İnci iyi birisi ama bu kadar kırılgan olması insanı çileden çıkarıyor. Babamla aramız açılmasın diye ona bu güne kadar yaptığımız tartışmaların hiçbirini söylememişti.Babam için önem sırasında ilk olabilirim ama ikinci sırada olan İnci de benim kadar önemliydi.
Evet annemla babam bi aşk evliliği yapmamıştı ve ben onların aşk hikayesini dinleyerek uyumamıştım.Babam yıllarca benim şımarıklıklarıma katlanmıştı.Birgün İnciy'le beni tanıştırmak istemişti. Gözleri parlıyordu.Nasıl hayır diyebilirim ki ? Onu cidden sevmişti ve benim onlara mani olmam saçmalıktı.
Bu seferki olay babamın önünde olmuştu ve kaçınılmaz olarak babamla tartışmıştık.Ağlayarak evden çıktığımda nereye gideceğimi bilemedim. Arabanın anahtarını almayı akıl ettiğim için şanslıydım.
Üstümdeki ayıcıklı pijamayla nereye gidebilirdim? Eylülle kavga etmemiş olmamayı diledim. Keşke demekten bi kere daha nefret ettiğimi anladım.
Keşke insanları üzmeseydim. Keşke onlarla iyi geçinmeye çalışsaydım. Keşke bu kadar şımarık biri olmasaydım. Keşke biraz arkadaşım -dostum- olsaydı.
Bi tek Eylül vardı ama onunlada sebepsizce küsmüştük. Böyle yalnız kalınca bir şeyler kafama dank ediyordu ama her şey çok geçti. Olan olmuştu ve ben olanı geri çeviremiyordum.
Düşüncelerimden sıyrıldığımda geldiğim yere baktım. Cidden buraya mı gelmiştim. Ahh... Kamerin evinin önünde ne işim vardı. Daha da önemlisi Kamerin evin önünde ne işi vardı.
Beni görmüştü.Artık geri dönüşümde kalkmıştı ortadan. Onu görünce yine içimde değişik bir şeyler olmuştu.
Sanki beynimdeki tüm fonksiyonlar işlevini yitirmiş gibi... Sanki gökkuşağını yemiş gibi... Sanki... Çok çok çok farklı...
O çoktan arabanın kapısına gelmişti ve ben çoktan arabadan çıkmaya hazır haldeydim. Ne demişler? Başa gelen çekilir.
" Güneş. Neden ağlıyorsun? "
Elimi yüzüme götürdüğümde ağladığımı farkettim.Off yaa... O kitaplarda okuduğum ağlamayı farketmeme olayı başıma mı gelmişti?
Konuşmaya çalıştım ama ağzımdan bir hıçkırık çıkınca belime dolanan elleri farkettim.Bana sarılmıştı!
Bende başımı onun göğsüne koyarak ağlamaya devam ettim.Ne kadar süre öyle durduk bilmiyorum ama bi süre sonra ayaklarımın yerden kesildiğini hissettim.
Beni kucağına alarak evine getirmişti.Beni ne çok kucağında taşıdı ya... Ayrıca çok güzel kokuyordu.
Koltuğa bıraktığında gömleğinde gözyaşı ve sümük karışımı birseyler olduğunu farkettim. Tek kelimeyle iğrençti. Ve bu şey benim eserimdi.
Yüzümü buruşturarak lekeye bakarken nereye baktığımı anladı ve o da baktı.
" Imm... Galiba üstümü degistirmeliyim. "
O nasıl bi gülümsemeydi. Şu an erdiğimi hissettim.
Bi dakika. Başa alırsak ben buraya en komik ayıcıklı pijamamı giyerek ve ağlayarak gelmiştim onun göğsünde ağlamıştım bir kez daha beni kucağında taşımak zorunda kalmıştı ve onun gömleğine iğrenç bi kalıntı bırakmıştım ve o muhteşem bir şekilde gülmüştü.
