Giyinmeyi Unutmuşsun!

1.5K 63 10
                                    

Yarın Sabah:

Uzun süredir görmediğim sevgilimle bir gün geçiricem. Cidden İrem'i şimdi anlıyorum. Ne zaman Meriç'le buluşacak olsa heyecanlanırdı. Bense göz devirirdim. Şimdi İrem'in durumuna ben düştüm.

Üstüme, beyaz kısa kollu, altıma ise dar kot pantolon giydim. Kısa kollu mu kot pantolonumun içine soktum. Çantamın içine telefonum ve kulaklığımı koydum ve çantamı da alıp yurttan çıktım.

15-20 dakika sonra Ateş'in yurduna vardığımda, nazikçe kapıyı çaldım. Kapıyı diret Ayaz açmıştı. Boynuna sarılıp Yanağına öpücük kondurdum. Ayaz'dan ayrıldığımda hemen kapıyı kapattı. Bu sırada ikimizde dışarı daydık tabii. Ne yapmaya çalışıyor bu adam? Ayaz, hızla bana döndü:

Ayaz: Hadi gidelim.

- Çocuklara bir "Merhaba" deseydim.

Ayaz: Hepsi uyuyor.

- Ne demek uyuyor? Bu saate kadar uyunur mu hiç? Uyku hapı falan mı verdin çocuklara?!

Ayaz: Saçmalama Açelya! Dün zaten çok yorulmuştuk, bide sabahın 5'ine kadar film izlemişler. Ben seninle buluşucam diye erken yattım. Çocuklar hâlâ uyuyor.

Nazikçe Ayaz'a gülümsedim. Çok sevimli duruyordu. Bide benim için erken yatması falan. Ayaz'da gülümsememe karşılık olarak gülümsedi:

Ayaz: Hadi arabaya geçelim.

Yavaşça olumlu anlamda başımı salladım. Arabanın yanına gittik ve arabaya bindik. Ayaz, hafifçe bana döndü:

Ayaz: Nereye gidelim?

Cidden, nereye gidelim? Bunu hiç düşünmemiştim. Biraz düşündükten sonra cevap verdim:

- Bi kahve dükkanına mı gitsek? Hem kahve içer hem konuşuruz, ne dersin?

Ayaz: Olur.

Ayaz, önüne döndü ve arabayı çalıştırdı. Bi kahve dükkanına geldiğimizde, arabayı park edip arabadan indik. Kahve dükkanına girdiğimizde Ayaz, bana döndü:

Ayaz: Ben siparişleri vereyim, sende bir masaya geç. Ben gelirim şimdi.

- Tamam.

Ayaz, siparişleri vermeye giderken, bende bir boş masaya oturdum. Bir kaç dakika sonra Ayaz, yanıma geldi ve karşıma oturdu. Hafifçe Ayaz'a baktım:

- Verdin mi siparişleri?

Ayaz, hafifçe olumlu anlamda başını salladı. Çok sevimli görünüyordu. Hafifçe gülümsedim. Bir kaç dakika sonra, bir garson, elinde iki tane kahveyle bizim bizim yanımıza doğru geldi.

Ayaz'ın kahvesini verdikten sonra bana kahvemi uzatırken, birden kahve üstüme devrildi ve aynı zamanda da üstüme döküldü. Vücudumun yandığını hissetmiştim. O yanma hissiyle , birden ayağa kalktım.Benimle birlikte Ayaz'da kalkmıştı. Ayaz'ın benden daha çok endişelenmiş gibi bir hali vardı.

Garsonda paniklemişti. Ne yapacağını şaşırır bir hali vardı. Yanmanın hissiyle inliyordum. Garson bana bakıp:

Garson: Üzgünüm. Çok affedersiniz, özür dilerim. Bilerek olmadı. tarzında şeyler söylüyordu.

Hâlâ yanarken, hızlı adımlarla lavaboya gittim. Kapıyı kapatıp, kısa kolumu bedenimden uzaklaştırdım. Yanma hissi yavaş yavaş geçmeye başlamıştı.

Yanma hissi geçince, elimi ıslatıp yanana tenime deydirdim. Sanırım daha önce canım hiç bu kadar yanmamıştı. Cidden acı veriyordu. Pantolonuma da gelmişti ama kısa kolluma geldiği kadar değil. bacaklarım yanmamıştı zaten. Kısa kollu mu tekrardan eski haline getirdim.

Şarkına AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin