İlk olarak ikisine birden çektiğim görüntüleri gönderdim. Numaram gizli olduğu için bir şey anlamaları imkansızdı.
Ömer "Ne kadar para istiyorsun ?" diye yanıt verdi. Amacım para olmadığı için yanıtına geri dönüş yapmadım.
Hülya görüntülere karşı cevapsız kalmıştı. Ses değiştirme cihazını aktif edip Hülya'yı aradım.
"Alo!"
"Merhaba Hülya."
"Siz kimsiniz ?"
"O görüntüleri çok sakin karşıladın. Bu beni epey şaşırttı doğrusu."
"O görüntüyü ne niyetle çektiğinizi bilmiyorum fakat benim peşimi bırakın."
"Şu an seni hapse attırabilirim."
"Elinizden geleni ardınıza koymayın."
Hülya'nın bu sözünden sonra aramayı sonlandırdım. Bu kadar sakin kalması olağan değildi. Anlaşılan blöf yapıyordu.
Hastaneye gidip Müge ve Ozan'ın durumunu öğrenmeye çalıştım. Oda bilgilerini aldıktan sonra üst kata çıktım.
Ozan, yoğun bakım odasında beklerken Müge hâla amelyathanedeydi. Baygın hâlde olan Ozan'ın yanına gidip ona baktım. Çevremde bir tane bile hemşire olmaması beni şaşırtmıştı.
Ayak seslerimi duymuş olmalı ki o anda uyandı. Beni görünce ufak bir şok geçirdi. Tam bağıracağı an ağzını elimle kapattım.
"Kapa çeneni, şu fişi çeksem öleceksin hâla tatava yapıyorsun." diyince sesi kesildi.
"Şimdi asıl olaya gelelim. Müge'de sende benim sayemde kurtuldunuz. O sözde eşleriniz sizi torbalayıp attılar. Ha bu arada sizin bebek öldü. Yani o olaydan kurtulma ihtimali yoktur. Farkındaysan haberi çok sakin verdim çünkü sizin için paniğe bile giremem. Neyse lafı fazla uzatmadan diyeceklerime geçelim."
"Ne diyeceksin ?"
"Ben sizin hayatınızı kurtardım sizde buralarda bir süre gözükmeyeceksiniz. Şöyle bir düşününce aslında bu bir istek değil de daha çok ödül gibi. Zaten buralarda durursanız direk ölürsünüz.Doktora olayla ilgili bir şeyden bahsetmeyin. Ömer ve Hülya'nım hapse girmesine daha var. Onların işini kendim bitireceğim."
Dediklerim bittikten sonra odadan çıktım. Ozan biraz ürkmüş şekilde bana bakıyordu.
Hastaneden çıkarken telefon çaldı. Arayan Mert olunca hemen açtım.
"Efendim."
"Çağla Hanım ofise bir kadın zorla girmeye çalışıyor. Kapıyı henüz açmadım. Kapı deliğinden onu izliyorum."
"Sakın kapıyı açma, ben geliyorum!" diyerek telefonu kapattım.
Bir taksiye atlayarak ofise doğru gittim.
"Daha hızlı sürer misiniz şunu ?" diye baskı yaparak ofise daha kısa sürede ulaştım.
Basamakları hızlıca çıkarken bir andan yukarı doğru bakıyordum. Ofisin bulunduğu kata geldiğimde kapının yarı açık olduğunu gördüm.
Yavaşça içeriye doğru girdim. Az ileride Mert'i kanlar içinde yerde yatarken gördüm. Tam yanına koşarken arkamda bir şey hissettim. Yavaşça arkama döndüğümde Hülya, bana doğru silah tutuyordu.
"O mesajları senin gönderdiğini anlamayacak mıyım sandın ? Çok safsın."
Sen resmen seri katilsin. Bırak kan kaybından ölecek çocuk."
"Sakın kıpırdama! Seninde sonun şimdi onun gibi olacak!" diyerek tetiği çekip bana doğru yöneltti.
- Bölümü nasıl buldunuz ? -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Yalanlar
Mystery / ThrillerKüçük Yalanlarla dolu hayatlar... Yıllar önce yaşanan olaylardan sonra Çağla, tüm öfkesiyle intikam almak için geri dönüyor!