Kim Yaptı Bunu?!

1.5K 74 9
                                    

Asansörden indiğim gibi Ayaz'ı gördüm. Nöbet mi tuttun, hâyırdır? Dur ben söyleyim, "Tam adam dövme havam dayım. Şu Açelya'nın kolunu görüyüm de Tuna her kimse onu döveyim!" dedin demi? Bence bildim, sence? Her neyse, uzatmayalım. Görmezse ne mutlu bana. Görürse... İnceldiği yerden kopsun be! Ayaz'ın arkası dönük olduğu için beni görmedi. Hızlı adımlarla Ayaz'ın yanına gittim ve arkasından beline sarıldım. Ellerimi tutup okşadıktan sonra, kollarımı belinden ayırdı. Ellerimi tutarak bana döndü. Yanağıma uzandı ve uzunca öpüp geri çekildi:

Ayaz: Hoş geldin, sevgilim.

- Hoş buldum, canım.

Elimi tuttu ve prova odasına doğru ilerlemeye başladık. Yanımızdan, şu Merve denen salak geçiyordu. Ayaz, birden bire elimi bıraktı. Şaşkınlıkla Ayaz'a döndüm. Merve malı Çoktan gitmişti. Kızgınlıkla:

- Hâyırdır, Ayaz?! O kızla aranda bir şey mi var

Ayaz: Ne alaka?

- Kız yanımızdan geçerken elimi bırakmalar falan.

Ayaz: Şu anlık ilişkimizi kimsenin bilmemesi daha iyi. Bana kalsa çocuklara bile söylemezdim.

Surat astım. Ayaz tekrardan elimi tuttu ve ilerlemeye devam ettik. Prova odasına girer girmez çocuklar beni fark etti. Hepsinin yüzünde güller açtı. Beni görmeye ne kadar da meraklısınız. Benden ne zevk alıyorsunuz ki? Hadi sevgilimi anlıyorum da siz? Her neyse yinede sizi görmek güzel çocuklar. Çocuklar bana el sallayınca, bende sol elimi kaldırdım ve el salladım. Allah kahretmesin! Kazağın bol olduğunu unutmuşum! Ve sargı bezi şu anda, kabak gibi ortada! Ayaz'ın gözleri koluma kaymıştı. İstemsizce kaşlarının çatıldığını fark etmiştim. Stresle, kolumu indirip, Ayaz'a baktım:

Ayaz: Senin koluna ne oldu?!

Ne halt yiyicem şimdi ben?! Sözde göstermeyecektim. " Bak benim kolum sargılı" dedim adama resmen. Hadi, bir şey uydura bilirim hadi:

- Şey... Ağrıyordu, bende sardım.

Ayaz: Saracak kadar çok mu ağrıyordu?!

- Hı hı... Evet!

Ayaz, "Hiç inanmadım" dermişcesine göz devirdi. Bende çocuklara döndüm:

Hakan: Hoş geldin, Açelya.

- Hoş buldum.

Kazağı iyice çekiştirdim ve kolumu kapattım. Ekip toplandı, muhabbet başladı:

Murat: Açelya geldiğine göre; artık onu dans ettire biliriz.

- Des dur, Murat! Gelir gelmez.

Murat: Gelir gelmez, dans edilmez diye bir şey mi var? Biz bütün gün dans ediyoruz. Hatta buraya dans etmek için geliyoruz.

- Size de acıyorum. Tamam dans etmek güzelde, dans et, dans et nereye kadar.

Murat: Konuyu değiştirme. Dans edecek misin etmiyecek misin?

- Tamam senin dediğin olsun. Dans edicem. Ne dans yapıyım?

Emre: Ben karar veriyim mi?

Hakan: Ver bakalım.

Emre: Çift dansı.

Ayaz'ın kaşları çatılmıştı. İyi halt yedin, Emre. Emre, Ayaz'ı fark edince, stresle:

Emre: Hayır, hayır. Hani sizin, ikinizin yaptığı çift dansı var ya, onu bir daha yapın diyicektim.

Şarkına AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin