--ÇAĞIN--
Karanlık gecede, sahildeki kumların üzerinde bir süre denizin sakin görüntüsünü izledim. Daha sonra gözlerimi kapatıp tuzlu deniz kokusunu içime çektim. Etraftaki sesleri dinledim. Tam huzura erdiğimi düşünmüştüm ki çalan telefon her şeyi mahvetti. Oysa ki biyolojik annemi ve onun öldürülen kocasını, kimseye çaktırmadan izlediğim onun ve kızlarının iliskisi.. yalnız geçen hayatım.. birkaç saniyeliğine acı veren, peşimi hiçbir yerde bırakmayan düşüncelerden uzaklaşmıştım.
Gerçeklerden kaçmak gibi bir isteğim yoktu.. sadece acının biraz azalmasını istemiştim o kadar.. beni daha bir haftalıkken terk edip giden annemin yüzünü ilk kez canlı olarak, polis merkezinde onun ifadesini alırken görmek, mahrum olduğum şefkatini diğer çocuklarına sınırsızca verirken, ona 'bende senin evladınım! Onları büyütürken neden beni bir köşeye attın ? Beni niçin terk ettin ? ' diye hesap soramamak.. akamayan gözyaşlarımın acısı.. hepsi ağır geliyordu. Bir anda bu kadar şeyi kaldıramıyordu ruhum.. kararımı vermiştim ama. Ne olursa olsun sadece işimi yapacak, diğer engellere takılıp aklımı kaçırmamaya çalışacaktım. Içine daldığım derin, uğursuz düşüncelerimi bir kız çığlığı bozdu. Arkamı dönüp, sesin kaynağını aramaya başladım. Aynı çığlık bir kez daha yankilaninça sesin geldiği yere doğru koşmaya başladım. Çığlığın sahibini bulduğum da , çığlığın sebebini de anlamıştım. Birkaç sarhoş genç bir kızı taciz ediyordu. Hızla yanlarına gidip yumruğumu olağanca gücümle ortadakinin suratına attım. Zaten sarhoşluğun etkisiyle gönyede duramayan asalak, yere kapaklandı. Sağ taraftaki arkadaşının çığlığı ile bana döndü. Daha ne olduğunu anlayamadan diz kapağının arkasına güçlü bir tekme attığım da oda yerdeydi. Rafta vardı üç şişe ikisi kırıldı kaldı tek sise.. söz böylemiydi pek hatırlamıyordum. Dikkatimi üçüncüye odaklamıştım ki, adam belindeki silahı çıkarttı. Pek sarhoş gibi değildi de ve aramız da biraz mesafe vardı. Yani yeniden kahraman olmak zor olacaktı..
"Az önce yaptığın çok cesurcaydi. Bir fahişe için ölmeye değer mı ?"
Fahişe lafını derken göz ucuyla yerdeki kıza bakmıştı.
"Ben fahişe değilim!"
Kızın öfke dolu sesiyle dikkatini ona vermiş gerzeğe doğru bir hamle yaptım fakat hamlemi engelledi ve bana ateş etti. Ilk kurşun kalbime yakın bir yere saplanır ken, ikincisi omzumu sıyırdı. Hala yerde olan kız harekete geçti ve yavaş yavaş düşmekte olan gövdeme destek çıktı.
"Ne yaptın sen ?"
Sesi korkudan titrek çıkmıştı.
"Kendisi kaşındı! Kahraman olmaya çalışmamalıydı.."
Onlar kendi aralarında bağırışırken, bende telefonumla gizlice arkadaşlarımdan birini aradım. Hala bağırıp çağırdıkları için kimse karşı taraftan gelen 'alo' sesini duymadı. Hoporlere aldıktan sonra konuşmaya başladım.
"Kızı bırak gitsin. Bu artık ikimizin meselesi.."
"Bırakayım da polis çağırsın öyle değil mı ? Unut bunu.."
"O polis çağırmayacak. Bundan emin olabilirsin."
"Ne ?"
Kız şaşkınlıkla bana bakmış ve konuşmuştu.
"Duyduğun gibi.."
Kız bana cevap veremeden lavugun arkasından yaklaşan biri, anında hamle yapmış, adamın kolunu bükerek elinden silahı almıştı. Ay ışığında yüzünü görememiştim ama uzun boylu olduğunu söyleyebilirim..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN VE ADALET
Mystery / ThrillerCenk, her zaman en fazla haz duyduğu kısma gelmişti. Kurbanının yalvardığı kısma... Bu kadında diğerleri gibiydi. Birazdan son nefesini vereceğini anlamış , zavallı hayatı için yalvarmaya başlamıştı bile.. ama katili amansızdı. Kadının çığlıklarını...