Aktan kolları arasına aldığı baygın kıza baktı.Az önceki aslan kesilmiş halinden eser kalmamışken oldukça solgun gözüküyordu.Aktan kucağına kızı alıp ayağa kalktığında kızın bel boşluğundaki büyümeye devam eden kırmızı lekeyi gördü.Bu salak kız büyük ihtimal ameliyat yarasının açılmasını sağlamıştı.Adamlara doğru dönüp sinirli bir kükreyiş savurdu
-EBENİZİ SİKEYİM LAN SİZİN BİR KIZI YARALAMADAN TUTAMADINIZ.Bana hemen Turgut'u çağırın.HEMEN!
Aktan evden içeri girip merdivenlerden ikinci kata çıktı.Kendi katındaki tek misafir odasına girip kızı lacivert saten çarşafların üzerine bıraktı.Deniz hafifçe inleyip yüzünü buruştururken gözlerini hala açmamıştı.Aktan hala kızın üzerinde eğilmiş beklerken kızın alnındaki terleri elinin tersiyle sildi.Ama dokunduğu ten onu ateş gibi yakmıştı.Soğuk elini kızın alnından çekerken duruşunu düzeltip kızdan uzaklaştı.Elini cebine götürüp telefonunu çıkardı.Dokunmatik ekranda Azad'ın numarasını yazarken öfkesi de burnundan çıkan soluklara karışıyordu.Telefon ilk çalışta açılırken
-Şu siktiğimin doktoru nerde Azad.
-Az önce yolda olduğunu söyledi.Birazdan burda olur.
Aktan telefonu kapatıp tekrar cebine atarken.Ellerini sertçe saçlarının arasından geçirdi.Yatakta yatan kızın alnına tekrar elini uzattı.Bu kızın ateşi vardı.Elini kızın alnından çekip odanın kapısına yöneldi.Merdivenlerden aşağı inip mutfağa yöneldi.Mutfakta yıllardan beri Aktan'ın yanında çalışan Meryem Hanım'ın kızı Esra vardı.Esra Aktan'ı görür görmez
-Bir şey mi istediniz Aktan Bey?
-Esra Devrim'in ateşi var.Biraz su ve bez getir bir de benim kıyafetlerden uygun bir şeyler .
Esra Aktan'ın sözlerine şaşırsada hemen onun dediklerini yapmaya koyuldu.Aktan Esra istediklerini hazırlarken mutfaktan çıkmış tekrar Devrim Deniz'in odasına girmişti.Yatağın yanındaki koltuğa oturdu.Ellerini dizlerinin üstüne koyup hafifçe öne eğildi.Hala bilinçsiz yatan kıza baktı.
Ali Aktan güçlü bir adamdı acı çektiği zamanlarda bile gururuna yenik düşmüş acısını göstermemişti.Güçsüzken bile sadece kendine sığınmış, etrafındaki kimseye zayıflığını belli etmemişti.Belki asıl bu yaptığı korkaklıktı ortaya çıkıp evet canım yanıyor bana yardım edin diye haykıramamış.Kimsenin ona destek olmasına müsade etmemişti.Bu da giderek onu insanlardan soyutlamıştı.Yakın bir kaç dostu dediği güvendiği insanlar vardı ama onlar bile sınırlarını bilirdi.Aşılmaz duvarları aşmaya uğraşmamıştı kimse.Kısacası,Ali Aktan korku imparatorluğunun kara tahtında oturan yalnız bir kraldı ve bu kız onun zindanına düşmüştü.Cezasını çekmiş güzel bir mahkumdu karşısındaki.Karıştığı kazada kara kralın tahtını sarsabilecek tek kişiye zarar vermişti ama onun önüne atlayan kişinin kendi kardeşi olduğunu biliyordu. yoldaki kameralarda her şeyi açıkça izlemişti Ali Aktan.Işık Kendi öz abisinden,Ali Aktan'dan kaçarken bu kızın önüne fırlamıştı.Sonrası bilinen gerçeklerdi.Buna rağmen Işık'ı kurtaran sessiz kahraman olmayı yeğlemişti.O kadar işkenceden sonra,kaçma fırsatını tepip Işık'a umut olmuştu.Sessizce gelmiş ve muhtemelen sessizce gidecekken Ali Aktan'ın pençelerinde takılı kalmıştı.Ali Aktan bu kıza yaptıklarından pişman mıydı?Olması gerekti değil mi?Sonuçta suçsuz birinin canını yakmıştı uzunca bir süre hemde.Ama Ali Aktan bunu hissedemeyecek kadar boş bir kalbe sahipti.O mantığının kölesiydi.Aklına tapınırdı.Sadece o ne derse onu yapardı.Duyguları kördü aynı zamanda dilsiz,hissiz...Şimdi de aklının dediğini yapıyordu.Bu kız yaraları iyileşene kadar onun yanında kalacaktı.İster vicdan deyin ister pişmanlık ister acımaya da minnet hangisi daha çok yakışırsa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARA KANAT
Teen FictionBana baktın gözlerinle ıssız ufka dek Anılardan yıkanmış gözlerinle Bana baktın saf unutuş olan gözlerinle Bana baktın üzerinden belleğin Başıboş nakaratlar üzerinden Solmuş güller üzerinden Aldanmış mutluluklar üzerinden Yürürlükten kalkmış günler...