Buz tutan ruh

30.3K 1.2K 536
                                    

"Arya uyan! Arya..."

Güç bela gözlerimi aralarken havanın ışıdığını fark ettim. Dirseğimden güç alıp doğrulmaya çalışırken kıpırdanmamla soğuk hava dalgası beni yeniden sardı. Aras Bey de başımın altındaki kazağını alarak başından geçirmişi sonrada yerdeki eşyalarımı toparlayarak bana uzatmıştı. Bense hala uyanmaya çalışıyordum "Dışarıdan sesler geliyor yakınlarda traktör olmalı sen hemen giyin bende kaçırmadan yardım isteyeceğim."

Aras Bey ellerimden tutup kalkmama yardım ettikten sonra kabanını da alıp üstüne geçirmişti. Bense dişlerimi sıktığımdan önce onun gidişini izlemiş sonrada iki büklüm kıyafetlerimi üzerime geçirmiştim. Kıyafetlerim bedenimle ilk temas ettiğinde soğuktan titresem de bir iki dakika sonra alışmıştım. Giyindikten sonra da ince örtüyü bedenime sardım. Birkaç dakika daha geçince hareketlenerek dışarıya çıkmaya çalıştım. Kapıyı açınca yüzüme güneş çarpsa da buz gibiydi. Gözle görünür yerlerde Aras Beyi görememiştim. Bende dikkatli adımlarla arabaya doğru yürüdüm. Arabaya ulaştığımda bana seslenen patronumu gördüm yanına bir adamla bize doğru geliyordu.

"Arya iyi misin?" İyi değildim soğuktan konuşacak halim bile yoktu. Galiba onun da söylediği gibi kanım donmuştu. "Osman Beyden yol yardımı aradım en kısa sürede burada olacaklarmış..." Başımı olumlu anlamda sallarken arabaya geçmemi söylemiş bende arka koltuğa geçerek oturmuştum. Bir süre sonra da arka koltukta yan yatarak kendimce ısınmaya çalıştım. Yarım saat içinde de yol yardım gelmiş. Aras Beyle ısınmak için yardıma gelenlerin arabasını binmiştik. Arabanın sıcaklığı içimi ısıtırken başımı patronuma dayamıştım. O da dinlenme tesisine kadar arkamı sıvazlayarak ısınmam için elinden geleni yapmıştı.

Aras Beyle dinlenme tesisine girince şömineyi görmemle yanına giderek ellerimi ısıtmıştım. Patronumda bizim için çorba söylemiş çorbalar gelince büyük bir iştahla içmiştim. İkinci kaseden sonra içim ısınsa da yine de şöminenin karşısına geçip bağdaş kurdum. Şuan lokantadayız yok insanlar ayıplar falan zerre umrumda değildi. Aras Bey benim gibi oturunca hiçbir şey söylemeden yine başımı dayayıp gözlerimi kapattım. Az kalsın donarak ölüyorduk. Bir daha bu bana ders olsun.

Bir ara uyumuş olmalıydım ki ayağımın uyuşukluğuyla gözlerimi araladım. Ben hareketlenince "Arya..." Adımı işitmemle soluma sonra da etrafıma baktım. En son gözüme saat ilişince çoktan öğlen olduğunu fark ettim. "Araba yapılmış daha iyiysen gidelim mi?"

"Gidelim..." Uzun zaman sonra çıkan sesimden sonra ayağa kalmaya çalıştım. Artık iyiydim. Şükür ki normalime dönebilmiştim. Aras Bey hesabı ödedikten sonra beraber dışarıya çıkmış arabaya gittiğimizde önce aklıma arka koltuğa geçip uyumak gelse de daha fazla uyumasının Aras Beye saygısızlık olduğunu düşünmüştüm. Yine de yola çıkınca ara ara kestirmiştim. Bir ara elim dudağıma gittiğimde soğuktan çatladığını fark ettim. Acıyordu.

İki saatlik yolcuğun sonunda Aras Bey evimin adresini istemiş bende tarif etmiştim. Eve yaklaşırken içim geçmiş olmalıydı ki arabanın durmasıyla kendime gelerek oturduğum yerde hareketlendim. "Doğru adrese geldik değil mi?" Başımı çevirince mahalleme baktım.

"Evet, burası..." Patronuma dönüp yutkunduğumda önümde birleştirdiğim ellerimi biraz daha sıktım. "Ben her şey için özür dilerim. Biliyorum başınıza ayaklı bela oldum. Eğer beni işten çıkarırsanız size asla kızmam, zaten ben beceriksizin tekiyim bir hafta olmasına rağmen işi de öğrenemedim. Ben gerçekten çok üzgünüm!"

"Bitti mi?" diye sorduğunda gözlerinin içine baktım. Herhangi kızgınlığa dair bir işaret yoktu. "Ben gitsem iyi olacak yine çok özür..."

"Arya, lütfen kendini suçlayıp durma. Bütün suç benim nasıl bir kafa dalgınlığı içindeysem defalarca gidip gelmeme rağmen yoldan çıkan bendim. Bu yüzden kendine daha fazla haksızlık etmeni istemiyorum. Şimdi evine git ve dinlen yarın seni iyi görmek istiyorum."

AHMAK KOCAM 🚬  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin