Kim Bu?

1K 57 2
                                    

Üzerimi değiştirdikten sonra İrem'e baktım:

- Aradın mı Çınar abiyi?

İrem: Aradım, geliyor.

- Sizde hazırsanız çıkalım o zaman.

İrem: Tamam.

Telefonumu şarjdan çektim ve odadan çıktık. Yurttan çıktığımızda bahçe kapısına yöneldik.Bahçe kapısının orada birisi bekliyordu. Bu kişinin Çınar abi olmadığına emindim.

Ama kapının orada bekleyen adam bana neden bu kadar tanıdık geliyordu? Sanırım bunu beynimle tartışmama gerekiyordu.Adamın yüzünü bana dönmesiyle, beynim kendine gelmeye başlamıştı. Yoksa... o Ayaz mıydı?

Evet kesinlikle Ayaz'dı. Ne işi var şimdi burda? Eceline falan mı susadı, ne bu öz güven?! Hızlı adımlarla Ayaz'ın yanına gittim:

- Ayaz, burda ne işin var?

Ayaz: Hem "Konuştuktan sonra beni ara." diyorsun. Ama, seni arıyorum arıyorum ulaşılamıyor.

Şaşkınlıkla alt dudağımı ısırdım. Ben kesinlikle salağım! Kendimden nefret ediyorum!:

- Telefonumun şarjı bitmişti. Şarja taktığımda da hiç bakmadım...

Ayaz: Sen geri aramayınca, bende kendim geleyim dedim.

Bu adam kesinlikle avare. Hayır yani hiç mi işin gücün yok senin. Alt tarafı aramana geri dönmedim. Hemen yanıma gelmene gerek yoktu. O kadar mı işsizsin?

Başımı aşağı - yukarı sallarken:

- İyi yapmışsın... dedim.

Hafifçe alt dudağımı tekrardan ısırdım. Alacağım cevaptan korkuyorum ama, yine de sormama lazım:

- Ne dedi?

Ayaz: Bir şey demedi.

- Nasıl?

Ayaz: Anlayışla karşıladı ama bir isteği var.

- Neymiş?

Ayaz: Seni duyurmamızı istiyor.

- Anlamadım?

Ayaz: Yani, senin sevgilim olduğunu resmi olarak duyurmamızı istiyor.Eğer başka bir şekilde öğrenilirse, zaten skandal çıkar.

- Benim için sorun yok ama sen istemez-

Ayaz: Açelya! Uzun zamandır bunu istediğim için Yusuf beye söyledim. Sen benim sevgilimsin ve insanların bunu bilmesi gerekiyor.

İstemsizce sırıttım.İşte bu yüzden herkes bu adama aşık. Her daim başkalarını da düşünüyor. Ama Ayaz bana aşık, kimse üstüne alınmasın!

Şuan iç sesimi kıskanıyorum. İyice psikopat oldum ben! Her neyse, konu bu değil!

Hatta konu bambaşka... Konu, sırıtışımın ve mutluluğumun yıkılmasının sebebi. Konu, şuanda Çınar abinin, Ayaz'ın arkasından dikiliyor olması.

Neşeli yüzüm korku dolu halini alırken, Çınar abi benim yanıma geliyordu. Çınar abi bana yalandan gülümsedi:

Çınar: Açelya... Kim bu?

- Gü-güzel soru. Ta-tanıştırıyım, bu Ayaz.

Ayaz hemen Çınar abiye elini uzattı. Çınar abi, Ayaz'ın elini sıktı:

Ayaz: Memnun oldum.

Çınar abi elini çektikten sonra tekrara bana baktı:

Çınar: Açelya, kim bu?

- Dedim ya, Ayaz işte.

Çınar: Adını değil, kim olduğunu sordum.

- Buuu...

Çınar: Aslında yüzü çok tanıdık geldi. Senin, odana posterlerini astığın adama benziyor.

- Şey... Bu, o adam zaten.

Çınar: Nasıl?