Dalga geçmemişti. Başından savmamıştı. Beni azarlamamıştı.Bunlar benim bi erkekte aradığım üç kriterdi.
Önüme konulan bir bardak sütle karşı karşıyaydım. Kadın bana sıcacık bir gülümsemeyle bakıyordu. İnanmıyorum! Bu Kamerin annesi olabilir miydi? Geçen geldiğimde yoktu ama.
" Hadi iç sütü sakinleştirir"dedi kadın.
Tam o sırada merdivenlerden inen Kamerle karşılaştım . Gözlerimiz bulustuğunda bakışlarımı kaçırma ihtiyacı hissettim.
"Aysel teyze iç diyosa vardır bi bildiği. " dedi.
Bakışlarımı bu sefer önümde duran süt bardağına çevirdim. Elime alarak içmeye başladım.
Bardağı bitirdiğimde Kamer gülerek yanıma geldi. Gittikçe dudağıma yaklaştığında kalbim durucak gibi oldu.Nefes alamadığımı hissettim . Uzanıp dudağımın üzerindeki yere dokundu.Ne yaptığını anlayamamıştım.
" Dudağının üstünde süt kalmış"dedi açıklama yaparmış gibi.Bi dakika! Şimdi bende sütten bıyık mı olmuştu. Rezillik!Tek kelimeyle rezillik!
Mahcup bi şekilde kafamı önüme eğdim. Çok utanmıştım.
" Ne olduğunu anlatmak ister misin?"
"..."
" Geldiginden beri hiç konuşmadın.Hadi anlat."
" Bi kardeşim olacakmış. " Kamerin büyüyen gözlerini izledim.
" Eee..."
" Bunu öğrenince bende şaşırdım doğal olarak.Sonra İnci'ye yaşınız geçmedi mi sizin dedim.Biliyorum patavatsızlık ettim.O da ağlamaya başladı. Zaten çabuk incinir.Babamda oradaydı. Olanları görünce kızdı ve biraz tartıştık. Kamer bu dünyada en çok korktuğum şey babamın beni bırakması. Onunla kavga etmek beni çok üzdü. "
Uzun bi süre ikimizde sessiz kaldık ta ki karnımın gurultusu sessizliği bozana kadar . Bugün her şey benim rezil olmam için komplo kurmuş gibiydi. Resmen yerin dibine girmiştim.
" Aysel sultan yemekte ne var."
Telaşla mutfaktan çıkan kadın yanımıza gelerek yaptığı yiyecekleri sıraladı.
" Kamer ben Özür dilerim. Senide işinden alıkoydum.Daha fazla zahmet olmasın ben gidiyim artık." dedim . Aslında kurt gibi açtım ve o yemeklerin hepsini yemek istiyordum.
” Saçmalama Güneş. "
" Ciddiyim daha fazla seni rahatsız etmeyim." dediğimde ters ters baktı.
" Yemek yemeden hiçbir yere gitmiyorsun küçükhanım." dedi.
Yine sessizlik içinde yemeği yedik. Bugün fazlaca sessizdik.Acaba benden rahatsız mı olmuştu. Hiç tanımadığın birinin evine bu kılıkta gelirsen böyle olur tabi.
" Artık gitsem iyi olur zaten geç oldu." dedim
"İstediğin her zaman burdayım. Ne zaman istersen gelebilirsin."dedi.Bu sözleri gülümsememe neden oldu.Belki o kadar rahatsız etmemişimdir.
" Belki bende sana bi gün yemek hazırlarım."
" Sen mi? Sen yemek yapabiliyor musun?"
" Neden yapamazmışım?"
" Tamam.O günü sabırsızlıkla bekliyorum o zaman."
Gülümseyerek arabama bindim.Ne gündü ama?
"*"*"*"**"*"*"*"*"*"*"*""**""**"
Geciktirdiğim için çok özür dilerim. Okuyucu sayım 250 olmuş. Hepinize sonsuz teşekkürler...Keşke biraz yorum yapsanız da bende hikayeyinin iyi mi kötü mü olduğuna karar versem :D