Not:
İyi okumalar.
"Bayan Wu, bütün bunları bana daha önce anlatmalıydınız!" Shin Ji Min elindeki kahve fincanını sertçe masaya koyduğunda irkilmeme engel olamamıştım.
Her zamanki gibi şirkete çocukları ziyaret etmek için rutin bir gezinti yapacaktım ama her nasılsa kendimi Shin Ji Min'in odasında, ona son havadisleri anlatırken bulmuştum.Her zamanki gibi.
Baekhyun'un hepimizden gizlediği sevgilisini, onda ve Kris'te bulduğum 'Ve karanlık gözlerinde parladı.' saçmalığı, Kris'in nasıl öldürülmüş olduğu.Son kısımdakini 'Zaten biliyorum.' şeklinde onaylamıştı.
Tabiki polisler bize açıklama yapmak yerine belli bir olgunluğa gelmiş, statü sahibi biriyle konuşacaklardı !
Ona Baekhyun'un odasında bulduğumuz şiir dışında her şeyi anlattığımda -emin olmadan bu olayı da anlatmak istememiştim- kendine engel olamayıp bana bağırmıştı.
Onu anlıyordum, şirketinin altın madeni olan idollerine zarar gelsin istemiyordu, onları takip ve kontrol etmek Shin Ji Min'in göreviydi.Bu yüzden sinirlenmek yerine mantıklı yanımı konuşturdum ve sesimi çıkarmadım.
"Bundan sonra en ufak bir gelişmeden haberim olsun." dedi elini bana sallayarak. "Ya da dur!" Elini kaldırıp tam yüzümün önünde tuttu.Elini, kolunu bu kadar kullanması ya heyecanlı ya da endişeli olduğuna işaretti. "Hiçbir şey yapmayın artık ! Polis bu işle ilgilenir.Sen de bıraktığın işine dönebilirsin."
Kanada'daki işimden her an kovulabilirdim, evet. SM Ceo'su beni karşısına alıp bu konuyu çoktan konuşmuştu bile. Ama bu noktadan sonra duramazdım da.Bir sürü olay olmuştu Kris öldüğünden beri.Kafalarımızda bir fikir oluşturacak kadar fazla ipucu bulmuştuk.
Hele sonuncusu... Şiiri yanımdan ayırmıyordum.Bir kaç kere okumuştum.Mesaj gayet açıktı zaten.Şiirin iki dizesi yazanın yapacaklarının ve yaptıklarının kanıtıydı : Açığa çıkacak bütün sırların
..
Zirvedeyken düş, yuvarlan ve sürün sonunda.
Bu kadar.Nokta.Gerisi boştu.
Bunları bulduysam başka şeyleri de bulabilirdim.Mesela katili de.Tek katili.
"Bayan Wu?"
Düşünme seansıma ara verip Shin Ji Min'e baktım.Benden cevap bekler gibi bakıyordu.
Kaşlarımı çattım.
" 'Anlaştık mı?' diyorum. " Shin Ji Min az önce de buna cevap bekliyor olmalıydı. "Ortada gezen katillerle bunun için eğitilmiş kişiler uğraşmalı.İdollerimin tehlikeye atılmalarını istemiyorum."
İdollerinin ha?
Bu gerçekten iyiydi.
"'İdollerinizin' grubunun dağılabileceği söylenmemiş miydi?" Suratıma yerleşmeye çalışan alaycı ifadeyi zorlayıp normal gözükmeye çalıştım.
Shin Ji Min bir an için şaşkın göründü.Sonra suratına resmi gülümsemesini yerleştirip masadaki dosyalarını toplamaya başladı.
"Bunu nerden öğrendiniz?"
"Suho'dan." Omuz silktim. "Bir süredir onların yurdunda kalıyorum.Exo's Dorm." Tepkisini merak ediyordum.Bacak bacak üstüne attım ve ondan gelecek hamleyi bekledim.
Shin Ji Min'in gözleri belirgin bir şekilde irileşmişti.Dosyaları bırakıp kahve bardağını aldı ve bardağı kabaca kafasına dikledi.
"Bu bir skandal b-biliyorsun değil mi?" Shin Ji Min'in gözü hafifçe seğiriyordu. "İdollerin evinde bir kız kalmamalı.Hele de eski bir üyenin güzel kardeşiyse."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Again • √
Fanfiction"Geri dönmek bu kadar kolaysa neden hiç denemedin?" Kris bakışlarını yere indirdi.Elleri sürekli hareket ediyordu.Ceketiyle oynuyor,durumu kurtarmaya dahi çalışmıyordu. Gerçekten pişmandı. "Tepkiler..."Kris uyuşuk bir şekilde gözlerini kapattı."Her...