Bu kahpe dünya sizin olsun. Biz böyle mutluyuz. Katılmak isterseniz yıkın kurallarınızı! Bir daha inşa edelim şu dünyayı.
***
Hayranımdan mektup gelmiyordu. Derslerim düşüşteydi. Hâlâ kimse benle konuşmuyordu. Ailem kendi halindeydi. Hiçbir şeyim normal gitmiyordu. Kendimi iyi hissetmiyor, bazen yatağımda intihar hayallerini kuruyordum. Yapmaya kalkışmak istesem de geri döneceğimi, döndürüleceğimi biliyordum. Görmemem gereken bir şey görmüştüm. Mektup yoktu. Hayallerin çok kötü. Mektup gelmiyordu.Duvarları yumruklayıp kendime zarar vermekten başka bir şey yapmıyordum. Cidden hiç duymuyorlar mıydı sesleri?
Mektup yoktu. Ama ben hala yazabilirdim değil mi? Böyle bir engel yoktu ortada. En azından delirmemek için yazmalıydım. Buna ihtiyacım vardı. Hissetmeye, düşünmeye ve yazmaya. Sadece yazmak beni koparıyordu bu gerçeklikten. Döktüğüm her kelime yaptığım her tamlama bana aitti. Sözcüklerin benle dalga geçmiyordu. Onlar benim istediğimi yapıyorlardı. Kalem, kağıt ve harfler benim arkadaşlarımdı.
Yazmaya başladım.
Nerdesin? Böyle bir giriş saçma oldu biliyorum, fakat nerdesin? Ya benimle dalga geçtin ki ortada masum bir amca var ya da bir şey oldu. Senin için endişeleniyorum. Umarım kendine bir şey yapmamışsındır. Buna dayanamam. Biraz daha yazmazsan hiç katlanamayacağım.
Sana şu aralar ihtiyacım var. Kendimi çok berbat hissediyorum. Belki çok kızacaksın ama bir gün cesedimi banyoda bulabilirler.
Tek arkadaşım, hayranımdın. Hâlâ öyle misin?
Bazen sadece oyuncak gibi hissediyorum kendimi. İnsanların dalga geçtiği, sessiz yerlere hapsedilmiş bir çocuk gibi görüyorum kendimi. Düşünmeden edemiyorum. Yalnızlık kelimesi yalnız mı? Belki de yalnızlığın tek arkadaşı benim. Onun da yalnızlığı benimle sönüyor benim ise onunla yanıyor.
Şiirler yazıyorum, yazılar yazıyorum ama mektup yazamıyorum. Sana ihtiyacım var.
Sınavlarda aklımda sen varsın? Ya diyorum göçüp gittiyse buralardan, ne yaparım ben? Senin yüzünden düşük alıyorum sınavlardan. Ama alınma bu iyi bir şey.
Cevap vereceksin. Vermek zorundasın. Bencil olduğumu düşünme ama istiyorum. Eğer cevap vermezsen o tatlı tontiş amcayı kullanmaktan sakınmam.
Bu bir şaka.
Ama gerçekten ne yapıyorsun bilmiyorum, kötü bir zamanda mısın bilmiyorum, ama yaz! Cidden yazmak insanı iyileştiriyor. Kendine getiriyor. Ya da kelimeler kendinle yüzleştiriyor.
Kopuk kopuk şeyler yazdığımın farkındayım. Ama sen yazmadıkça aklımdakiler artıyor ve heyecanla ortaya böyle saçma sapan şeyler çıkıyor.
Sanırım sana anlatmam gereken önemli iki şey var.
Öncelikle geçen gün ailemin buralardan taşınma laflarını duydum. Şaşırma, şaşırdığını hissettim, bende şaşırdım. İlk önce inanamamıştım. Çünkü buraya yerleşmiş uzun zamandır geçirdiğimiz anılarımız vardı. Benim olmasa da onlar arkadaşlarını, hayatlarını buraya bağlamıştı. İşleri buradaydı. Zengin hayatımızın şirketleri buradaydı. İşte bu yüzden şaşırmıştım. Ya kafa dinlemek istiyorlardı ya da cidden delirmişlerdi. Çünkü aksi takdirde direk seçeneğinin olacağını yani benim için buralardan gitme isteklerinin olacağını sanmıyordum.
Of bir dakika aklıma geldikçe geliyor. Aklımda sana anlatmam gereken çok şey var. Cevap vermelisin.
Buradan taşınacağımızı sanmıyorum. Şimdi böyle düşünseler de kısa bir zaman sonra fikirleri değişecektir.
