Aras! Bir rüyadan uyan gibi gözlerimi araladığımda kendimi bilinmedik bir odada yatar vaziyette buldum. Kısa bir süre tavana bakmış tanıdık bir kokuyla da başımı çevirip pencere önünde duran adama bakmıştım. Yan profilden görünen adam Aras'dan başkası değildi. Onu bir kez daha görmemle burnumun direği sızladı.
Bu adam kocam mıydı? Nasıl da zayıflamıştı böyle başta onu gördüğümde yabancı biri sanırken sesiyle birlikte şok yaşamıştım. Sesini duymamla yanına ulaşmam bir olmuş, beni aldattığını bile unutmuş neredeyse boynuna sarılarak özlemimi dindirmeye çalışmak istemiştim. Aras'ın nereye dalıp gittiğini merak ettim. Ona baktığımı dahi fark etmeden dışarıya bakıyordu. Kısa bir süre sonra beni fark etmiş olmalıydı ki yüzünü bana dönüp gözlerini gözlerime dikti.
Onun dönüşüyle bir kez daha dünyam dönmüş neredeyse ağlayacak noktaya gelmiştim. Aras zayıflamıştı... Haddinden fazla zayıftı, yüzleri çökmüş biraz da yüzü kararmıştı. En azından on kilo vermiş diyebilirdim. Allah'ım yoksa vahim senaryolarım doğru muydu? Aras gerçekten kötü bir hastalığın pençesinde miydi?
Aklıma oğlum düşünce elimi karnımın üstüne koyarak varlığını hissetmek istedim. Aras sonunda sessizliği bozarak "Korkma, bebek de sende çok iyisin."demişti. Bebek demişti. Bebeğimizi öğrenmiş fakat oğlum dememişti. Belki de cinsiyetini söylememişlerdi.
"Erkek... Oğlumuz olacak..." dediğimde bir yandan da aklıma ihanetini getirerek yumuşamamaya çalışıyordum fakat şu halde mümkün görünmüyordu. Aras yüzüme acı içinde bakarken onun bana kızdığını düşündüm. Ben ona her ne kadar kızgınsam o da bebeği yeni öğrendiği için afallamıştı. "Aras, bir şey söylemeyecek misin?" diye sorduğumda Aras, bir şey söylemek yerine cebinden telefonunu çıkartarak bir şeyler yapmaya başlamış sonra da soluğu yanımda alarak telefonu bana çevirip bir fotoğraf göstermişti.
"Kuzenim Filiz, hatırlasan düğümüzde tanışmıştın... Neden mi bu fotoğrafı gösteriyorum. Bugün tesadüfen Anıl'a karşılaştım ve tesadüfen karımın bu şehirde yaşadığını ve benim onu kuzenimle aldattığımı sandığını öğrendim." Demişti. Gösterdiği fotoğrafı değiştirince ikisinin gülen fotoğrafına baktım. Şimdi hatırlamıştım bu o kadındı. "Filiz. Antalya'dan ziyaretime geldi. Tek geceliğine geldiği için bizde kalmasını teklif ettim. Şimdi sen bu kadın hiç kuzenine de benzemiyor demezsin. Filiz tam otuz kilo vermiş aynı zaman da saçlarını da sarıya boyatmış. Yanımda gördüğünde bu yüzden tanıyamadın..." Aras bana uzu bir açıklama yaparken yutkundum. Filiz'i hatırlıyordum. Ara sıra diyalogumuz oluyordu, bana ağır bir diyet altına girdiğini de söylemişti ama ben nerden bilebilirdim. "Yok, hala inanmıyorum diyorsan ara sor ben hala evliyken seni aldatmış mıyım?"
"Ben... Ben üzgünüm. Sizi öylece eve girerken görünce kıskandım. Aklıma hiç kuzenin olma ihtimali zerre gelmedi..." Aras telefonu tekrar cebine koyduğunda aklıma Selen düşmüştü. "Selen... Selen beni çok merek etmiştir..."
"Sana ulaşamayınca Anıl beni aradı bende buranın adresini verdim. Bir iki dakikaya burada olurlar..." Aras konuşurken bana ne kadar yabancı gelmişti. Sanki karşımda ki adam kocam değil de el gibiydi. Yattığım yerde rahatsız olunca oturmaya çalışıyordum ki Aras kolumdan tutarak bana yardımcı oldu. Aras çok değişmişti ama tek değişmeyen şey kokusuydu. Tabi bir de ses tonu hiç değişmemişti. Özlediğim kokusunu içime çekerken aniden kapı açılıvermişti.
"Arya..." İçeriye önce Selen sonra da Anıl girmişti. Selen soluğu benim yanımda alı sanırken Aras'a doğru giderek yakasına yapıştı. "Sen en yüzsün bir adamsın..."derken Anıl araya girmiş bende onun neden böyle bir tepki verdiğini anlayarak "Selen sorun yok... Selen o beni aldatmamış biz yanlış anlamışız..." Selen yakasını bırakıp bana bakınca geriye kalan her şeyi kısaca anlattım. Selen sakinleşse de yumuşamamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHMAK KOCAM 🚬
Teen Fiction# 1 - rastgele Her erkek can yakar mı?... Baktım sana.. Kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim.. Kısacası artık ben sana "hiç bir şey" değilim!