" Bu fikir saçma!" Chen saatledir itiraz ederek hepimizin beynine işkence ediyordu."Bunu asla kabul etmeyeceğim!"
"Senin kabul etmeni gerektirecek bir şey yok zaten," Kai gözlerini kısıp Chen'i azarlayarak bana destek verdi.
"Bu tamamen benimle alakalı," dedim.Sesimdeki kararlı ton suratının renkten renge bürünmesine neden olmuştu.Sanırım...Sinirleniyordu.
"Onun ağzından ben de laf alabilirdim.İdoller insanların ağızlarından laf alabilirler." Chen bağırarak koltuktan fırlayınca onun boşalttığı yere, Xiumin'in yanına oturdum.
"İdoller insanların ağzından laf alabilseler bile polislerin ağzından laf alamazlar!" Ellerimle tırnak işareti çizip konuya dikkat çekmeye çalıştım. "Polisler.Polis.Bu ciddi bir konu."
Plan yapmaya başlayalı beri Chen her şeye itiraz ediyordu.O gün partiye giren çıkanları kontrol etmemize,Suho'nun üniversiteden tanıdığı ve şansımıza Kris olayında görevli olan polisle görüşmeme itiraz ediyordu.Oysaki plan iyi işlerse oldukça basitti : Polisle birkaç dakika otur, ona yakın davran ve lafı ağzından al, Kris'in gizemli ölümünü aydınlat.Bu kadar. Çocuk oyuncağı.
"Bir polisle flört edemezsin." Chen küçümseyici bakışlarını bana sunarken kaşlarımı çatıp ona karşılık verdim.
"Flört edeceğimi kim söyledi?"
Chen ağzını açtı ama onun yerine başka biri konuştu.
"Junes haklı,Jongdae.Polisle flört falan etmeyecek.Ayrıca, diyelim ki bu işi Junes üstlenmemişti, polisin ağzından nasıl laf alacaktın? 'Merhaba ben egosu tavan yapmış idol bozuntularından yalnızca biriyim ve bana her şeyi anlatmak zorundasın!' falan mı diyecektin?" Chanyeol gözlerini bayık bir hale getirdi. "Söyle bana, bunu mu diyecektin herife?"
Chen suratını buruşturup cevap vermemeyi tercih etti.
"Onu nerelerde bulabilirim?"Ellerimi masaya dayayıp kafamı iki yana salladım.Günlerdir olacakları düşünmekten yorulmuştum.İçimde kötü bir his vardı.
"Genelde Gangnam'daki kafele-"
"Yalnız mı gidecek??" Suho konuşurken Chen yeniden atlamıştı. Maalesef.
"Chen hyung haklı, yalnız gidemez." dedi Tao.Bir yandan da işaret parmağını sallayıp 'cık cık' yapıyordu. "Arkadaşın onun Kris'in kardeşi Wu Junes olduğunu farkederse onu oradan kim kurtaracak?"
"Ben!" Chanyeol ve Baekhyun aynı anda bağırmışlardı.Kafamı kaldırıp şaşkınlıkla onlara baktım.Şimdiye kadar bana bir kere bile destek vermemişlerdi ama şu an bana yardım etmek istiyorlardı.Ne oluyordu?Bilmediğim bir şey mi dönüyor?
"Ha-hanginiz?" Suho bile şaşırmış olacak ki kekeliyordu."Hanginiz ona yardım edecek?"
Tam karşımda dikilen Chen "Ah, buna cidden inanamıyorum." diye mırıldandıktan sonra odadan çıktı.
"Ben yardım ederim!" Baekhyun ve Chanyeol Chen'i takmayıp gönüllü olmaya devam ederken kaşlarımı çatıp başımı masaya koydum.
"İkisi de olsun ve yarın olsun?" Sehun'un konuştuğunu farkettim ve Kai olduğunu tahmin ettiğim biriyle beşlik çaktı.
Yarın akşam ve Chanyeol-Baekhyun ikilisiyle.Taa-mam.
***
"Kendimi dedektiflik filmlerindeymiş gibi hissediyorum." dedi Baekhyun. Suho'nun verdiği adresteki kafeye doğru üçümüz (Chanyeol-Baekhyun ve ben) ağır adımlarla giderken Baekhyun kendisini işe iyice kaptırmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
• Again • √
Fanfiction"Geri dönmek bu kadar kolaysa neden hiç denemedin?" Kris bakışlarını yere indirdi.Elleri sürekli hareket ediyordu.Ceketiyle oynuyor,durumu kurtarmaya dahi çalışmıyordu. Gerçekten pişmandı. "Tepkiler..."Kris uyuşuk bir şekilde gözlerini kapattı."Her...