gözlerim açılmak istemiyordu. Ama mecburdum, lanet olası güne uyanmaya mecburdum. Yorulmuştum, yorulmuştu göz kapaklarım. Renksiz duvarlar arasında sıkışıp kalmış insanları görmek istemiyor gözlerim, duymak istemiyor 'ezik' laflarını ve alaylarını kulaklarım, konuşmak istiyor, açıp cevap vermek istiyor ama ne olursa olsun onlar kadar düşemeyeciğini biliyor ağzım, gitmek istemiyor her gün aynı şeyleri duyduğum okula ayaklarım.

Ben Alp. Adımın anlamı yiğit ama pek de öyle olduğumu zannetmiyorum. Dünya'nın en utangaç ve korkak insanıyımdır belki. Adımın anlamını vermiyorum.

İsmimin anlamına göre rengim mavi imiş. Ama ben kırmızıyı seviyorum. Renklerde cinsiyet yoktur, geri kafalı arkadaşlarıma söylüyorum.

Uğurlu sayım otuz altıdır. Zaten harflerimin sayılarını da toplarsanız bu sayı çıkar.

Karakterimin en belirgin özelliği merhametmiş. Başımıza ne geldiyse vicdandan geldi.

Yetenekli, mantıklı, özgüven sahibi... Bunların hepsi ismimde yatıyormuş. Peki ben neden öyle değilim? Belki de olmama izin vermediler. Sanırım asla böyle olamayacağım.

Her gün kırmızı biber yerim. Çantamdan ayrılmayan şeydir. Tenefüste, evde, dinlenirken vazgeçemediğim şeylerden birisidir kırmızı biber. Ama kırmızı biber kadar acı değilim.

Küçüklüğümden beri derslerimi çalışıp hayalimdeki mesleği doktor olmayı istemişimdir. O beyaz önlüğü giyip yaşlı teyzelere ve tatlı çocuklara bakmak istemişimdir. Ailem de bana hayallerimin peşinden gitmemi söyledi. Fakat ben sanırım o kadar cesur değilim. Zaten yıktılar, hayallerime ulaşacağım yolları yıktılar.

Sınıf arkadaşlarım tarafından en gıcık olarak bilinirim. Bütün okul da denilebilir. Bilemiyorum. Belkide ineğim, belki de istedikleri kişi olmadığımdandır. Sizde kendiniz olun, başkalarının istediği kişiliğe bürünürseniz sonunun ne kadar korkunç ve karanlık olduğunu bilemezsiniz.

Halbuki ben hiçbir şey yapmadım. Hep böyle sınıfın en arka köşelerinde oturur, elime kırmızı biberimi alır, kulaklığımı takar ve en sevdiğim tür olan epik müzik dinlerim. Sesim çıkmaz. Derslerde de pek konuşmam ama sınav notlarım yüksektir. Çoğu kişi sınav günü benden kopya ister, ben vermem. Öğle aralarında okulumuza yakın olan tostcuda yemeğimi yerim. Okul çıkışı bir yerlere gitmek yerine direk evime geçerim. Yolda da yine kulaklığımı takar ve gerçeklikten uzaklaşırım.

Eve geldiğimde dinlenirken kırmızı biberimi yerim. Tekrar yapar, ödevlerimi yaparım. Sonra yatasıya kadar müzik dinlerim. Müzik dinlemeyi kırmızı biberle yarıştırabilirim.

18 yaşıma geldim. Ne olup bittiğini hiç anlamadım. Adım 'inek' oldu, 'gıcık' oldu, sevilmeyen oldum, istenmeyen oldum... hayatım boyunca yediğim kırmızı biberlerden çok lakap yedim.

Bu yüzden hep sessiz oldum. İçime kapanık, sessiz ve istenmeyen.. Bir ara ailem tarafından psikoloğa götürüldüm. Ama cevap yok. Zaten ailemde işleriyle çok meşgul. Durumumuz gayet iyi ama benim durumum değil.

AlpHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin