•3.0

15 1 0
                                    

Elimdeki siyah poşeti sallayarak yürürken ofladım. Pazar günleri bana göre hep sıkıcı geçerdi. Çünkü yalnızdım. Birlikte pikniğe gedebileceğim ya da mangal yapabileceğim bir ailem yoktu. Her pazar evde oturup yalnızlığıma içiyordum ben de. Ya da içmek için bir sebep arıyordum. Kimin umrunda? İçiyordum işte. Ötesi mi vardı?

Apartmanın kapısına geldiğimde tam içeriye adımlamıştım ki bedenimin çarptığı sert bedenle geri savrulurken elimdeki poşet yere düştü "Siktir!"

Kafamı kaldırıp çarptığım kişiye baktığımda sinirle yumruğumu sıktım "Şansımı sikeyim! Yine mi sen?"

Onu gördüğüm ilk günden bu yana toplam üç kez çarpışmıştık ve artık canıma tak etmişti. Zaten korkağın tekiydi. İçi boş bir silahla benim gibi bir kızı korkutmaya çalışan bir korkak. Korkak insanlardan nefret ederdim. Tıpkı bu çocuktan da nefret ettiğim gibi.

Bundan önceki çarpışmalarımızda yaptığı gibi sırıtmadı bu kez. Kaşlarını çattı "Bak güzelim sinirliyim, zorlama. Dön önüne, işine bak. Hadi." dediğinde dişlerimi sıktım. Hayırdır sen ya? Hem gel, Allah'ın her günü o koca cüssenle bana çarp hem de sinirlen. Bak sen hele! Yok öyle dünya çakma kötü çocuk.

Kollarımı göğsümde birleştirirken tek kaşımı kaldırdım "Hadi ya? Zorlarsam ne olur?" diye sorduğumda derin bir nefes aldı. Gerçekten sinirli görünüyordu ama umrumda değildi. Bira şişelerim şu an onun yüzünden kırıkmış bir şekilde yerdeydi ve bunun hesabını verecekti.

Ani bir hareketle beni, tam yanımızdaki apartman kapısına yaslayıp tam karşıma geçti ve ellerini iki yanımdan duvara yasladı "Eğer zorlarsan şu çakma kötü çocuk, bu kez içi dolu bir silah çıkarabilir."

Bu açık tehdidine karşılık onu ittim ve duvarla bedeni arasından sıyrıldım. Ardından işaret parmağımı omzuna bastırdım "O silahın içi dolu olsa bile korkacağımı mı sanıyorsun? Ayrıca eline koluna sahip çık çakma kötü çocuk, yoksa o parmakları kırarım."

Yine her zamanki gibi lafımı sokup gidiyordum ki, kolumdan tuttu ve beni kendine çevirdi. Sinirden kasılmış yüzünü yüzüme yaklaştırırken buz gibi bir ses tonuyla konuştu "Bak çakma cesur kız, ikidir laf atıp atıp gidiyorsun bir şey demiyorum ama bu son olsun. Bir dahakine böyle sakin olmam, haberin olsun."

Çakma cesur kız ha? Kıçımın kötü çocuğu seni! Senin gibi bir korkaktan korkacağımı düşünmedin herhalde? Eğer öyleyse yanıldın çakma kötü çocuk.

Kolumu sertçe çekip kolundan kurtardıktan sonra ellerimi göğsüne koyu onu sert bir şekilde ittim. Bununla birlikte birkaç adım gerilerken tek kaşımı kaldırdım "Elinden geleni ardına koyma, çakma kötü çocuk."

— — —

HAYATIN UMUDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin