16.

1K 137 49
                                    

Not : Merhaba *-* Son iki bölümü henüz yazamadığım için bundan sonraki bölümler haftada bir gelecek inşallah.

Şimdi iyi okumalar ...

Tao acı içinde bağırırken düşünmek için saniyelerim vardı.Düşünecek bir şey yoktu.

Aklımdaki tek dürtüyü açığa çıkardım : Aralık kapıdan geçip Luhan'ın sırtına atladım.

Tek dileğim filmlerdeki gibi bir sahnenin gerçekleşmemesiydi.Gerçek hayatta Luhan'ın ağırlığımı taşıyıp beni duvardan duvara çarptırması yerine yere yapışmasını umuyordum.

Tao yattığı yerden bağırırken aniden bileğimde bir acı hissettim ve gerçek hayatı test edemeden yere yapıştım.Bileğim çarpmanın etkisiyle bir kez daha acırken acıdan gözlerim kararıyordu.

"Hyung, ne yaptın?!" Tao telaşla bağırırken Luhan iki büklüm şekilde benden en uzaktaki duvarın önünde duruyordu.İşte tam da o sırada bileğimdeki acının nedenini anladım : Luhan'ın elindeki şırınga yoktu.

Sırtına atlarken şırınganın elinden fırlayıp odanın kuytu köşelerine gideceğini düşünmüştüm ama olan bileğime olmuştu.

"Junes, bunu neden yaptın?" diye bana döndü Tao.Suratındaki şaşkınlık ifadesi gözleri bileğime kayınca tiksintiye döndü. "Sanırım sana daha fazla bakamayacağım." dedi derin bir nefes eşliğinde.

"Sana saldıracaktı. " Zorlukla dişlerimin arasından konuşup doğrulmaya çalıştım.Ama vücudum komutlarıma karşılık vermedi, sanki bir yetmiş sekizlik birinin sırtından değil de bir binanın yetmiş sekizinci katından düşmüş gibiydim.

"Biz...sadece şakalaşıyorduk." dedi Tao sessizce.Bakışları Luhan'a çevrildi.Kesik kesik nefesler alıp verirken yerinden kıpırdamamıştı.Şoka girmiş olmalıydı.Pabucumun şoku.

Odanın aralık kapısından onları gördüğümde aklıma ilk gelen şey kesinlikle şakalaşmaları değildi.Belki başka bir insan -onları tanıyan- böyle düşünebilirdi ama Luhan'a karşı içimde bir antipati doğduğunu yeni yeni farkediyordum.Kris'in ölmeden önce Luhan'la terasta konuşması, Baekhyun'un yaralandığı gün prova odasından Luhan'la birlikte ayrılması ve şimdi de Tao'yla hastaneye gelmesi.Bunların hepsi bir tek bana rastlantı gibi gelmiyordu sanırım.

"Bu bir şakalaşma gibi görünmüyordu." dedim usulca . Tao'nun yüzündeki şok ifadesi kendimi kötü biriymişim gibi hissetmeme neden oldu.O hyungunun içlerinden birinin kılına zarar vereceğini düşünmezdi, tabiki. Bunun aksini beklemem bile hataydı.

"Hyung," dedi Tao yavaşça.Vücudunun üst kısmını Luhan'ın oturduğu zemin karolara döndürdüğünde artık laflarımı dinlemeye tok olduğunu anladım. "Hemşire çağırır mısın? Onun bileği iyi değil."

Üçüncü şahıs ekiyle bahsedilmek yüzümü ekşitse de bir hemşireye hayır diyemezdim.Zaten bu kadar sese nasıl gelmediklerine şaşıyordum.Oysaki kapı bile açıktı.

Luhan sarsak adımlarla ayağa kalkarken onu seyrettim.Bir kez sendeleyip yatağın kenarına tutundu ve bu, Tao'nun bana attığı kötü bir bakışa daha sebep oldu.Yanımdan geçerken üzerindeki keten ceketi ve saçlarını savurur gibi düzeltti ve kapıdan çıktı.

Hala zeminde oturduğumu farkedip bacaklarımı topladım ve belimden yukarısını Tao'nun karşısındaki yatağa yasladım.

Bileğimdeki şırıngayı çıkartmak için kolumu hafifçe kaldırdım ama Tao'nun daha önce duymadığım sertlikteki sesi "Bunu yapmayı bilmiyorsun." diyerek beni engelledi.Başımı kaldırıp ona baktığımda gözlerini duvara çevirdi. "Kandan hoşlanmıyorum." diye ekledi.Sanki alınmamam için söylemişti.

• Again • √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin