BAY EGOİST

Annemin Katili

Eve geldiğimde ev sessizdi. Takii merdivenlere kadar. Can'ı gördüm aceleyle aşağı iniyordu.

- Heyy !

- Melis sonra konuşalım.

dedi ve gitti. Umursamadan odama çıktım. Lanet formalarımdan kurtuldum. Laptopumu kucağıma aldım ve facebooka girdim. Profil resmimi tekrardan Meriç'le olanı yapıp açıklama bölümüne 'Başıma Gelen En Güzel Şey.' yazdım. Evet onu taklit ettim.Daha sonra netten çıktım ve birazcık uzandım. Sağa döndüm sola döndüm yok. Aşağı indim. Yemek hazırlıyorlardı. Yine masayı hazırlamalarına yardım ettim. Can sıkıntısı.. En önce masaya ben oturdum. Daha sonra üvey annem (!) babam ve Can oturdu.

- Merhaba.

dedim. Hepsi yüzüme kafana taş mı düştü senin der gibi baktılar.

- Öyle bakıpta beni pişman etmeyin.

dedim. Hepsi gülümsedi. Ama cevap veren olmadı. Demekki yemek yerken konuşulmuyordu. Aldırmadan çorbamdan bir kaşık daha aldım ve masadan kalktım. Lavobaya gidip ellerimi ve yüzümü yıkadıktan sonra odama geçip biraz test çözmeye karar verdim. Uzun zamandır ders çalışmıyordum. Imm edebiyatla başlayabilirdim. Biraz edebiyat çalıştıktan sonra mutfağa indim. Evde kimse yok gibi görünüyordu. Bir bardak portakal suyu koydum ve odama çıktım. Yalnız hissettim kendimi. Odamda yatağımın üzerine oturup portakal suyumu içtim. Boş bardağı komodinin üzerine bırakarak uyudum. Evet çünkü edebiyat uykumu getirmişti.

Sabah kendi kendime uyandım. Saat daha erkendi. Bir duş almak iyi gelecek diye düşündüm.Küveti sıcak suyla doldurdum. Pijamalarımdan kurtulup küvetin içine girdim. Biraz daha rahatladım.Bir kere saçlarımı iki kerede vücudumu yıkadıktan sonra havluya sarılacak banyodan çıktım. Hayır ! O an aklıma gelmedi ! Hemen üzerimi giyinip saçlarımı kurttum. Düzleştiriciyi fişe taktım ve saçımın daha da düz olmasını sağladım. Eyeliner ve rimel sürüp parfümümü sıktım. Evet mükemmel görünüyordum.

Çantamı alıp aşağı indim. Evet Can yine beni kahvaltı için zorladı. Bu sefer çilek reçeli sürdü. Ve şeftali suyu vardı. Hemen ekmeğimi yedim ve şeftali suyumu içtim.

- Hadi çıkalım.

dedi bende evden çıktım ve arabasına bindim. Her gün rutin olmuştu bunlar. Yine konuşmadan okula geldik. Ona her zamanki gibi teşekkürler diyip okula gittim. Tuhaf bakışlar üzerimde değildi buna sevindim. Sınıfa çıktım. Ao yine Cemre yok.

- Melis duydun mu Cemre başka okula geçmiş.

diye bana seslendi Seda. Zafer dansımı yapabilirdim ama hayır. Sınıfın içinde olmazdı.

- Meliis ?

dedi tanıdık ses. Oha Berkay ve Başak kapıda duruyordu.

-.Ne işiniz var lan sizin burada ?

- Kaydımızı buraya aldırdık. Sevinmedin mi ?

- Sevinmez miyim şapşallar. Gelin sizi bizimkilerle tanıştırayım.

dediğim sırada içeri Meriç girdi. Önce bana sonra Başak'a sonra da Berkay'a bakıp yanıma geldi.

- Bak Meriç bu Başak bu da Berkay. Berkay'la barda tanıştık. Başak'ı seviyormuş bende Başak'a gittim ve söyledim. Aslında Başak'ta Berkay'ı seviyormuuşş !

- Tamam Melıs sakin ol. Memnun oldum.

dedi el sıkışarak.

- Hangi sınıftasınız ?

- 12 / H

- Aaaa karşıki sınıf !

O sırada Bensu ve Bertuğ geldi.

- Ne oldu ne bağırıyon kız.

diye Bertuğ lafa girdi. Diyorum bu kız olmalıydı.

-  Bakın bu Berkay bu da Başak.

aynı şeyleri de onlarada anlattım. Daha sonra zil çaldı. Ah bu zil ah bu zil ! Berkay ve Başak'ı sınıfına bırakıp sırama oturdum. Bu sefer dersi dinleyecektim. Evet. Tenefüs boyunca altılı takıldık. Mal mal fotoğraflar çekildik. Bertuğ yine açım diye tutturdu. Lanet olsuun Başak ve Berkay bu kadar masum olmak zorunda mıydı ?!?!?! Çıkışta tekrardan tedavi merkezine gittim. Evet gittim. Meriç'e sen gelme dedim. Yoksa o kadınla konuşacaktı. Buna izin verir miyim ? Tabikide hayır ! Taksiyle dünki yere geldim. Adı Meltem olan doktorun odasına girdim ve yaklaşık bir saat sonra çıktım. Haftaya tamamen tedaviye başlıyorduk ve bu tam altı ay sürecekmiş.Eğer daha çok kullansaydım bir yılı geçermiş. Tam zamanında geldiim !

Tekrardan taksiye binip eve geldim Babam bahçede telefonla konuşuyordu.

- Size sadece evin tapusu için korkutmanızı söylemiştim öldürmenizi değil ! Şuan kızım ne halde biliyor musun ? Bir işi de düzgün beceremiyorsunuz ! Kapat !

dedi. Duyduklarımı sindiremiyordum. Annemi babam mı öldürtmüştü ?!