Not: Hikaye yeni başlıyor.Ve...üzgünüm.
1 Hafta Sonra
Grup üyeleri Exo prova odasında dinlenirken her birini uzaktan gözlemliyordum.Uzlaşma Görüşmesi'den sonraki bekleme sürecindeydik,şirkette olmak zorunda değildik ama burada olmayı şaşırtıcı bir şekilde Kris istemişti.Arkadaşlarından uzakta geçirdiği birkaç ayı telafi etmek için kaybedecek vakti yokmuş gibi davranıyordu, bu hoş bir jestti.Ama grup üyelerinin çoğu bunun farkında değildi.
Bir haftalık süreç içinde tabularını yıkıp Kris'le az da olsa konuşan kişiler bir elin parmağını geçmiyordu maalesef.Buna rağmen Kris uzun zamandır gün yüzüne çıkartmadığı parlak gülümsemesini onunla konuşan konuşmayan herkese dağıtıyordu.Mutluluk parayla satın alınamaz derlerdi ama gözden kaçırılan bir şey vardı : Mutluluk bedava da değildi. Kris mutluluğunu onunla paylaşmayan kişilere bulaştıramazdı.Hafta boyunca o yokmuş gibi davranan Chen, Luhan ve Baekhyun'a gülümsememeliydi.
Oturduğum yerde kıpırdanıp bağdaş kurduğum bacaklarımı karnıma çektim.Belki de saatlerdir üyeleri izliyordum.Prova yaptıklarında,dinlenip yemek yediklerinde her birinin Kris'e olan davranışlarını inceliyordum.Bu yaptığım, Kris'in kardeşinden çok anaokulunda çocuğunu zorba yabancılardan koruyan bir annenin davranışıydı.Herhangi bir üyenin en ufak iğnelemesiyle kendimi Kris'e siper olurken bulabilirdim.
"Junes, aç mısın?"
Tao elindeki pizza kutusuyla önüme geçtiğinde gruptan uzaklaştığının farkında bile değildim.Belli bir süre sadece Kris ve çevresinde yeni yeni dolaşan Kai'ye odaklanmıştım.Bir hafta önceki umursamaz performansından dolayı Kris'i yeniden inciteceğini düşünmüştüm.
Tao'nun elindeki kutuya bakıp kafamı iki yana salladım.Kahvaltı dahi yapmamış olmama rağmen aç hissetmiyordum, gün boyunca tek yaptığım oturmak olduğu için enerjiye ihtiyacım olmamıştı.
"Teşekkürler,ama tokum."deyip elimi iki yana salladım.Tao omuz silkip sürünerek yanımdan uzaklaştığında uyuşan ayaklarımı ileri doğru uzatıp daha da mayıştım.Kimse benimle ilgilenmiyordu ve Kanada'daki şirkette olmadığım için onlara emir de veremiyordum.Hayat beni zorunlu işkolik kılmışken Kore'de tatil yapmak beni yalnızca bunaltıyordu.
Gözlerimi kapatıp parke zeminde daha da yayılırken aniden boğuk bir ses dikkatimi çekti.
"Hyung, sana sunbae demem gerekir mi? Sonuçta bizi bıraktıktan sonra film sektörüne de girdin."
Gözlerimi açıp daire şeklinde toplanmış üyelere göz gezdirdim.Soruyu soranın kim olduğunu bilmiyordum.Sesi çıkaramamış olabilirdim ama Kris'in suratına yapışan zoraki gülümsemeyi net bir şekilde görebiliyordum.Bir haftadır yaptığı gibi bununla da baş edebilir miydi bilmiyordum.Çin'deki sinema macerasında neler yaşadığını annem dahi bilmiyordu ki bu Kris'in hassas noktası gibiydi.Kimseye bahsetmediği bir sır kutusuna saklamıştı yaşadıklarını.Şimdi hassas noktasından vurulurken ne kadar sakin kalırdı,tartışma konusuydu.
"Hyung?" Chanyeol Kris'e doğru bir hamle yaptığında Baekhyun birden oflayıp ayağa kalktı.Odadan çıkarken Chen'in de ona eşlik etmesi gözümden kaçmamıştı.
Ayağa kalkıp bir kaç kere esnedim.Gözlerim Kris'inkilerle buluştuğunda onda herhangi bir zayıflık belirtisi görememiştim.Buradaki bütün ithamları kendi başına kaldırabilirdi yani.
Odadan çıkıp Baekhyun ve Chen'in peşine takıldım.
Havanın kararmasıyla tenhalaşan loş koridorda dolanırken ikilinin nereye gittiğine dair hiçbir fikrim yoktu.Koridorun sonuna kadar yürüdükten sonra bir merdiven dahi bulamamıştım.Başka bir odaya girmiş olabilirlerdi, geri dönüp koridorda yeniden ilerlemeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Again • √
Fanfic"Geri dönmek bu kadar kolaysa neden hiç denemedin?" Kris bakışlarını yere indirdi.Elleri sürekli hareket ediyordu.Ceketiyle oynuyor,durumu kurtarmaya dahi çalışmıyordu. Gerçekten pişmandı. "Tepkiler..."Kris uyuşuk bir şekilde gözlerini kapattı."Her...