Bu sadece bir aşk hikayesi değil! Bu sabrın ,sevdanın hikayesi . Burak'ın sevdası ,Masal'ın sabrının hikayesi . Geçmişte yaşanan hatalardan ders çıkarma hikayesi. Geç bulunmuş sonsuz bir aşkın hikayesi ...
Arabayı evin garajına park ettikten sonra Uğur'u da aldım ve eve doğru ilerledim. Kapıyı açıp hemen eve girdim .puset ile taşımak zor olduğu için puseti yere koydum ve Uğur'u kucağıma alıp öyle içeri girdim. Salona girdiğimde içerisi leş gibi içki kokuyordu. "Kalkın . Leş gibi kokutmuşsunuz evi !" Diye bağırdım. Ama çıt yok tu. "Poyraz.... poyraz " bağırarak poyrazı uyandırmaya çalıştım. Gözlerini açtı. Sonra geri kapattı. "Ben rüya mı görüyorum. Resmen karşımda bebek ile sevdiğim kadın var ." Dedi. "Anlamadım. ? Sevdiğim kadın derken." Dedim şaşkınlıkla. "Hassi...." diyerek hemen doğruldu. "Masal ?" Dedi şaşkınca. "Tabi masal yaa. Bu evin hali ne." Dedim uğuru kucağına oturturken. "Selim.! Uraz!" Diye bağırdım. İkisi de şaşkınca bakıyorlardı. "Kalkın be . Bu evin hali ne !?" Diye bağırdım. "Kusura bakma abla biraz dağıtmışız." Dedi Uraz . "Mısırlar yerde?!" Diye bağırdım. "Ben döktüm onu masal ." Dedi selim. "Öyle mi canım. Yabancı değilsin. Temizlersin ." Dedim. Poyraza döndüğümde Uğur'a bakıyordu şaşkınca. "Ben onu alıyım poyrazcım. Malum sizin işiniz var . " dedim. "Abla o nereden çıktı?" Diye sordu Uraz. "Çok tatlı değil mi ? İki hafta bizde kalacak." Dedim. "Ne?" Diye bağırdı hepsi . " ne si falan yok.Ben öyle istiyorum. Neyse hadi kalkın. İster kendiniz temizleyin ister bir kadın çağırıp o temizlesin. Ama!" Dedim onlara dönerek. "Ama ?" Diye sordu poyraz. "Bu eve 38 -40 yaş altı kadın girmeyecek !." Dedim. "Tamam patron sakin. " dedi poyraz. "Ben uğurcuk ile gidip uyuyacağım. 4 saatiniz var gençler." Dedim. Sonra ekledim. "Ha bu arada poyraz. Yarından sonra sizi yemeğe davet edeceğim . " dedim. "O zaman mert de geliyor." Dedi. " aynen. Neyse ben gidiyorum " dedim ve merdivenlerden çıkarak odama gittim. Hemen Uğur'u yatağa yatırdım ve altını değiştirdim. Bana masumca bakıyordu. Yüzünü okşamaya başlayınca da gülüyordu. "Hoşuna mı gitti yakışıklı." Dedim. Göbeğini öptüm . Doğruldum ve "uyku vakti hadi bakalım." Dedim ve yanıma yatırdım onun yanına da yastık koydum. Onu uyuttuktan sonra ben de gözlerimi kapattım.
