Korunmak istemiyordum. Ben kendimi koruyamayacak kadar aciz değildim. Ben sadece aşkıma kocama karşı zayıftım. Bu zayıflığımın sebebiyse aklımın kalbime yenik düşmesindeydi. Aras da söylediğim gibi ben arkamda değil yanımda durmasını elimi sımsıkı tutmasını istiyordum. Bu defa bir karar vermiştim. Yüreğim zayıf da düşse ona belli etmeyecektim. Belki de ben ona bu kadar toleranslı davrandığım için bütün bunlar başıma geliyordu.
Kapının çalınmasıyla geldim. Hatice kapıyı açınca "Arya Hanım rahatsız ediyorum fakat Aras Bey sizi odasına bekliyor..." Bekliyor mu? İyi ama beni neden aramadı da birilerini odama gönderdi. Telefonuma uzanıp elime aldığımda gelen çağrıları gördüm. Üçü Aras'dan biri de selen'dendi. ,
"Tamam, Hatice ben birazdan çıkıyorum." Hatice çıkınca Selen'i aramıştım. Selen telefonumu meşgule alınca müsait olmadığını anlayıp ikinci kez aramamış bunun yerine odamdan çıkarak bir üst kata kocamın odasına çıkmıştım. Kapıyı açmadan önce saçlarımı geriye artırarak öyle içeriye girdim. Aras beni görünce işlerini bırakıp "Telefonlarıma neden bakmıyorsun..."
"Kusura bakmayın Aras Bey yanlışlıkla sessize almışım..."
Kocam kaşını kaldıran arkasına yaslanıp burnunu çekiştirdi. Her sinirlenmeye başladığında hep bu hareketi yapardı. "Arya Hanım o halde neden içeriye girmeden önce kapıyı çalmadınız belki de müsait değilimdir..." Sen nispet mi yapıyorsun? Kapıyı çekip bir iki adım öne doğru ilerleyerek ellerimi önümde birleştirdim.
"Patronumun bazı katı kuralları olduğunu unutmuşum. Bir daha kurallarınıza dikkat edeceğim." Ben bilirdim ne yapacağımı da adam haklıydı. İş yerinde benim patronumdu. Aras kısa bir an beni süzdükten sonra "On dakikaya ofisten çıkıp randevuya gitmemiz gerekiyor."
"Randevu?"
"Boşanma için Arya, katılmamız gerekiyor..." Anladım dediğimde işlerim bitene kadar geç otur demiş bende söylediğini yaparak oturmuştum. O sırada Selen mesaj atmış kocamı beklerken onunla kısa bir süre mesajlaşmıştım. Ben bir ara gülerken başımı kaldırıp Aras'a bakmıştım ki beni kötü şekilde süzdüğünü fark ettim.
"Selen... Buraya gelmeyi planlıyormuş da bende tabi buyur gel dedim. Umarım sorun olmaz."
"Gelsinler hiçbir sorun olmaz." Dediğinde tekrardan telefonuma bakıp ne zaman geleceklerini sordum. Anıl ve Selen ayrılmaz ikili oldukları için beraber gelmeyi planlıyorlardı. Aras işim bitti dediğinde beraberce odasından çıktım. Asansöre giderken kocam kolumdan tutup "Önüne bak Arya, her an düşebilirsin." Diye uyarı çekti. Bende mecbur telefonu cebime koymuştum. Bir kat aşağıya inip çantamı odamdan aldıktan sonra beraberce şirketten çıkıp psikologumuzun ofisine geldik.
Sıra beklerken beni bir gülme almış Aras da neye güldüğümü sormuştu. "Psikologumuzun adı Gülbin ya bana nedense anneni hatırlattı. Evden giderken ki yüz ifadesini hatırlıyor musun?"diye sorduğumda gün içinde bana ilk defa gülerek başını olumlu anlamda sallamıştı.
Sekreter sıramızın geldiğini söyleyerek bizi içeriye almıştı. Gülbin Hanımda bizi gülen yüz gördüğünde ilk defa bu kapıdan gülerek giren bir çift görüyorum demişti. Bizimse o an gülüşümüz son bulmuştu. Öyle ahım şahım gülüşmüyorduk ama gülerken gözlerimizin içi gülüyordu. Gülbin Hanımla ilk görüşmemiz pekiyi geçtiği de söylenemezdi. Sürekli bize sorular sormuş konuşmaktan çok dinlemişti. Bize başka bir gün verdikten sonra tekrar işimizin başına gelmiştik. İki haftamız böylece gelgitlerle geçmişti. Sanki her geçen gün Aras ve ben birbirimizden uzaklaşıyorduk. Zamanla aynı evin içinde iki yabancıya dönüşmemiz. Birbirimize dokunmayalı bir ayı geçmesi içimde ki özlemi hem artıyor hem de kederlendiriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AHMAK KOCAM 🚬
Roman pour Adolescents# 1 - rastgele Her erkek can yakar mı?... Baktım sana.. Kızgın değilim, kırgın değilim, dargın değilim.. Kısacası artık ben sana "hiç bir şey" değilim!