Gizli Prenses

9.7K 454 99
                                    

Yeni okulumun bahçe kapısından içeri girdiğimde tüm gözler bana çevrildi. Ama bunun nedeni güzellikle alakalı değildi, bu tamamen eziklik ve çirkinlikle alakalıydı. Üzerime giydiğim yazılı beyaz bluzun üstündeki asker yeşili ceket ve altımdaki bol paça pantalon ile hiçbir vücut hatlarım belli olmayacak şekilde gizlenmiştim.

Okul bahçesindekiler bana iğrenirmişçesine bakıyorlardı. Tam anlayamadığım ama tam okulun orta yerinde olan masaya oturmuş bir grup vardı. Onlar da bana alaylı bir şekilde gülerek önlerine döndüler. Takmayarak önüme döndüm.

Okula bakmaya başladığımda yüzümde küçük bir tebessüm oluştu. Ne kadar güzel bir okuldu. Sarıya boyanan dış duvarlar yerdeki yeşil çimenlerle bütünleşmişti ve harika gözüküyordu. Rahatsızlık hissettiğimde etrafıma baktım. Haklıydım okul bahçesindeki hatta okul pencerelerindeki birkaç kişi pür dikkat beni izliyordu. Hatta deminki grup bile dik dik bana bakıyordu.

Onlara sert bir bakış attım. Bazıları önüne dönerken bazıları hala bana bakmaya devam ediyordu. Onları takmayarak okul binasından içeri girdim. Hadi ama hep böyle mi olacaktı? Her gittiğim yerde dikkatleri üzerime mi çekecektim?

Benim kim olduğumu merak ediyorsunuzdur. Ben kim miyim? Ülkenin iki kraliyet ailesinden Kral James'in kızı ERİCA ALEXIS MİNERVA.

Tüm kızlara taş çıkaracak fiziğim ve yüzümle ailemin tabiriyle mükemmel bir prensestim. Siz şimdi diyorsunuzdur o zaman bahçedekiler sana niye iğrenirmişçesine baktı? Çünkü benim kimliğim gizliydi. Tabi diğer kraliyet ailesinin oğlununki de, onun kim olduğunu ben bile bilmiyordum, o da benim kim olduğumu bilmiyordu. Şuana kadar bizim kimliğimizi sadece ailelerimiz biliyordu.

Okul binasını geze geze müdür kapısını buldum.Kapıyı tıklatıp "gel" sesini duyunca kapıyı hafifçe aralayıp kafamı uzattım.

-Müsait misiniz?

Kadın Müdürümüz gözlüklerini burnundan gözüne doğru ittirerek beni şöyle bir süzdü.

"Hayır."

"Şey, ben yeni öğrenciniz Alexis."

"Sınıfın 11-B."

"Sağolun hocam."

Sınıf kapısının önüne geldiğimde derin bir nefes aldım ve kapıyı tıklatarak içeri girdim. Sınıfa baktığımda bahçedeki popüler grubunda bu sınıfta olduğunu gördüm. Kendime lanetler okumaya başladım zaten düzgün bir sınıfa düşsem şaşardım.

"Ben yeni öğrenciyim."

"Adın?"

Ben sınıfı incelemekle meşgul olduğum için hocanın ne dediğini duyamadım.

"Pardon. Bir daha tekrar eder misiniz?"

Sınıf kahkaha atmaya başlayınca yanaklarımın ısındığını hissettim.

"Adın diyorum."

"Alexis."

Hoca bana istediğim yere oturabilirsin dediğinde şöyle bir sınıfa göz gezdirdim. Çok tatlı bir kız bana gülümsemişti. Bende onun yanına oturmaya karar verdim.Oturmamla gruptaki kızıl kafalı laflara başladı.

-Ezik eziği çekermiş.

Daha sonra sınıf kıkırdamaya başladı.Ama birtek benim yanımdaki kız üzgün duruyordu. Kıyamadım üzgün olmasına. Gelen cesaretle bende laf attım.

"Sürtükte sürtüğü çekermiş diyicemde burda senden başka sürtük olmadığı için tezimi kanıtlıyamayacağım.Ne acı."

Sınıf kahkahaya boğuldu. Biraz sonra birden sessizleşti. Tüm sınıfın gözleri benle domates kafa arasında gezmeye başladı. Bakışları beni öldürmek istercesineydi ama o kadar komik duruyordu ki ağzımdan uzun bir kıkırtı kaçtı. Sınıf bana deli görmüş gibi bakmaya başladı ama daha demin gülen onlar değil miydi? Kıkırtılarım sürekli artarken domates kafa bana öyle bir baktı ki o an boka battığımı anladım. Ama o kime çattığını bilmiyordu. Ben küçüklükten beri dövüş dersi alıyordum. Tabii ki kimliğimi gizleyerek. O yüzden buradaki erkekleri rahatlıkla devirebilirdim. Kızları saymıyorum bile. O yüzden pekte korktuğum söylenemezdi.

Tenefüs zili çaldığında yanımdaki kız bana sarılmıştı bende ona samimi bir şekilde sarılarak karşılık verdim. Kızın yüzü gülümsüyordu. Tanıştıktan sonra kantine inmeye karar verdik. Burda hiç arkadaşı yokmuş o yüzden en iyi arkadaşım olup olmayacağını sordum. O da çığlık atarak sarılmıştı.Deli kız.

Beraber kantine indiğimizde domates kafayı gördüm. Benim yanıma kıvırtarak gelmeye başladı. Yanıma geldiğinde sert bir şekilde beni kolumdan tutup bahçeye sürükledi. Bende bir şey söylemeyip sürüklemesine izin verdim. Bu kız fena kaşınıyordu.

Amacı beni herkesin içinde dövüp rezil etmekti ama o iş istediği gibi olmayacaktı. Ama herkesin bana bakışları acırmış gibiydi. Ne vardı bu kızda da bu kadar korkuluyordu? Ben kaşlarımı çatmış herkesin suratına bakarken domates kafa beni yere fırlattı. Bakışlarımı sertçe üzerine diktiğimde biraz afallasada dik duruşunu bozmayarak üzerime geldi. Son bir uyarıdan sonra karşılık vereceğime dair içimden kendime söz verdim.

"Belanımı arıyosun sen? Bulaşma bana."

-Arıyorum var mı?

Karnıma sert bir tekme geçirdiğinde bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Ben uyarımı yapmıştım. Hızla yerden kalkıp yumruğumu kızın suratına geçirdim. Herkes bana şaşkınca bakarken en yakın arkadaşım Lilly (sınıftakı kız) benim kolumdan tutup çekmeye çalıştı. Ama umrumda değildi çünkü beni fena halde kızdırmıştı.

-Hadi bitanem gel bulaşma şunlara. Okuldan uyarı alırsın sonra.

"Uyarı umrumda bile değil sanki ben bulaştım. Uyardım ben onu. Bulaşmaması gerektiğini söyledim dinledi mi?"

Bu sırada domates kafa ayağa kalkmış bana yumruk atmaya çalışıyordu. Bende kolunu tutup çevirdim ve onu yere attım.Üstüne oturup yumruklarımı suratına indirmeye başladım.Kafasını sağa sola sallayıp yumruklarımdan kurtulmaya çalışıyordu.Bende çenesinden tutup kafasını sabitledim. Korku dolu gözlerle bana bakıyordu. Son olarak yumruğumu bir daha geçirip üstünden kalktım.

"Ben seni uyarmadım mı bulaşma diye? Sen naptın karnıma tekme attın. Ben sana o tekmenin hesabını ödetmez miyim? Dua et sadece burnun kanadı bir dahaki sefere bu kadar şanslı olamayabilirsin anladın mı beni?"

Kızdan ses çıkmayınça daha yüksek sesle bağırdım.Zaten herkes pür dikkat bizi izliyordu.Sesim tüm bahçeyi doldurdu.

"Sana bir soru sordum. Bana cevap ver. Anladın mı beni?"

Kız mırıldanarak bişeyler söyledi.

"Duyamadım."

-Anladım.

Kıza son kez bakıp karnına tekmemi geçirdim.

"Buda bana tekme attığın içindi."

Herkes bana şaşkınca bakınca onlara sert bir bakış attım. Herkes bir iki adım geri çekildi. Tam o sırada okul müdürümüz Bayan Rita geldi. Domates kafa bana sadistçe gülümsemeye başladı. Anladığım kadarıyla okul müdürünün en sevdiği öğrenciydi. Ama ben gelmeden önce olan bir şeydi. Bende ona şirince gülümsedim. Yine herkes bana acırcasına baktı. Görün bakalım kim acınacak durumda?

Bayan Rita gelip "Noluyor burda?" diye bağırdı.Herkes açılınca yerde yatan domates kafayı ve beni gördü.Beni görünce bakışları yumuşadı ve hemen yanıma koşturdu.

-Bir şeyin var mı tatlım?

Görün bakalım. Herkes bu sefer daha da şaşırmış halde bir bana birde müdüre bakmaya başladı. Bende önemli bir şey olmadığını söyleyip arkamı döndüm. Yanıma Lilly'de gelince okul binasına doğru yürümeye başladık.

Gizli PrensesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin