DAYANAMIYORUM ANNE

108 14 5
                                    

Dayanamıyorum anne. Bazen öyle canım yanıyor ki ölücem sanıyorum.  Bu acı öyle derinlerime işliyor ki kalbim sıkışıyor. O an sanki dünyanın bütün derdini tasasını ben taşıyorum. Kalbimdeki bu acı ne zaman geçecek anne.

Babamın eve geç geldiği zamanlar çok olurdu ama bu sefer ki gerçekten çok uzun oldu anne. Gelmiyecek mi bi daha? O kadar arıyorum ki onu. Sesini , kokusunu, gülüşünü, sevgisini verdiği o güveni, bazen o kızgın  hallerini... herseyini.

Içimde kocaman bi boşluk var anne. Sanki çok farklıyım ben insanlardan. Kalabalıklar arasında bile yalnızım. Bazen neler hissettiğimi ben bile kestiremiyorum. Kimsenin haberi yok benim duygularımdan. Belki senin bile.  Yani göründüğünden daha fazlası  var aslında bende. Beceremem ya zaten duygularımı göstermeyi. Aynı babam gibi.  O yüzden bu yönümü o kadar seviyorum ki. Insanlar bu yönden dolayı babana benziyorsun dediklerinde o kadar seviniyorum ki. Gurur duyuyorum kendimle. Evet ben babama benziyorum.

O kadar yorgunum ki anne. Yüreğim o kadar yorgun ki. Düşünsene anne bi kız evladı için babasının yerini. Hayatındaki hangi erkek babasının sevgisini, sefkatini hissettirebilir? Hangisi onun verdiği güveni verebilir? Çevresindekiler mi? Hayır. Akrabalar? Hayır. Yarın bir gün seveceği biri mi ? Hiç sanmıyorum. Kim tutabilir bi babanın yerini.  O yüzden bi taraf hep eksik hep yarım..

Evet anne üzgünüm. Evet onu çok özlüyorum. Ama bu kelimeler az kalıyor içimdekileri anlatmaya. Daha farklı daha büyük birşey bu. Tarif edemiyorum sen anla işte . Bu yüzden benim dalıp dalıp gitmelerim, bu suskunluğum.  Içimde bi ateş yanıyor sanki. Bazen az hissettiriyor kendini bazense alev alev yanıyor gibi . Ama hiç sönmüyor hiç geçmiyor.

Öğrendim artık anne. İnsanların samimiyetsizliğini, bazen ne kadar bencil olabildiklerini öğrendim. Bazen öyle zamanlar oluyor ki hiç ummadığımız insanlar hiç ummadığımız şeyler yapabiliyor. Ve maskeler tek tek düşüyor o zaman.
Gerçek yüzler çıkıyor ortaya. Tanıyamıyorsun insanları.. Biliyorum iyilerde var. Ama kötüler biraz fazla gibi. Bu yüzden değil mi bunca kötülük?

Korkuyorum anne. Içimde sürekli bi kaybetme korkusu. Korkuyorum sevdiğim birini daha kaybetmekten. Biliyorum böyle yaşanmaz ama elimde değil. Bu yüzden sevmekten korkuyorum. Bu korkularla yaşamak o kadar zor ki. Ne bileyim. İnsan sevmekten korkar mi? Ben korkuyorum.

  Evet anne ağlıyorum. Feryat figan etmiyorum ki. Sessizce, usulca döküyorum gözyaşlarımı. Bu kadarına müsade var biliyorsun. İsyan etmiyorum ki. Özlüyorum işte. Bazen bu acı geçsin istiyorum ama sonra düşününce ondan, babamdan  geriye ne kalacak o zaman diyorum. Belki de bu acı unutturmuyor onu bize.  O yüzden geçmese daha iyi sanki. Çünkü onu unutmak istemiyorum.

  Biliyorum anne. Sadece ben acı çekmiyorum. Böyle hissetsemde öyle olmadığını biliyorum. Bunlar sadece bizim başımıza gelmiyor. Önceden nasıldım bilmiyorum ama şimdi merak ediyorum insanların yaşadıklarını. Yüzlerinde birşeyler arıyorum. Anlamaya çalışıyorum. Yani insan birşeyler yaşayınca bakış açısı değişiyor galiba. Buda iyi tarafı sanırım. Belki bi gün birisinin acısına ortak olurum. O yüzden merak ediyorum işte kim ne yaşamış.

  Bir gün bitecek değil mi anne? Bi gün bitecek ,geçecek herşey. Yani alt tarafı üç günlük dünya. Göz açıp kapayıncaya kadar biter zaten dimi. Bizi ne kadar zorlayabilir ki? Sadece o güne kadar yanlışa sapmaktan, isyan etmekten korkuyorum. Bu acının beni yanlışa götürmesinden korkuyorum. Bu yüzden belki suskunluğum. Yanlış birşey söylemeyeyim diye. Sessizce yaşıyorum acımı.

 

 

SEN YOKSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin