Yattığım yerde huzursuzca kıpırdıyordum. Nefes alış verişlerim hızlanmıştı ve kalbimin gümbürtülerini hissetmekle kalmıyordum.. sanki bir başkasının kalp atışlarıymış ve ben kulağımı dayamış dinliyormuşçasına duyuyordum. Ne zaman bu rüyayı görecek olsam hissediyor fakat görmemek için uyanamıyordum.. Rüyadaki küçük ben korkmuştu. Geceydi ve annesinin yanına gitmek ve ona sarılmak istiyordu. Belki yanında yatmasına izin verir ve çocuğun olmasını isteyip, dilediği gibi saçlarını okşayıp, ninni söyleyip onu sakinleştirirdi. Karanlık koridorda ilerleyip biraz ışık için sessiz dualar yolluyordu. Her zaman karanlıktan korkmuş ve nefret etmişti. Onun için bu korkunun nedeni diğer çocuklar için gecerli olan öcüler, canavarlar değildi. Karşısına her ne çıkarsa çıksın hazırlıklı olma isteğiydi..
Sonunda istediği kapıya yaklaşmıştı. Hafif aralık olan kapının arasından firar eden ışık huzmesinden içeride kilerin hala uyanık olduğu sonucunu çıkartıyordu. Gelecek olan azara hazır olmak için derin nefes aldı. Küçük bir kaç adım daha attı ve ulaşmak istediği kapının önündeydi. Elini kapıyı çalmak üzere havaya kaldırdı fakat içeriden gelen bir ses onu durdurdu. Küçük bir hıçkırık sesi geldi önce. Daha sonra bir tokat ve yalvarma sesi.. yalvarani tanıyordu. Bu annesiydi...
"O daha küçük."
Hafif bir kıkırtı.
"Onu bırak. Bana istedigin her şeyi yapabilirsin.. ama yalvaririm onu bırak. Bu ise karıştırma!"
Annesinin sesi çaresiz geliyordu. Bununla beraber artan bir hıçkırık ve de bir kadın kıkırtısı daha duydu. Bu son sesi merak etti. Içeride kaç kişi vardı ki? Ve ne yapıyorlardı ?
"Kız yeterince büyük."
"Tanrı aşkına o daha çocuk! 12 yaşına yeni girdi.."
Merakına engel olamadan eğildi küçük çocuk. Onun içine hapsolan ise güçlü bir çığlık attı.
"Hayır! Dur bakma! Hayır! Gördüklerin peşini bırakmayacak.."
Ne yaparsa yapsın her zamanki gıbı çocuğa engel olamadı.. çocuk ona duymadı bile.. içinde olduğu küçük beden ileri doğru görüş açısını kuvvetlendirmek için eğildi. O an artık çaresizdi.. yine aynı sahneyi görecek ve etkisinde kalacaktı.. tam o an da başka bir ses daha duydu. Kâbusuna ait olmayan, küçük , masum ve tatlı bir ses..
"Cenk.. Cenk uyan.."
Omuzundabir el hissetti ve o el onu hafifçe dürtükledi.
"Koykuyorum Cenk.."
Yüzünde bir ıslaklık hissetti. Bu uyanması için ona yetti. Yavaş yavaş rüya silikleşti ve gece lambasının her zaman açık olan ışığına gözlerini açtı. Bakışlarını odada gezdirdi ve gördüğü yüze takılı kaldı. Işte sesin kaynağını bulmuştu. Onu o kabustan kurtaran kaynak.. minnetle gülümsedi. Ufaklık gözyaşlarını eliyle sildi.
"Koykuyorum. Yanında yatabiliy miyim ?"
Yatakta kaykkıldı ve yer açtı.
"Tabii ki prenses.."
Küçük kız gözlerini sildi ve ona ayrılan yere yattı. Yüzünü Cenk'ten tarafa dönüp başını onun koluna koydu. Cenk uzunca küçük kızın kokusunu içine çekti. Uzun. Düz ve parlak saçlarını okşadı.
"Yine mı kabus gördün prenses ?"
Küçük kız hafifçe başını sallayarak onu onayladı.
"Ben yanındayım canım.. korkma. Hiç kimse sana zarar veremez!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN VE ADALET
Mystery / ThrillerCenk, her zaman en fazla haz duyduğu kısma gelmişti. Kurbanının yalvardığı kısma... Bu kadında diğerleri gibiydi. Birazdan son nefesini vereceğini anlamış , zavallı hayatı için yalvarmaya başlamıştı bile.. ama katili amansızdı. Kadının çığlıklarını...