Okuldan atıldıktan yalnızca bir hafta sonra Hülya'nın beni hırsızlıkla suçlamasıyla hapse girmiştim.
Suçsuzluğumu kanıtlamam aylarımı almıştı fakat sonunda özgürlüğüme kavuşmuştum.
Önce babamın ölmesi daha sonra okuldan atılmam ve hapse girmem annemi epeyce yormuştu. Her hafta düzenli bir şekilde psikologa gidiyorduk.
Psikologdan çıktıktan sonra önümde yürüyen anneme kısık bir ses tonuyla "Daha iyi misin ?" diye sordum.
"Psikolog sanki işe yarıyor gibi." diyerek cevap verdi. Sessizce eve doğru yürürken gökyüzünün eşsiz güzelliğine bakıyordum.
Evin içine girdiğimde karşılaştığım manzarayla birlikte elimdeki telefonu yere düşürmem bir oldu. Her yer dağılmış ve batmıştı. Annem de aynı benim gibi tepki verince kimin yaptığından haberi olmadığına inandım.
Hemen koşarak eşyaların üstüne baktım. Bu işi yapandan bir iz kalmış mı diye şüphelenmiştim. Ne yazık ki kusursuz bir iş ile evimiz talan edilmişti.
Hemen ardından annem koşarak evden dışarıya doğru koştu. Bende hemen arkasından koşmaya başladım.
"Anne dur! Nereye gidiyorsun ?"
Beni umursamadan koşar adımlarına devam ediyordu. Uzun bir koşuşturmanım ardından soluğu karakolda aldık.
Sonunda annemi yakalamıştım. Elbet şikayet etmeye gidecektik ama neden bu kadar aceleci davrandığına bir türlü karar veremiyordum.
Annem polisin yanına oturdu ve konuşmaya başladı.
"Komiser Bey, hırsızlık ihbarında bulunacaktım."
"Tabii, sizi dinliyorum."
"Evimiz resmen talan edilmiş ve bunu kimin yaptığını biliyorum. Eski kocam!"
Annemi dürterek "Benim babam öldü, ne saçmalıyorsun ?" dedim.
"Kızım sana diyemedim bir türlü. Sen hapisteyken ben bir adamla evlendim. Senin hapisten çıkmana az kala anlaşamayıp boşandık."
"Ve bunu bana söylemedin dimi ? Ne halin varsa gör. Umrumda değilsin!" diyerek orayı terk ettim.
.
.
.
Akşam kalacak yerim olmadığından parka gittim. Hava şiddetli bir şekilde eserken titreyerek bankın üstünde oturuyordum.Annemin son zamanlardaki değişik tavırları aklıma gelince bir anda yaptığımın yanlış olduğunu anladım. Ya kendine zarar vermeye kalksa ? Psikolojisi şu aralar iyi değildi zaten.
Hızlı adımlarla eve doğru yürüdüm. Bana söylediği onca yalana rağmen onun yanına gidiyordum. Yapacak başka bir şeyim yoktu. Beni dokuz ay karnında taşıyan birine en azından borcumu ona bakarak kapatabilirdim.
Evin önüne geldiğimde kapıyı çaldım. Birkaç defa daha çaldıktan sonra ses gelmeyince "Anne, bak ben geldim." dedim.
Yine ses çıkmayınca endişelenip kapıya tekme atmaya başladım. Bir türlü açılmak bilmeyen kapı son tekmeme dayanamayıp kırıldı.
Koşarak odalara baktım. Hepsi bomboştu. Son kalan odaya girecekken kilitli olduğunu fark ettim.
"Anne içerde misin ?"
"Git buradan, artık yaşamak istemiyorum!"
"Anne, ne olur yapma yalvarırım."
"Git dedim sana, uzaklaş."
Ahşap kapının anahtarını yandaki dolaptan çıkarıp hemen içeri girdim.
"Anne! Anne, ne yaptın sen!"
Hemen yanına gidip kafasını salladım. Bir sürü ilaç yutmuş, baygın hâlde yatıyordu.
"Anne beni bırakma, ne olur!
- Bölümü nasıl buldunuz ? -
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Yalanlar
Mystère / ThrillerKüçük Yalanlarla dolu hayatlar... Yıllar önce yaşanan olaylardan sonra Çağla, tüm öfkesiyle intikam almak için geri dönüyor!