NE GÜNDÜ AMA!

416 19 0
                                    

"Derin nefes al ve şimdi ver. Yeniden al ve yavaşça ver. Oksijenin kanın sayesinde bütün hücrelerine gittiğini hisset. Her nefes alışında mutluluğu hisset. Her bir nefes alışında ne kadar şanslı olduğunu düşün. Farkında olmadan aldiğın o nefesi alamayanları düşün. Ve şükret.. "

Benimle kim konuşuyordu ki ? Her kim ise söylediği şeyleri beğenmiştim. Sesi, gördüğüm güzel rüyaların içinden beni çekmiş ve bu hastane odasına getirmişti. Evet, hastanede olduğumu biliyorum. Nefes almam için gırtlağıma soktukları o plastik şeyi hissediyordum. Etrafımda otüp duran makinaları duyuyor hatta ve hatta benimle konuşanları duyuyordum fakat onlara tepki veremiyordum.sanki üstüme tonlarca ağırlık konmuştu sanki.. serçe parmağım dahi, emrime uymuyordu. Işin aslı korkmuyorda değildim.. Ama yanımda birinin olması bana güç veriyordu. O kişi her kimse bana yaklaştı. Nefesi içimi gıcıklamıştı.

"Şimdilik gitmek zorundayım. Zaten gizli girdim iceri. Yakalanmadan kaçmam lazım koca adam.."

Gitmisini istemiyordum. Eli elime değdi.

"Beni kurtardığın için teşekkür ederim. Sana olan borcumü asla ama asla odeyemeyeceğim.."

Elini çekmeye çalışırken, zorla parmaklarımı hareket ettirdim ve onun parmaklarını hafifçe okşadım. Tam da o an, içeri biri girdi.

"Senin burada ne işin var ?"

Sesinin kalın olmasından erkek olduğunu anlamıştım. Duyduğum ayak sesleri ile yaklaştığını anlamıştım. Neden kıza kızmıştı ki ? Yanıma gelmesi güzel

hissettiriyordu. Yalnız olduğumu düşünmüyor idim. Ömrü boyunca yalnız olan ben, yinede alışamamıştım yalnızlığa işte.. küçük bir bebekken beni sarmış sarmalamış yalnızlığı,o beni istese de ben onu istememiştim. Ama o hata yaptığı halde yinede onu terk eden sevgilisine dönmek isteyen , kurtululamayan bir eski sevgili gibiydi.. Insanın yakasına yapıştımı bırakmıyordu işte.. Paranın verebileceği her şeye sahip olsam da etrafımda paylaşabileceğim insanlar olmayınca bir anlamı kalmıyordu. Tat vermiyordu kı yalnızlık.. 'Yine şair ruhun iş başında..' diyen iç sesime gülümsedim. Ne diye bilirim kı başladıysam eğer duramıyordum.

"Buraya girerek onun hayatını tehlikeye atıyorsun. Zorlu bir ameliyat geçirdi. Enfeksiyon kapabilir.."

"Ben.. özür dilerim. Ben.. sadece ona hayatımı borçluyum ve.."

"Borcunu onun hayatını tehlikeye atarak mı ödüyorsun ?"

"Ben..özür dilerim."

"Çık buradan."

"Pekala.."

Kızın adım seslerini duyunca uzaklaştığını anlamıştım. Odada kı her kim ise kapanıp açılan dolap kapaklarını duyuyor idim. Ne yapıyordu kı bu adam ? Ağzımda kı şeyin çıkarıldığını hissettim. Ne yaptığını anlamamıştım. Sonra burnumdan bir kablo çıkardı. Bir anda yüzüme kapatılan bir şey hissettim. Yumuşak bor şeydı fakat nefes almama engel oluyordu. Bu şekilde mı ölecektim yani ? Hep bir çatışma sırasında savaşarak öleceğimi düşünürdüm fakat şu an bu şekilde ölüyordum. Vücudu mü oynatanamıyordum. Adamın yaptığı korkaklıktı. Savunmasız animda bir kalleş tarafından öldürülüyordum. Akciğerlerimin artık patlayacağını zannetmiştim ki yüzümde kı şey çekildi ve bor yumruk sesi ile birinin yere düşme sesi geldi. Kurtulmuştum. Beni kim kurtarmıştı ki ?

,

--CENK--

Içeriden o kız çıkınca şaşkın bakışlarla peşinden ona baktım. Yoğun bakıma kimse giremezdi. Özellikle de yakını değilse.. kendi kendime her neyse deyip içeri girdim. Üstüme mavi elbiseyi geçirdim ve maskemide taktım. Kapalı perdelerin ardına bakıp knup aramaya başladım. Bir iki hastayı geçtikten sonra elinde ki yastığı hastalardan birinin yüzüne kapatmış olan doktoru gördüm. Hiç düşünmeden adamı yakasından tuttuğum gibi suratına yumruğu geçirdim. Hastaya bir göz attım ve onu hemen tanıdım. Bu gece kurtardığım adamdı bu.. Çağın. Hala elinde olan yastık ile yere yapıştı. Tekrar tutup kaldırdım ama bu sefer o bana yumruk attı. Hafifçe geri doğru sendeledim ama çabuk toparlandım ve yakasını toplayıp sert bir kafa darbesi ile onu sersemleştirdim. Dizlerinin üstüne düşmüş olan zavallıyı ensesinden tuttuğum gibi dışarı çıkarmaya başladım. Bana engel olmak istiyor fakat başaramıyordu. Ileride oturmakta olan Arya ve başkomiserinin önüne fırlattım elimdekini. Şaşkın ve meraklı gözlerle bana bakmaya başladılar. Sadece Arya 'ya hitaben konuştum.

" Ortağını yastıkla boğmaya çalışırken yakaladım."

Kurduğum cümle ortamda bomba etkisi yarattı. Ikisi de bön bön bana baktılar bir süre. Şoktan ilk kurtulan ise başkomiser oldu.

"Ferhat, Şevket buraya gelin!"

"Emredersinizz başkomiserim."

Adamlar hızlıca yanımıza geldiler.

"Alın bunu. Bir polis memurunu öldürmeye teşebbüs etti."

Memurlar yerde ki ni kelepçelediler ve götürmeye başladılar. Adamın gözü hep üzerimdeydi. Benden intikam istiyordu farkındydım. Kuduz bir köpek gibi bakıyordu bana. Nitekim düşündüğüm şeyi seslice dile getirdi.

"Bu iş burada bitmedi! Seni bulacağım. Görüşeceğiz!"

Hiçbir şey demeden aşağılar bir vaziyette baktım ona. Adam buna daha çok sinir oldu.

"AAHHH!"

Sinirle bağırdı. Onu takmadım ve bakışlarımı bana minnetle bakan ikiliye çevirdim.

"Teşekkür ederiz. Sen daha 24 saat geçmeden ikinci kez onu kurtardın."

Konuşan Arya'ydı. Başkomiser ise bana kendi kartını uzattı.

"Her hangi bir problemin olursa çekinmeden ara lütfen."

Uzattığı kartı aldım. Ve başımı onaylar bir şekilde salladım.

"Artık gitmeliyim. Ayrıca bir doktora söyleyin, Çağın'ı kontrol etsinler. Iyi günler dilerim."

Hastaneden çıktım ve otoparktaki arabama ilerledim. Arabamı açıp oturdum ve tam o anda bir mesaj geldi.

"Çocuk tacizinden dolayı br ailenin kızları ellerinden alındı."

Yeni bir iş çıkmıştı. Aşağıda yazan adrese doğru sürmeye başladım. Ne gündü ama!

****

GEÇ GELDIĞI VE KISA OLDUĞU IÇIN ÜZGÜNÜM. AMA ŞU SIRALAR PEK MÜSAIT DEĞILIM VE YENI BÖLÜM NE ZAMAN GELIR BILMIYORUM.

KAN VE ADALETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin