Plan H

1.9K 250 78
                                        

Plan H; Byun Baekhyun duygusal biridir.

Zor anlarında sürekli yanında ol ve onun aklına kazın.

Kim Jongdae beni kesecek gibi bakıyordu.

Abartmıyorum, gerçekten öyle. Sanki her şeyi benim planladığımı öğrenmiş gibi her an dibimde bitiyor ve bana öldürücü bakışlar fırlatıyordu.

Birkaç teneffüs Jongdae Baekhyun'un dibinden ayrılmadı. Her defasında özür diledi, tekrar bir şans istedi. Ama attığı kirli mesajlarla ilgili bir açıklaması yoktu.

Bir boklar yemişti ve Baekhyun bunun farkındaydı.

Kendimi biraz da olsa rahatlattım. Sonuçta Jongdae Minseok'a geri dönüş yapmasaydı planım en başından batardı.

Planın işlemesinin sebebi Jongdae idi.

Öğle arasında Baekhyun'un yanıma doğru geldiğini gördüğümde genişçe sırıttım. "Beraber yemek yiyebilir miyiz Chanyeol?"

Sehun ve Jongin beraber yemek yiyebilirlerdi pek tabii. Onlara haber verme gereği duymadım.  "Haydi gidelim."

Beraber kantine gittik ve sıraya girdik. Her zaman küçük sınıfların önüne geçerdim ama bu sefer yapmadım. Çünkü Baekhyun'un böyle haksızlıklara tahammülü yoktur.

Eline bir tabldot alırken söylendi. "Sabahtan beri Jongdae peşimden ayrılmıyor. Ve birkaç arkadaşım onu savundu, inanabiliyor musun?"

Baekhyun'un karaktersiz ve gerizekalı arkadaşları olduğunu biliyordum. "Bu iğrenç bir şey. Onu desteklemeleri çok saçma." Görevli yemeğimi koyarken yemeğin içindekilere bakıyordum çünkü tekrar bir mide felaketi yaşamak istemiyordum.

Sebze çorbasının içinde zararlı bir şey olmamasını umdum ve Baekhyun'u takip ettim. Cam kenarında bir masaya geçti.

"Sana bunu söylesem mi bilemiyorum ama Jongdae suçu sana attı Chanyeol." Çubuklarıyla oynuyor, bana bakamıyordu. Utandığı her halinden belliydi.

Ve ben de endişelenmiştim tabii. Baekhyun'un buna inanmaması için bir şeyler yapmam gerekiyordu.

"Bu saçmalık! Neden sizi ayırmaya çalışayım ki?"

"Ben de aynen böyle söyledim! Sana güveniyorum ama o güvenimi paramparça etti."

Huh, ucuz atlattım.

"Bir şey daha var." Ağzındaki kruvasan parçasını yuttuktan sonra tekrar gözlerini masaya dikti. Yine utanıyordu.

"Bundan birkaç ay önce sıramda bir kutu bulmuştum ve içinde çikolatalar vardı. Üzerindeki notta da isim yerine 13 yazıyordu. Jongdae onun da sen olduğunu düşünüyor."

Siktir!

"O da ne demek öyle?" Yüzüme şaşkın bir ifade yerleştirmeye çalışırken soğuk terler döküyordum. Omzumdaki melek, şeytana her şeyin boka battığıyla ilgili sövüyordu ve şeytan da onu dinlemek yerine saçma sapan şarkılar söylüyordu.

Gerçekten fazlasıyla sıçmıştım ve ne yapacağımı da bilmiyordum.

"Senin o olduğunu düşünmüyorum tabii ki. Zaten o da sebebini söylemedi."

Derin bir nefes aldım ve ona belli etmemek için sessizce verdim.

Baekhyun'un bunları öğrenmesi isteyeceğim son şeydi.

***

Yemeğimizi yedikten sonra biraz laflamak için bahçeye çıktık. O sırada Jongdae ileride arkadaşı Himchan ile sohbet ediyordu. Bizi görmemişti ama salak arkadaşı onu dürtüp bizi gösterdi.

Sonuç olarak yine Jongdae'den öldürücü bakışlar yedim.

Biz banklardan birine oturmaya giderken Jongdae'nin delici bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.

"Kimya sınavından sayende B+ aldım. Sana nasıl teşekkür etsem bilemiyorum." Baekhyun, Jongdae sanki orada hiç yokmuş gibi sırtını onlara döndü.

"Zaten teşekkürünü kahve ısmarlayarak ettin. Ne zaman istersen sana yardımcı olurum."

Yüzüne mahçup bir gülümseme yerleştirdi. "Senin bu kadar iyi biri olacağını tahmin etmezdim. 9. sınıfta sana sinir oluyordum aslında."

İtirafı beni şaşırtmamıştı, bunu zaten biliyordum ancak bilmemezlikten geldim. "Ciddi olamazsın! Neden ki?"

Ufak bir kahkaha attı. "Çok kendini beğenmiş görünüyordun ve eski sevgilime dik dik bakıyordun."

Evet, o zamanlar Jung Hoseok'a karşı ilgim olduğunu sanıyordum ama sadece iki hafta süren bir şeydi.

"Hoseok'tan hoşlanmıyordum Baekhyun, Tanrı aşkına!" Ufak yalanımı savurup kahkaha attığımda o da gülmeye başladı. "Aptalca bir sebepti işte."

Öğle arası bitene kadar sohbet ettik ve zil çalınca da sınıflarımıza dağıldık.

***

"Hey, sen!" Jongdae'nin salak sesini kulağımın dibinde hissedince kafamı sıradan kaldırdım. Güzel bir rüya görüyordum ve içine eden bu gerizekalıyı susturmak için her şeyi yapabilirdim.

Gözlerimi zorlukla açtım. "İnsanları uykusundan bok gibi sesinle uyandırmak sana zevk mi veriyor?" Uykulu halimle bu cümleyi nasıl kurdum inanın hala bilmiyorum.

Yumruklarını sıkmış, kocaman olmuş gözleriyle bana bakıyordu. "Baekhyun ile beni ayırmak sana nasıl bir zevk verdi?"

Kahkahamı durduramadım. "Sizi ayırmak için neden uğraşayım ki? Kendini o kadar değerli mi görüyorsun?"

İnanın bana bunu yapacağını asla düşünmezdim ama yumruğunu burnuma geçirdiğinde etraftaki kızların çığlıkları kulağıma cenaze müziği gibi gelmişti.

Onu orada haşat etmeyi çok isterdim ama Müdire Ham ile uğraşmak zorlu bir matematik sorusuyla uğraşmaktan daha can sıkıcıydı.

Bu yüzden Sehun Jongdae'yi tartaklayıp sınıftan çıkarırken Jongin'in bana yardım etmesine izin verdim.

Bu yaptığı kendi kuyusunu kazmaktan başka bir şey değildi. Ve ben bu yumruğu ona kaba kuvvetle olmasa bile kesinlikle ödetecektim.

Plan: Separation//ChanBaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin