Leyla ile birlikte geçirdiğimiz ikinci haftamız bu. Son olaydan sonra iyice Leyla ile dost olmuştuk. Tüm günümü meditasyon ile geçiriyordum. Müge,Hülya,Ömer ve Ozan'a ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu.
Telefonumun çalmasıyla yana doğru uzanıp telefonu aldım. Arayanın Müge olduğunu görünce ayağa kalktım. Hastaneden çıkıp iyileşmiş olmalıydı. Telefonu açıp konuşmaya başladım.
"Niye arıyorsun beni ?"
"Son kez görüşmemiz gerek. Ben artık gidiyorum."
"Nerede ?"
"Evinin yakınındaki terkedilmiş evin orada bekliyor olacağım. Unutma bu akşam!"
Telefonu kapatınca içimden düşünmeye başladım. Müge kesinlikle Ozan ile gitmeyi planlıyordu. Önce aldatmaları yetmiyormuş gibi şimdide kaçıyorlar.
Ömer'i arayıp her şeyi anlattım. Konuşurken bana Hülya'nın kurtulduğunu söyledi. Bugün ki son buluşmada herkes orada olacaktı. Yalnız bunu benden başkası bilmiyordu.
Akşam olduğunda Leyla'ya haber vermeden terkedilmiş evin önüne geldim.
Henüz kimsenin gelmemişti anlaşılan. Etrafa iyice baktığımda her yerin sessiz ve sakin olduğunu gördüm. Babamdan kalan tabancayı cebime koyup beklemeye koyuldum.
Az sonra Müge ve Ozan'da orada oldular. Terkedilmiş binanın içine girdiler. Saklandığım çalılıkta beklerken dengemi kaybedip yere düştüm. Sesi duyan Ozan bulunduğum yere doğru koşmaya başladı. Aynı hızda bende baska yere saklanmaya başladım. Ortaya çıkmak için Ömer ve Hülya'nın gelmesini bekliyordum. Aldatan ve aldatılanların yüzleşmesine tanık olmak istiyordum.
Kimseyi göremeyen Ozan "Kedi felan heralde." diyip Müge'nin yanına gitti. Çok kısa bir süre sonrada Ömer ve Hülya geldi.
"Oha! Ooohaa! Bu nasıl bir şey! Bunlar el ele, ben böyle gevşeklik görmedim." dedim.
Tepkiyi biraz sesli vermiş olmalıyım ki, Hülya'nın bana doğru baktığını gördüm. Mecburen bulunduğum yerden çıkıp yanlarına doğru gittim.
Ozan ve Müge'nin içerde olduklarını söyledim. Beni önlerine kattılar ve birlikte terkedilmiş binaya girdik.
Müge ve Ozan aynı anda şok oldular. Hem Ömer ve Hülya'yı getirmeme hem de el ele tutuştuklarına. İlk bakışmaların ardından ortamı sessizlik kapladı. Herkes birbirine sinirli bir şekilde bakıyordu.
Önümde Müge ve Ozan arkamda Ömer ve Hülya tam ortalarında ise ben.
Ozan sinirli bir şekilde elini beline götürüp tabancayı Ömer'e doğru tuttu. O anda herkes çığlık atmaya başladı. Anlaşılan benden başka önlemini alanlar vardı. Ozan'a karşılık olarak Ömer'de tabanca çıkardı. Birbirlerine sert sözler savurup tehdit ediyorlardı.
Yavaş yavaş kimseye fark ettirmeden kenara çekiliyordum. İşte en başından beri planladığım sahne şu an tam karşımdaydı. Benim hayatımı mahvedenler şu an birbirleri karşısında düşmanca duruyorlardı.
Müge sessizce "Sana sadece bizim görüşmemiz gerektiğini söylemiştim. Sen aptalsın Çağla, aptal!"
Sözlerini hiç umursamadan bakmaya devam ettim. Her an git gide daha da ateşleniyordu ortam. Hülya'nın polisi aramaya çalışmasıyla iş çığrından çıktı.
Ozan bu sefer aldattığı eşi Hülya'ya doğru silahı doğrulttu. Ömer, Ozan'ı durdurmak için havaya doğru bir el silah ateş etti.
Artık son kozumu oynayıp bende cebimdeki tabancayı çıkardım.
Şu an ki konum aynen şöyleydi.
'Herkes birbirine düşman, ben herkese düşman!"
Tabancamı gören Hülya geriye doğru gitti. Kendi aralarında kavga ederlerken iyice kenara çekilip polisi aradım. Çünkü iş hiç beklemediğim bir şekilde büyümüştü.
Polisi arayıp telefonu kulağıma tuttuğumda Ozan bana doğru koşup telefonu almaya çalıştı.
"Bırak telefonu, bırak! Polisi arayacağım."
"Ver şu telefonu, kimseyi arayamazsın!"
Kısa bir çekiştirmenin ardından telefon yere düştü. Ayağıyla telefonu uzanamayacağım bir yere itti.
Ardından birlikte ayağa kalktık. Ömer, nereden bulduğunu bilmediğimiz benzin şişelerini açmış etrafa benzin döküyordu.
"Kafayı mı yedin sen!" diye bağırmaya başladı Müge.
Elindeki çakmağı yere attığında bir anda etrafımız alevlerle kaplandı. Hülya daha fazla dayanamayıp bayılacak gibi oldu. Ozan, aldattığı karısının yanına doğru koşup onu uyandırmaya çalıştı.
Ömer, bir şeyi umursamadan öylece bakıyordu. Müge ise bir köşeye çekilmiş ağlıyordu.
Hülya'yı uyandıramayan Ozan, büyük bir öfkeyle tabancayla Ömer'i vurdu. Ateşlerin arasında yaşam mücadelesi veriyorduk adeta.
Ayakta kalan son üç kişi olarak birbirimize baktık. Müge'de dumandan etkilenip yere yığıldı.
Karşımda sadece Ozan kaldı. Elinde bulunan tabancayı önce bana doğrulttu. Gergin bir yüz ifadesiyle bana bakıyordu. Daha sonra ise hiç beklemeden kendi kafasına doğrultup kendine sıktı.
Alevler içinde dört baygın beden ile baş başa kaldım.
- Sezon finalini nasıl buldunuz ? -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Yalanlar
Mystery / ThrillerKüçük Yalanlarla dolu hayatlar... Yıllar önce yaşanan olaylardan sonra Çağla, tüm öfkesiyle intikam almak için geri dönüyor!