Kamer...
Mutfaktan hızlıca gelen Güneş'e baktım. Koltuğa yığılıp kalmıştı.Bu kadar yorulacağını tahmin etmemiştim.
Derin bir uykuya dalmıştı.Onun bu haline bakıp gülmeye başlamıştım. Yanına yaklaşıp yanağını öptüm. Gülümsemeye başlamıştı. Rüyasında ne görüyordu acaba?
Uyumasından aldığım cesaretle konuşmaya başladım.
" Seni ilk gördüğümde yine bu elbisene benzer mavi bi elbisen vardı. Koşarak bir yere gidiyordun.Şifon elbisen uçuşuyordu.Bi elinle eteğini tutarken diğer elinde büyük poşetler vardı. Hızlıca bi apartmana girmiştin.
O zaman keşke böyle bi insan çıksa karşıma beni mutlu etse dedim . İlk o an düştün kalbime.
Aynı günün akşamı bir partiye davetliydim.Rakip şirketin bilmem kaçıncı açılış yıldönümüne...Nereden bilebilirdim senin o adamın kızı olabileceğini.
Yaşı küçük dedim, daha çocuk dedim, neredeyse düşman olduğumuz adamın kızı dedim, beni sevmez dedim ama dinletemedim kalbime. İnanmak istememiştim seni sevdigime.
Yedinci yılımız kutlu olsun sarı cadım. Yarın bizim yedinci yılımız sen her ne kadar bilmesende."
Anlatınca ferahlamış gibi olmuştum. Yıllardır hic habersiz sevmiştim onu.Hiç bir karşılık beklemeden.Hiç umut bağlamadan ama hiç umudumu yitirmeden sevmiştim güzel gözlümü.
"Her şeyimde biraz sen varsın.Her hayalimde, her düşüncemde, her mutluluğumda ve her üzüntümde...Hissetmeyi bilmeyen nefretten başka hiç bir şey bilmeyen bu kalbime sevmek nedir öğrettiğin için teşekkürler..."
O uyurken öylece onu izlemek...Belki benimle ilgileneceğini düşünmediğim için çok uzak bi düşünceydi bu.O erkek arkadaşını öldürmek istemiştim. Beni öyle sevmeyeceğini düşündüğüm için hiç çıkamadım karşısına. Korktum beni sevmeyecek diye.
"O yaralı kalbini sarabilsem keşke"
Biraz daha onu izlediğimde yavaşça uyandığını farkettim tam ondan uzaklaşacağım sırada aniden gözlerini açmıştı.
Güneş...
Gözlerimi açtığımda bir çift göz bana bakıyordu. Sırıtarak bakan Kamer uyanabildin mi uykucu güzel dediğinde olanlar aklıma geldi. Ama bir gariplik vardı. Biz dans ederken sofra seriliydi. Şimdi ise o sofranın yerinde yeller esiyordu hatta orda bir masa bile yoktu. Nasıl yani herşey rüya mıydı?
Yemeği yaptıktan sonra koltuğa oturduğumda uyuduğum aklıma gelince her şey yerine oturdu.
Bilinç altıma küfürlerimi ilettim. Nasıl böyle bir hata yapardı? Ben gerçek sanıp bu kadar heyecanlanmıştım. Neyse en azından uykucu güzel demişti. Onun gözünde güzel olmak bile mutlu etti beni.
Düşüncelerimle boğuşurken kapıdan gelen anahtar sesiyle ikimizde kapıya baktık.Birini beklediğimizi sanmıyordum.
Bir dakika bunların burda ne işi vardı?İçeri giren Eylül ve Mert'e bakakaldım.
Herkesin soru işareti dolu gözlerle baktığını farkettim.Neler oluyordu burada?
"*"*"*"*"*"*"*"*"*"*"*"**"*"*"*"
Yeni bölümümle hepinize merhaba bitanecik okuyucularım. Umarım beğenerek okuyosunuzdur.Yorum yapar ve oylarsanız beni çok çok çok mutlu edersiniz . Okuduğunuz için teşekkürler...
Medyada sevdiğim kısa bir aşk hikayesi var izlerseniz mutlu olurum.