Ayrıca okulda tiyatro kulübüne girdim. Kimse benimle konuşmuyordu ama burada mecburen konuşacaklardı. Sahnede pandomim yapmayacağıma göre mecburlardı. Aslında onları biraz sıkıştırmak hoşuma gitmişti fakat biraz diyaloğa ihtiyacım vardı. Çünkü sürekli kendi kendine konuşmak da bir yere kadardı. Sen kendini göstersen aslında güzel vakitler geçirebiliriz ama göstermiyorsun işte.
Bakalım hangi rolde olacağım? Tiyatroya çıktığımda izleyicilerin arasından bana bakacağını umut ediyorum.
Ve son olarak. Aslında bunu söyleyip söylememek arasında çok fazla kaldım. Çünkü bu sırrı onlar ve ben biliyorum. Sır diyorum çünkü olay karakterleri hariç kimse bilmiyor. Ve sen cevap vermiyorsun. Ya kötü amaçlı biriysen? Kızacak mısın bilmiyorum ama neler yaşadığımı tahmin ediyorsundur. Bu zamana kadar çok fazla kez kaldırıldım. Ve şimdi ben bu olayı sana yazarsam ve sende kötü biri çıkarsan ne olacak? Kötü biri diyecek kadar masum biriyim bu arada.
Sana bu olayı anlatmak istiyorum. Ama cevap ver. Lütfen cevap ver! Anlatmazsam kafamın içinde serbest dolaşacaklar. Bir yerlere yazıp koyamayacak kadar ciddi bir olay bu.
Bana cevap ver, ver ki bunları anlatayım. Ne gördüğümü, neler olabileceğini, onların kim olduğunu...
Mektubunu bekliyorum, bekleyeceğim. Tertemiz duygularımın kalbine işlemesi dileğiyle.
Mektubu yazdıktan sonra hızlıca kıvırıp zarfa koydum. Parfümümü üstüne sıktım. Parfüm kullanmazdım ama ailemin zengin tavırlarının bir defa işe yarayacağını da biliyordum.
Zarfı küçük bir yere koyup güzelce sardım. Şimdi sıra bunu bakkal amcaya vermekti. Acaba bakkal amca mektuplari vermeyi mi unutuyordu.
Üstüme hemen bir ceket attım. Merdivenlerden aşağıya atlarcasına inerken annem kapı açık bir şekilde bana bakıyordu.
"Ne oldu?" dedim. Kim gelmişti.
"Polisler." derken kollarını birbirine geçirdi. Elimdeki zarf bilmediğim bir yere doğru havalandı.
Görmemem gerekiyordu. Görmemek. 3 maymun.
Şimdi nasıl anlatacaktım? Benim için gelmişlerdi. Benim için.
Bazı şeyleri bilmemek bilmekten daha iyidir. Bilmek, sorumluluk ister. Ve o sorumluluk ise sizi yer bitirir. Altından kalkamazsanız altında kalırsınız.
***
Hepinize merhabaa. Bu bölümü hızlı yazdım. Yazarken heyecanlıydım. Çünkü önümüzdeki bölümler- inşallah sizin içinde olur- çok heyecanlı olacak.Ayrıca haftasonu bölüm gelecek. Ve yavaş yavaş, minik minik artışlardayız. Bu yüzden sizi çok seviyorum.
Bölümleri karmaşık atıyorum ve her seferinde bir bahane söylüyorum ama cidden bende yoruldum 😂. Sınavlarımız daha yeni bitti ama şimdi de grip oldum. Grip beni sizden alamaz 😊. Yazmaya devam edeceğim.
Bölümlerin hangi gün olacağını kararlaştıramadım. Aslında belirlesem daha düzenli ve iyi olur. Haftada iki gün olarak düşünüyorum.
Neyse inşallah bölümü beğenmişsinizdir. Yorum yaparsanız, sorulara cevap verirseniz beni sevindirirsiniz. Ayrıca aklınızda kalan herhangi bir şey varsa spoiler vermeden anlatırım. Merak ettiklerinizi de yazabilirsiniz.
~Haftada iki bölüm iyi mi?
~Sizce polisler neden geldi?
~Ezik ne görmüş olabilir?
~Gizli hayran neden cevap vermiyor? Verecek mi?Diğer bölümde görüşmek dileğiyleee 🖐🖐.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alp
Short Story17 yıl boyunca ezilmiş, yok sayılmış olan Alp'e bir gün bir mektup gelir. Mektup gizli hayranı tarafından gönderilmiştir. Okula başladığından beri kendini ezik olarak gören ve ailesiyle arası hiç iyi olmayan Alp'in hayatı bu mektuptan sonra değişece...