her yer karanlıktı...
yardım dilenircesine haykıran insan sesleri ve kulağını kesip atmasına neden olacak şekilde can sıkan çığlıklar ya onun kuruntusuydu ya da gerçekti. oldukça sert bir şekilde eserek vücudunu delip geçen rüzgar ise korkusunu dahada arttırıyordu.
bedeni zangır zangır titrerken dişlerini sıkmaktan ağrıyan çenesini serbest bıraktı. korkudan ne bir adım ileri gidebiliyordu ne de arkasına dahi bakmadan kaçabiliyordu.
tüm bu olasılıklara ek olarak karnı da acıkmıştı ve çok iyi biliyordu ki bu ormanda yem olacak tek bir kişi vardı. o da kendisinden başkası değildi.
ensesinde hissettiği ani nefes tüylerini diken diken ederken çığlık atarak ellerini kulaklarına siper etmiş olduğu yere çökmüştü. korkudan gözlerini sımsıkı yumarak derin nefesler alıp sakinleşmeye çalışıyordu ancak biri vardı emindi.
en son yatağında gözlerini kapattığından zerre şüphesi yoktu. öyleyse nasıl ve ne diye gelmişti buraya?
kalp atışları normal hızına dönerken, yine odasında ve yatağında olacağına kendini inandırarak açmıştı gözlerini. tabiki hüsran..
yerden destek alarak ayağa kalkıp yürümeye başladı. kalamazdı burada. ölmeyi bekleyecek hali yoktu. ne zaman sabah olacağını bile bilmiyor, uçsuz bucaksız bu ormanda azrailin gelip kendisini bulmasını bekliyordu. bu tamamen çılgınlıktı.
dallara takılıp düşse de tekrar kalkıyor içindeki ümidi asla yitirmiyordu. muhakkak bir çıkış olmalıydı.
dalgınlıkla yürümeye devam ederken kendisi dışındaki adım sesleriyle olduğu yere çivilenmişti adeta. biri vardı, evet birisi gerçekten vardı.
ölüm korkusunu iliklerine kadar hissederken dolan gözlerini sıkıca yumdu. boğazındaki yumru nefes almasını zorlaştırırken dudaklarını hafifçe aralayıp içine çekti soğuk havayı.
başını göğe kaldırmış tanrıdan yardım dilenirken onun gibi birisine bir faydası olmayacağını biliyordu. kulakları uğuldarken, aldığı nefesi sanki son nefesi olduğunu hissetmişçesine çekmişti ciğerlerine.
adım seslerini işitemezken, boğazında hissettiği metalle çığlık attı. çırpınıp kurtulmak için bile gücü yokken, arkasındaki beden onu tamamen hapsetmiş ve hareketlerini sıfırlamıştı. kılını dahi kıpırdatabilecek durumda değilken çoktan ağlamaya başlamıştı.
soğuk havaya tezat sıcak yaşları yüzünü yakarken son duyduğu şey katilin cümlesiydi.
"şşş, sakin ol! seni saklayacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
you're the murderer | byun baekhyun
Fanfiction"seni saklayacağım." (kitap kapağı balaccie'nin büyü dükkanından satın alınmıştır.) ꖑbyun baekhyun fanfiction ©Yuceur d ü z e n l e n i y o r