--CENK--
Elimde olmadan deli gibi bir sağa bir sola dönüp duruyor ve düşünüyordum. Adam, belkide kendisinin öleceğini anlamıştı ve karısı kurtulsun diye bu yalanı söylemişti. Belki onlara acır ve bırakırım sanmıştı. Ya da gerçeği söylüyordu belkide. Tek bir çare vardı o da test etmek..
Bayılttığım adamı , başından aşağıya soğuk su dökerek uyandırdım. Zıplayarak sağına soluna baktı önce karısına gözü takılı kaldı sonra bana döndü ve gözleri kızardı.
"Lütfen bırak onu. Hamile o.."
"Bana yalan söyleme! Çocuklarını umursamadığını biliyorum. Ne de olsa birine tecavüz ettiğin için buradasın sen.."
"Yemin ederim. Eczaneden gebelik testi al. O hamile. Dört aylık hemde.."
Adamın sağında yatan kadına ilerledim. Ben bir doktordum. Dışarıdan baktığım da anlardım. Gerekirse elle muayene ederdim. Kadının giydiği diz kapaklarına kadar olan elbiseyi sıyırdım karnına kadar.
"Ne yapıyorsun sen!"
Diye bağıran herifi hiç umursamadım. Oradaydı işte. O küçük şişlik. Kadın biraz toplu olduğu için uzaktan anlaşılmıyordu hamile olduğu..
"Kahretsin!"
Dedim ve adamın da kadının da ağzını bağlayıp dışarı çıktım. Düşünmem gerekti.
--BURCU--
Ali'm.
Bu sana kaçıncı gönderilmeyecek mektubum, ınan bilmiyorum. Saymıyorum da zaten.. yazacaklarımı senin yüzüne de söylemeyi isterdim ama cesaretim yok be Ali. Hatta o kadar korkağım kı sana göndermeyeceğim bu mektubu bile herkesin seni çağırdığı adını kullanarak yazmaya dahi cesaret edemiyorum. Sen asla benim farkıma varmayacaksın.. asla biz olamayacağız. Ben asla ben olmayacağım, olamayacağım. Ben sadece sen olacağım. Başka hiçbir sıfata 'evet' demeyeceğim. Nefesini saçlarım da dudaklarım da ya da boynumda asla hissetmeyeceğım ama her günümü o huzur veren nefes alış verişine şükrederek geçireceğim. Ömrüm boyunca asla başka bir erkeğe evet demeyeceğim Ali. Senden vazgeçmeyeceğim. Ali'm benim. Sert mizaclım. Fırtına bakışlım. Huzurum. Nefesim. Ömrüm..
Seni seviyorum.. nefesim.
Bu sefer kısa olan mektubu katlayıp zarfa koydum. Herkes ten kaçıp , gizlendiğim bu yerde, her günkü ritüelimi gerçekleştirdim. Asla göndermeyeceğim bir mektup daha yazdım ona. Hem çok yakın hemde çok uzak olduğunum o adama. Çalan telefonuma baktım. Uğur arıyordu. Açtığım telefonu kulağıma götürdüm.
"Alo.."
"Neredesin be kızım ? Alt tarafı kahve almaya gittin. Hayır öğütüyorsan falan haber verde bizde ona göre hazırlayalım kendimizi.."
"Uğur.. komik değilsin.."
"Tamam hadi kısa kes. Gel"
Off bu çocuğu alacak olana cidden açıyordum. Cidden bazı sözleri, hareketleri çok tuhaftı. Kısaca dengesizdi. Kahveleri aldıktan sonra yürümeye üşendiğimden şansıma boş olan bir asansöre attım kendimi. Peşimsıra iki genç de benimle beraber bindiler. Biri uzun boylu , geniş omuzlu ve kesinlikle kaslıydı. Ayrıca kısa , düz kumral saçları vardı. Masmavi gözlerini de unutmamak gerekiyor.. diğeri ise yakışıklı fakat diğer arkadaşına kıyasla biraz daha çirkin bir tipti. Koyu kahve gözleri ve kısa kıvırcık saçları vardı. Fakat kas konusunda ikisi birbirleri ile kapışırlardı. Yanlış anlaşılma olmasın. Onları süzmüyordum. Yani Süzüyordum ama alıcı gozu ile değil. Tek sebebim fazla dikkat çekici olmalarıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAN VE ADALET
Mystery / ThrillerCenk, her zaman en fazla haz duyduğu kısma gelmişti. Kurbanının yalvardığı kısma... Bu kadında diğerleri gibiydi. Birazdan son nefesini vereceğini anlamış , zavallı hayatı için yalvarmaya başlamıştı bile.. ama katili amansızdı. Kadının çığlıklarını...