1.

5.1K 248 42
                                    

Not: Siyah yazılan kısımlar İngilizce konuşmalardır.İyi okumalar~

Sabahın üçünde beni uyandıran şey annemin ısrarcı aramaları olmuştu.

Telefonda deli gibi ağlıyor,Kris'i bulmam için yalvarıyordu.Tehdit mesajları almıştı,yorgundu ve Kris'in aylardır Kanada'nın sokaklarında yığılıp kalmasından ölesiye korkuyordu.Daha onu sakinleştirmeden telefonu kapatıp kendimi sokağa atmıştım bile.

Soğuk tenime işlerken bir ceket almadığım için anında pişman olmuştum.Adımlarımı hızlandırıp Williamsburg sokağından dönüp harabe parka doğru ilerlemeye başladım.

Önce Koredeki grubundan,sonra da Çin'deki sinema macerasından arınalı beri Kris Kanada'nın gece kuşu olmuştu.Her gün aynı terane dönüyordu aslında.Kris sabah erkenden evden çıkar,bütün gün mahvolan hayatına hayıflanır,gecenin ilerleyen saatlerinde benim tarafımdan şehrin bir köşesinde sızmış bir şekilde bulunup eve getirilirdi.Anlam veremediğim bir his onu yaşayan ölüye çevirmişti.

Harabe parkın dev kapısından içeri girip koşmaya başladım.Akşamın 10'undan sabahın 5'ine kadar serserilerin ve ayyaşların yuvasıydı burası.Kris gibileri de yalnızca yolunu kaybettiklerinde gelirlerdi buraya.

Parkın ortalarına doğru geldiğimde nihayet tanıdık bir surat görmüştüm.Kris eski bir bankın üzerinde yarı baygın uzanıyor,başında da bir karaltı dikiliyordu.Önce hırsız olduğunu zannetmiştim ama yaklaştıkça onun eski arkadaşlarımdan biri olduğunu farkettim.

"Ağabeyini 6.caddede olay çıkartmak üzereyken buldum."

Yanlarına varır varmaz Tim konuya girmişti."Sanırım kendinde değil,birkaç kez anlaşılmaz kelimeler söyledi."

Üşüyen ellerimi birbirine sürtüp bankın köşesine çömeldim.Tim bir şeyler demem için dikkatle bana bakıyordu."Onu bulduğun için teşekkürler,"diye mırıldandım.

Gözlerimi Kris'e diktim,bankın üzerine gelişigüzel bırakılmış gibi durduğu için ayaklarının çoğu dışarıya sarkıyordu.Bal sarısı saçları karmakarışık bir şekilde alnına dökülmüştü ve gözleri kapalıydı.Bu haliyle kesinlikle uyuyormuş gibi görünüyordu ama öyle olmadığını biliyordum.Dudakları ara sıra kıpırdanıyordu çünkü.

"Eve kadar taşıyacak mısın?"diye sordu Tim.Kris'i kendi evime götürsem daha iyi olacaktı,annem bu halini görse kederinden yataklara düşerdi.Hem evim de annemin evine daha yakındı."Yardım edebilirim?"

Ayağa kalkıp saçlarımı yeniden topladım,bu bir nevi kolları sıvamak gibi bir şeydi benim için.Kris'in koltuk altlarından tutup kendime doğru çektiğimde ağırlığının altında ezilecekmiş gibi hissettim.Tim anında yanımda bitip Kris'i ayağa kaldırmama yardım etti.Beraber Kris'in iki koluna girdiğimizde tamamen şuursuz bir hastayı taşıyor gibi hissediyordum.Dönüp Kris'e iki tokat savurmak istedim ama buna cüret bile edemezdim.

"Tekrar teşekkürler,"Yeniden yürümeye başladığımızda diyebileceğim tek şey buydu.

"Kris neden bu halde?"Tim'in sorusuyla bir an duraksadım.Bunun cevabını ben de bilmiyordum.

"Grubundan ayrıldı,dışlandı.Eskiden takmıyordu ama şimdi neden böyle davrandığını ben de bilmiyorum."Kafamı iki yana salladım.

Kısa bir sessizlikten sonra "Sen o şirkette çalışmıyor musun?" dedi Tim."Kris'in gerçekte neden ayrıldığını..."

Kris'in kalp sorunu yüzünden ayrılmadığını fanlar hariç herkes biliyordu.Zaten hangi insan idollük gibi yorucu bir işi sağlık sorunları yüzünden terk edip yeniden yorucu bir iş olan oyunculuğa girişirdi ki?

• Again • √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin