Plan: Separation//ChanBaek

Plan U

Plan U; Baekhyun sahilde dolaşmaktan hoşlanır.

Onunla sahile git ve eğlen.

Sehun ve Jongin Baekhyun ile şey yaptığımıza inanmıyor.

Anlamıyorum, neden yapamayayım ki? O kadar umutsuz bir bakir miydim?

Sanırım evet.

Neyse. Bu seferki planımda Baekhyun ile sahilde takılmak var. İşleri düzelttiğimize göre artık ufak bir dinlenme molası verme zamanı geldi bence.

İşler boka batacak diye öylesine stres yaptım ki mide ağrılarım tuttu. Bu ufak mola ile kendime gelebilir ve stratejik planlarıma geri dönebilirim.

Baekhyun'u sahile davet etmek için aradığımda sesi oldukça kötü geliyordu.

"Neyin var tatlım?"

"Mahvoldum Chanyeol." diyebildi kısık sesiyle, "Kusmaktan mahvoldum."

Aman Tanrım.

"Yoksa hamile misin? Korunmalıydım değil mi?"

O karşı taraftan oflayınca omzumdaki melek çılgına döndü. 'Daha bu yaşta çocuğu hamile bıraktığına inanamıyorum!'

"Saçmalama Chanyeol. Çift cinsiyetli falan değilim. Terliyken çok dondurma yediğim için olmuştur."

Beynim sanki işlevini yitirmişti. Onu ziyaret etmek için evden çıkarken melek ve şeytanın Baekhyun'u gerçekten hamile bırakıp bırakmadığımla ilgili bir kavga ettiğini duyuyordum.

Tanrım...

***

"Gerizekalı mısın Chanyeol? Sana çift cinsiyetli değilim diyorum. Seni baban mı doğurdu da beni hamile bıraktığını düşünüyorsun?"

Tamam, Baekhyun'u bu sorularımla bunalttığımın farkındaydım ama yine de korkuyordum yahu.

Yoldayken olayları Sehun ve Jongin'e anlatmıştım. Tabii ki onlardan beklediğim gibi yol boyunca benimle dalga geçmişlerdi.

Aptallar.

"Hey sana diyorum!" Baekhyun'un sesi kulağımda çınlarken düşüncelerimden ayrıldım. "Bugün düşünceli görünüyorsun Chanyeol. İyi misin?"

Hayır, iyi falan değilim.

Yaptığım bu planlar falan artık canımı sıkmaya başladı tamam mı? Baekhyun'u böyle saçma stratejilerle elde edip onu sonsuza dek yanımda tutma planım saçmalıktan başka bir şey değil.

Üstelik bunlarla beraber arkadaşlarım benimle dalga geçiyor ve benim sevgilim hastayken benim tek düşündüğüm planlar, planlar ve planlar!

Yetti artık.

"Sana bir şey söylemem lazım Baekhyun." Ciddi sesimle onun gülümseyen yüzü de ciddileşti.

'Saçmalama Chanyeol.' dedi omzumdaki şeytan, 'Eğer şimdi her şeyi itiraf edersen ölene kadar Baekhyun'u unut. Hatta öldükten sonra bile!'

"Hey, ölümden sonra hayat var mı?"

Sorumla melek de şeytan da gözlerini devirdi. Ve yine şaşırtıcı şekilde aynı anda haykırdılar. 'Konumuz bu mu şimdi?'

Beynimdeki uyarı sinyali durmadan ötüyordu. Baekhyun'un meraklı suratı bana kusturacakmış gibi hissettiriyordu, kendimi zor tutuyordum.

Omzumdaki şeytan ağzına gelen tüm küfürleri savuruyordu bana.

Tamam, işte başlıyoruz.

"Seni çok seviyorum. Yaptığım tüm saçmalıklar için şimdiden özür dilerim, tamam mı?" Oturduğum yerden ayaklandığımda onun da kalktığını duydum ama kafamı çevirip ona bakmadım. "Sonra görüşürüz Baekhyun."

***

"Ne yaptım dedin?!" Sehun'un haykıran sesi kalan son sabır tanelerimi yok etmeye başlamıştı.

"Ondan özür diledim."

"Yani her şeyi itiraf ettin, öyle mi?" Kyungsoo huysuz huysuz söylenince onunla neden iyi bir çift olmadığımızı anladım.

Herif gerizekalının teki yahu, benim gibi zeki adamı deli etmesi gayet normalmiş meğer.

"Hayır tatlım, hiçbir şey söylemeden sadece özür dilemiş." Jongin doğrusunu açıklayınca gözlerini devirdi ve mırıldandı. "Tam da ondan beklenecek aptalca bir hareket."

Duydum!

Kyungsoo Jongin ile sevgili olunca onunla tekrar vakit geçirmeye başlamıştık. Kesinlikle onu görmek istemiyordum ancak Jongin'in mutluluğu için katlanıyordum.

"Neden yaptın peki?" Sehun sorunca düşünmem gerekti. Sahi, neden yapmıştım bunu?

Bıktığım için mi? Sanırım evet.

Hayatımın bir yalandan ibaret olmasından bıktım. Çevremdeki herkesten kaçmak, yatağımdan çıkmamak ve sezonlarca Friends izlemek istiyordum.

"Çünkü çok bıktım, her şeyden."

Kyungsoo kıkırdayınca son sabrım da uçup hiçliğe karıştı.

"Açıp götüne bakarak gülmeye ne dersin Kyungsoo? Böylece daha mantıklı olur gülmen, hm?"

"Ne halt ettiğini sanıyorsun sen?" Oturduğu yerden kalkıp önüme geldiğinde ben de onun gibi ayağa kalktım.

Sehun ve Jongin hiçbir şey demeden bizi izliyordu.

"Komik olan ne? Sürekli gülüp duruyorsun ama ben ortada gülünecek bir şey göremiyorum."

"İğrenç herifin teki olduğun için olabilir mi? Çocuğu sevgilisinden ayırdın, onunla yattın ve şimdi de her şeyden bıktığını söylüyorsun. Söylesene, hayatının geri kalanını böyle yalanlarla mı sürdüreceksin?"

Zaten kocaman olan gözleri daha da büyümüş, tehditkar bir hal almıştı.

Gerçeklerin yüzüme vurulması beni aptala çevirmişti.

Sessizce oradan ayrıldım ve evimin yolunu tuttum. Yemeklerimi ayarlamalı ve sezonlarca dizi izlemeliydim.

Aklımdaki her şeyi silmeliydim yoksa bunlar beni yiyip bitirecekti.

Sabah moralim süperken bir anda çok kötü hissetmiştim kendimi. Duygu dalgalanmaları artık sık sık oluyordu.

Tanrım, yoksa ben mi hamileyim?