########### "Amaniinn ne olmuş burada leen . E haylazlar ne ettiniz siz evi ." Aşağıdan kadın bağrışları geliyordu. Yanıma baktığımda uğur yoktu. Ne! Uğur. Hemen ayağa fırladım ve koşarak aşağı indim . "Uğur!" Diye bağırıyordum. Tam son iki basamağa basacaktım ki... ayağım boşluğa geldi ve yere düştüm . "Ah!!" Diyerek bileğimi tutmaya başladım.poyraz hemen yanına geldi ve diz çöktü. "Masal. İyi misin ?" Dedi endişeyle. "Uğur yok poyraz. Uğur'um nerede " dedim gözlerim dolarken. "Ben almıştım. Ağlıyordu Esma sultan evi topladım işim bitti . bebeğe de bakarım Ben Sen getir demişti ama." Dedi. "Esma sultan kim !?" Diye sorduğumda arkamı gösterdi. " Benim Esma gelin hanım. Ne cemkiriyon sen bakem?" Dedi bir kucağında uğur varken diğer elini de beline koydu (klasik anne :D). "Gelin hanım mı? " baktım poyraz' a. "Esma abla sen ne diyorsun ?" Dedi o da . "E ben büyük hanıma bu bizim eşek sıpası evlenmeden çocuk bile yapmış dedim " dedi. "Ne!" Diye bağırdık hepimiz . "Yarın buraya geleceğini söyledi . " dedi. "Abla.! Ne yaptın o çocuk poyraz ile benim değil. Hatta biz birlikte bile değiliz. Değil mi poyraz?" Dedim. "Ah be esma sultan. Yaktın bizi. Evli olmasak çocuk bizim dahi olmasa bizi evlendirir vallahi babaannem." Dedi. "Evlenmek mi?" Dedi Uraz . "Evet kardeşim. Babaannem öyle . Abimi evlendirmeye çok meraklı . " dedi selim. "Siz şimdi gidip düzgün giyinin ben de bu bebeğin karnını doyurayım . " dedi Esma abla. "Gerek yok. Ben paşanın karnını doyururum. Siz oturun ." Dedim ve Esma abla'dan uğuru aldım. Hemen odama çıktım ve üzerimi değiştirdim. Tabi uğuru da unutmadım. Neyse .... Aşağı indiğimde Esma abla kahvaltı hazırlamıştı. "Çok sağ ol Esma abla . Hiç gerek yoktu ben hazırlardım." Dedim yerime otururken. "Ne zahmeti canım. Benim aslanlarım yesin. Bu yakışıklı da aç kalmış herhalde baksana zayıf . " dedi uras'a bakarken . "Yok ablacım o aç kalmaz. Hayvan (!) Gibi yiyor ama kilo almıyor ." Dedim. "Abla ya ayıp oluyor ." Dedi Uraz. "Ay canım. Ben senin ablanım hiç ayıp olmuyor ." Dedim. "Didişmeyi bırakın gari de yemek yiyiverin." Dedi Esma abla. "Bu gün hava güzel biz toprak ile alışveriş merkezine gideceğiz. İstersen sen de gel Esma abla ." Dedim. "Bilmem ki kızım. Size yük olmayayım " dedi. "Ne yükü ablacım ." Dedim. "Tamam o zaman geleyim . Ne zamandır çıkmıyorum dışarı . " dedi. "Gel gel bak hem sonra belki deniz kenarına gideriz. Sana söyle güzel bir yemek veya kahve ısmarlarım." Dedim. "Olur bakalım gelin hanım ." Dedi . Kafamı olumsuz bir şekilde salladım ve uğur'u ona verdim . Koşarak odama gittim ve dolabında kıyafetlerden bir şeyler seçerek giydim .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Çantamı ve telefonumu aldıktan sonra hızlıca aşağı indiğimde poyraz beni görünce öksürmeye başladı . "Öhöhöh ." Diyerek boğazını tuttu. Selim ve Uraz başına gitti biri arkadan sırtına vururken biri de su veriyordu. "Uraz ! Adama su verme. Zaten boğuluyor." Dedim gülerek. "İyiyim. İyiyim de bu üst ne?!" Dedi yüksek sesle.
"Ne var üstümde ? Gayet de güzel ." Dedim. "Neyse abla çıkalım mı?" Dedim Uğur'un pusetini alarak. Evden çıktık ve arabaya ilerledik. Puseti yerleştirdikten sonra uğuru da yatırdım. Hemen dışarı çıktım ve kapıyı kapattım. Karşımda eli yumruk şekilde bana bakıyordu. "Ellerini gevşet parmakların zarar görecek . " Dedim arabanın kapısını açarken. "Öğleden sonra mutlaka yanınıza geleceğiz ." Dedi .
"Keyfiniz bilir." Dedim ve sürücü koltuğuna oturarak arabayı garajdan çıkardım.
