Söyliycem

1K 55 2
                                    

Telefonumu kapatıp kızlara baktım. Ölümlerinin nasıl olucağını düşünüyor gibilerdi. Sonunda kelimeleri bir araya getirip konuşa bilmiştim:

- Sabah ola, hayrola.

Daha akşam bile olmadı ama, bu duruma en çok uyan söz buydu. Ama şuan herkes kendi halinde olduğu için, kimsenin umrunda değilim.

Yarın Sabah:

Ben etrafı toparlamaya çalışırken, kızlar aynanın önünde makyaj yapıyor. Daha pijamalarını bile değiştirmediler ve kahvaltıya geç kalmak üzereyiz! Sinirle iç çekip konuştum:

- Kızlar bırakın şu makyajı. Kahvaltıya geç kalıcaz. Daha üstünüzü bile değiştirmediniz.

Ada: Bize diyene bak, sanki sen değiştirdin.

- Değiştirmedim ama benim işim bi pantalon bi üste bakar. Ben makyaj yapmıyorum.

Kapını çalmasıyla, hızla kapıya doğru ilerledim. Kapıyı açtım ama kapıdaki kişiye hiç bakma zahmetine girmeden kızlara baktım:

- Bana bakın, sizin yüzünüzden kahvaltıya yetişemezsem çok kötü olur!

İşaret parmağımı sallayarak tehditkâr bir şekilde konuşmuştum. Bakışlarımı kapıdaki kişiye çevirmemle şok oldum. Belli etmemek için, sinirli suratıma bir gülümseme yerleştirdim:

- Çınar abi! H-hoş geldin!

Kekelememin sebebi, Çınar abinin sinirli bir şekilde bana bakmasıydı. Büyük ihtimalle, üstümdeki şort ve sıfır kol pijama takımına bakıyordu.Adam haklı tabii. Çınar abinin geleceğini biliyorsun, niye şort giyiyorsun ki, hata sende.  Hemen de kendimi suçlamamam lazım. Ben nerden biliyim erken geliceğini?

Yüzümdeki gülümsemeyi hiç bozmadan yeniden konuştum:

- E-erken gelmişsin.

Bana hâlâ sinirli bir şekilde bakarken odaya girdi. Kızlara baktığımda, makyajlarını silmiş ve ip gibi dizilmişlerdi.

Bravo gerçekten! Bir saattir bitiremedikleri makyajı, bir saniyede silmeyi başardılar.  Ayakta alkışlıyorum sizi!

Kapıyı kapattım ve bende kızların  yanına gittim. Çınar abi bize göz gezdirdikten sonra konuştu:

Çınar: Siz söylemediniz ama, hoş buldum.

Kızlar koro halinde "Hoş geldin!" dedikten sonra, Çınar abi kollarını açtı ve aynı anda sarıldık.  Birbirimizden ayrıldığımızda, Çınar abi gülümsüyordu:

Çınar: Eee... Neler yaptınız?

İrem: Abi, gerçekten seninle konuşmayı çok özledim ama hemen giyinip kahvaltıya yetişmemiz gerekiyor.

Çınar: Peki. O zaman ben bahçedeyim. Kahvaltıdan sonra gelin konuşuruz.

Ada: Tamam.

Çınar abi odadan çıktıktan sonra hızla dolaplarımıza yöneldik ve hazırlanmaya başladık.

20 Dakika Sonra:

Yemekhaneden çıktıktan sonar bahçeye vardık. Bahçedeki banklardan birinde oturan Çınar abiyi gördüğümde, adımlarımızı o tarafa yönelttik ve ilerlemeye başladık. Tâ ki kolumdan çekilerek adımlarım engellenene kadar.

Karşımda, bana bakan Tuna'yı görmemle şaşırdım. Uzun zmandır benimle uğraşmıyordu. N'oldu ki şimdi? Tam zamanını buldun yalnız. Çınar abi falan var, çok iyi oldu. Ayakta alkışlıyorum seni!:

Şarkına AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin