Gelişini bilmem kaç kere tekrar ettim zihnime. Kurguladım. Vereceğim tepkiler bile nasıl olurdu diye hayal ettim.
Sustum.
Kurguladım, durdum.
Sonra birşey oldu. Düşündüğümün ötesinde. Hayallerim bile yetemedi.
İşbaşındayken aklımdan bir an olsun çıkmışken dükkanın girişinden biri seslendi adımı.
Hani derler ya zaman durdu.
İlginç yahu.
Hakikatten durdu. Ya da galiba yavaşladı.
Ay... dedim. Ben sıçrayınca güldü patronum. Anladı. Beklediğimin beni çağırdığını.
İçimdeki onlarca hüzne sevince inat sarıldım boynuna. Omzundan izledim koca caddeyi. Omuzuna gömülüp kalmak istedim. Bazı şeyler gerçekten istemekle kalıyormuş bunu öğrendim.
Ağzım tuhaf bir şekil aldı. Dudaklarım büzülmek ile kıvrılmak arasında bir çelişkiye girdi. Daha beş vakit namaz öncesi değildi ki ellerim, bu ellerim onun için açılmıştı semaya.Baba, dedim. O ses bana ait değilmişcesine. Rüyada sandım kendimi. Bacaklarım yeni yürüyen bir bebek titrekliğinde. Geldin, dedim. Temelli geldin zannettim. Avuntum bile güzeldi be Baba. Sen gelmiştin ya daha ne olsundu.
Eve varana kadar etrafa baktım.
Babam çıktı, diyerek nasıl da bağırmak istedim. Sustum. İlginçti Baba. Senin öyle 526 gün sonra aynı mahalleye adımını attığını görmek inan çok tuhaftı. Sonra tanıdık bir his gelip oturdu yüreğime.
Sen benim ömür yaramdın Baba...
Ömrüm senin için aldığı yaralara direnmekle geçmişti.
Geldin ya...
Elhamdülillah Baba.
HakUmmu
22.05.2018/ 16.20
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BİRKAÇ KELÂM
PoetryHissizlik var bu satırlarda, tükeniş var. Susmanın pişmanlığı, yakıp kavuruşu var. 23.10.2016