- Bu, ünlü şarkıcı Ayaz Korkmaz.

Çınar abi şok olmuş nidasıyla bana bakıyordu. Adam haklı bir yerde. Benim odamdaki posterlerden başka bi halde göremediğim adam şuan yanımdaydı ve Çınar abiyle tanışmıştı. Ayaz birden araya girdi:

Ayaz: Benim gitmem gerekiyor. Sonra görüşürüz o zaman. Memnun oldum tanıştığıma.

Ayaz hemen arabasına yöneldi ve arabasına binip gözden kayboldu. Sonumun geldiğini hissediyordum. Çınar abi tarafından öldürülmezsem, hiç kimse tarafından öldürülmezdim. Bakışlarımı yavaşça Çınar abiye yönlendirdim. Çınar abi bana sordular bir ifadeyle bakıyordu:

Çınar: Açelya, sen bu adamla nasıl tanıştın? Hadi tanıştın, hangi ara bu kadar samimi oldun?

- Şöyle şimdi Çınar abi... Ayaz, bu okulda okuyormuş. Biz buraya yeni geldiğimizde, bende onların konserine gitmiştim. O konserde fotoğraf falan çekilmiştik, beni okulda görünce de tanıştık arkadaş olduk, gibi...

İyi halt ettim. kendimden nefret etmem için bir sebep daha çıktı. Çınar abini Ayaz'ı hiç görmemesi gerekiyordu. Neden gördü ki? Yada benim, telefonumu şarja takınca biri aramış mı diye kontrol etmem gerekiyordu. Her neyse! Olan oldu. Öldürücek sende öldür be Çınar abi!

İrem bir an sırıtmıştı. Fısıltıyla:

İrem: Ne arkadaş ama.. demişti.

Vazgeçtim Çınar abi, Sen bu İrem'i öldür. Valla bak! Tüm dünyayı kurtar bu kızdan!

Çınar abi Hafifçe İrem'e baktı:

Çınar: Bir şey mi dedin?

İrem: Yoo...

Çınar abi bana bakmadan önce, işaret parmağımı dudaklarıma götürerek, dudak hareketiyle İrem'e doğru "Sus" demiştim. Çünkü cidden susması lazımdı.

Şu kızın çenesi bir gün olsun işime yaramadı. Konuşucaksan içinden konuş! Niye benim başımı derde sokuyorsun?

Çınar abini bana bakmasıyla tekrara eski halimi almıştım. Hafifçe gülümsedim:

- Gidelim mi artık?

Çınar: Tamam gidelim. Hadi geçin arabaya.

Ada: Araba?

Çınar: Sizinle gezmek için araba kiraladım.

Dördümüz de aynı anda, şirinlik edasıyla "Yaaa..." demiştik. Çınar abinin bizim için böyle şeyler yapması hoşumuza gidiyordu. Bunu çok sık yapardı ama belli etmezdi. Yinede bunu yapmasını seviyorduk.

Çınar abi ciddi bir tavırla bize baktı:

Çınar: Şımarmayın hemen.

Gülümsedim ve Çınar abinin koluna girip, başımı omzuna yasladım. Arabaya vardığımızda, Çınar abinin kolundan ayrıldım ve arabaya bindim.

2 Saat Sonra:

Saatlerce süren bir gezmenin ardından, şuan yurda dönüyoruz. İtiraf etmeliyim; güzel ve eğlenceli bir gündü. Sonunda yurda vardığımızda, Çınar abi dışında hepimiz arabadan indik. Çınar abiye hafifçe el salladık ve Çınar abi arabayla yurttan uzaklaştı.

Ters yöne doğru adımlarımızı yönlendirdiğimizde, bir kaç adım sonra durmuştuk. Muhtemelen hepimiz şok geçirdiğimiz içindi. Cidden artık yoruldum. Bu kadar şok bana fazlaydı. Bir insan bir gün içersin de kaç kez şok atlatabilirdi?:

İrem: Meriç?

Şarkına AşığımHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin