Küçük Yalanlar 7.Bölüm 'İlk Hasta'

632 58 2
                                    

Beni neden şikayet ettiğini çok iyi biliyordum. Beni hapse attırıp o kağıdı bulmak için zaman kazanmaktı. Ama bilmiyordu ki belkide kağıt kendi evindeydi.

Mert'e bir eve gizlice girmemiz gerektiğini ve kimseye söylememesi gerektiğini söyledim.

Müge ve Ömer'in evine geldiğimizde içeriye nasıl gireceğimizi düşünürken Mert "Saçındaki tel tokayı verir misin?" diye sordu.

Hemen tel tokayı çıkarıp eline verdim. Eline tel tokayı alan Mert, evin kapısına doğru yaklaştı.

Birkaç deneme sonucunda kapı açılmıştı. Sessizce kapı ucundan içeriye baktığımda kimseyi görmemiştim. Mert'e işaret yaparak içeri girmesini sağladım.

İçeriye girdiğimizde Mert'e buruşmuş bir kağıdı aradığımızı söyledim. Mert içeri odalara doğru yönelirken ben ise salona bakmaya gitmiştim.

Koltukların yan kısımlarına bakarken ayağım masanın ucuna çarptı. Acıyla bir anda inlerken ayağımın dibinde düşürdüğüm kağıdı gördüm. Hemen elime alıp açtım, hiç zarar görmemişti kağıt.

Mert'i yanıma çağırdıktan sonra hızlı adımlarla evden uzaklaşmaya başladık.

İkimizde şapkalarımızı başımıza geçirip oradan ayrılmaya başladık. Güvenlik kamerası giriş kısmını tam görmediği için girerken herhangi bir önlem almadık.

Biz hızlı adımlarla koşarken evin önüne bir araba geldi. Göz ucuyla arabaya baktığımda içinde Müge'nin olduğunu görmüştüm.

Aslında beni şikayet etmesi, kağıdı daha rahat bulmama sebep olmuştu, bunun için Müge'ye bir teşekkür borçluydum.

Mert ile koşarken karşıma Hülya çıktı. Bana şaşkın bakarken Mert'i ofise yolladım.

Hülya bana yaklaşarak "Senin ne işin var burada ? Müge'yi ziyarete mi geldin ?" diye sordu.

"Hayır, sadece buralarda koşu yapıyordum." dedim karşılık olarak.

"Ben Müge'nin yanına gidiyorum, görüşürüz sonra." diyerek uzaklaştı.

Kağıt ile birlikte ofise gittim. Ofise gittiğimde Mert, yerinde oturuyordu.

"Tam zamanında geldiniz Çağla Hanım, yeni hastanızın ilk randevusu birazdan başlayacak." dedi.

Odama geçip beklemeye başladım. Kısa bir bekleyişin ardından kapımın çalmasıyla yerimden kalktım ve hastamı karşıladım.

Uzun denebilecek orta yaşlarda karizmatik bir adamdı.

"Hoşgeldiniz, buyrun oturun." diyerek karşıladım.

Yerine oturduktan sonra "Hiç uzatmadan başlayalım." diyerek konuşmasına başladı.

"Birkaç ay önce bu hayatta tek bağım olan kardeşimi bir trafik kazasında kaybettim. O günden beri bir türlü kendime gelemiyorum. Buraya bile zor attım kendimi. Sizden bu konu için yardım istiyorum."

"Anlıyorum sizi. Aslında bu tür olaylar için yaşadığınız olağan dışı bir olay değil. Bunun için size vereceğim tavsiyelere uyman gerekiyor. Öncelikle bu son seansımız onu söylemek istiyorum. Senin bir başkasına ihtiyacınız yok. Seni sen toparlamadıktan sonra öbür şeyler bir işey yaramaz."

"Bu tavsiyeler ne gibi mesela ?"

"Dışarıya bak, sadece dışarı. Sence dışarıda yaşayan herkesin ailesinde herkes yaşıyor mu ? Sence hepsi dertsiz mi ? Hayır! Ama gördüğün gibi hepsi yaşamaya devam ediyor."

"Aslında ben.."

"Aslında sen yok! Hemen şimdi kendine çeki düzen vermezsen bir daha asla olmaz. Her anı son şansı gibi değerlen. Görüşmemiz bitmiştir, sana anlatacaklarım bu kadardı."

"Algımı açtığınız için size müteşekkirim. Dediklerinizi göz önüne aldığımda haklı olduğunuzu anladım. İyi günler!" diyerek ofisimden çıktı.

- Bölümü nasıl buldunuz ? -

Küçük YalanlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin