0.2

2K 184 149
                                    

"az önce jessie'yle konuştum ve bıçakta herhangi bir parmak izi vesaire bulunmadığını söyledi. bu vakada şu anlık bir mesafe kat edememiş olsakta, diğer vakada bazı gelişmeler var."

"nasıl yani, bıçak tertemiz öyle mi?"

"öyle." koridorda başkomiser baekhyun'la birlikte yürürken duruma karşı tepkisizdim.

"başkomiserim bence acilen avukat veya savcıyı bulup onlarla konuşmamız lazım."

"bununla ilgileniyorum, pekala şimdi diğer vakaya odaklanmalıyız tamam mı?" odasının kapısını açıp geçmem için kenara çekildiğinde, ufak bir teşekkürle içeri girmiştim. luhan ve min ah odada bizi beklerken onlar gibi masaya oturup başkomiser baekhyun'un da oturmasıyla konuşmaya başladım.

"son durum nedir?" teslimatın kime yapılacağını, kısacası olaydaki tarafları tespit etmiştik. sadece yer ve zamana ulaşabilmiş değildik ki şu an toplanmış olmamıza bakılırsa onu da öğrenmiş olmalıydık.

"4 haziran yani 2 gün sonra saat 7'de, sabah. tersanenin yakınında çok eski bir inşaat var. 15 kişi olacaklar ancak teslimatın yapılacağı karşı taraf kaç kişi olacak bir bilgimiz yok."

"yani 4 kişi olarak onlara asla yetemeyiz, destek almamız lazım."

"4 kişi olacağımızı kim söyledi zaten tabiki destek alacağ-"

"destek almamıza gerek yok." başkomiserin cümlemi tamamlamama izin vermeyip kurduğu cümlesiyle sinirden gülmemek için zor tutuyordum kendimi.

"başkomiserim farkında mısınız adamlar 15 kişi ve karşı tarafın kaç kişi olduğunu bilmiyoruz. onlar da 15 kişi gelse ne yapabiliriz tam olarak?"

"bir çatışmaya girmeyeceğiz ve teslimat esnasında da asla bir pürüz çıkartmayacağız, bu kadar basit."

"tam olarak basit olan ne, başkomiserim?" bana yandan bir bakış atmış ardından luhan ve min ah'a geri dönmüştü.

"susup karşındaki insanı dinlemeyi ne zaman öğreneceksin?" sesi oldukça sert çıkarken donakalmıştım. bu da neydi şimdi?

"15 kişilik tayfa teslimatı yapıp oradan ayrıldığında, luhan ve ben bu 15 kişiyle ilgileneceğiz. asıl zor olan kısım ise sizde. min ah sen malları aldıktan sona nereye gittiklerini sana vereceğimiz plaka sayesinde mobese kameralarını kontrol ederek çıkabilecekleri tüm yolları tespit edeceksin. komiser ri ta yolladığı ekiplere yolu kapattırıp birinde bekleyecek. bizde zaten işimizi hallettikten sonra sana desteğe geliriz. evet, anlaşılmayan bir şey var mı?"

diyecek bir şeyim olsa bile az önceki olandan sonra daha da konuşacak değildim. zaten anlaşılmayan bir şey de yoktu ki başkomiser baekhyun tekrardan konuşmuştu.

"güzel, öyleyse min ah sen takipte kalmaya devam et ve luhan sen de bu adamlar hakkında biraz daha araştıma yap. çıkabilirsiniz." luhan ve min ah odadan çıkmıştı ancak ben hala daha oturuyordum. söylediği cümlenin adam akıllı bir açıklamasını yapmalıydı.

"ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz? resmen çocuk gibi azarladınız beni?"

"yerini bazen, hayır bazen değil her zaman unutuyorsun komiser yoo ri ta."

elimdeki telsizi yan koltuğa bırakarak yolun diğer ucuna baktım. henüz bir hareketlilik yoktu ve adamların bu yolu tercih edeceğini düşünerek 2 kişilik ekiple yaklaşık yarım saattir bekliyordum.

yan koltuğa attığım telsizi alıp tam başkomiser baekhyun'dan son gelişmeleri öğrenecektim ki, yaklaşan siyah kangoyla direkt başımı eğip mermilerden kendimi korudum.

you're the murderer | byun baekhyunHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin