Tyler'ın Özelliklerine Bak Sen

4K 278 21
                                    

"Sence ona söylemeli miyiz?" Dedim.

"Ben söylesem belki inanmaz ama anladığım kadarıyla onla yakınsınız yani senin söylemen daha iyi olur"

"Yakın mı? Sadece arkadaşız" dedim. Yanaklarımın kizardigini hissedebiliyordum.

"Ona nasıl baktığını gördüm. Ondan hoşlanıyorsun belli." Dedi ve sırıttı. Tanrım abimin de çok güzel mimikleri var. Bi benim mimiğim yok ya.

"S-sen yanlış anlamışsın. B-biz sadece a-arkadaşız"

"Neyse öyle olsun madem. Ama söyleyim o da sana karşı boş değil." Dedi ve güldü.

"ABI" Diye bağırdım. Domates gibi kızaran yüzüme bakip tekrar güldü.

-------------------------------------------------------------

Abim kendini daha iyi hissettiği için revirden çıktık. Akademiye doğru yürümeye başladık. Yürürken abim birkaç saçma şey söyleyip beni sinir ediyordu.

"Aslında biliyor musun iyi çocuğa benziyor. Yani ben olsam çıkardım-.."

"Oha abi!"

"Tamam tamam abarttım biliyorum ama iyi çocuk şimdi. Hakkını yeme çocuğun" dedi ve sırıttı. Ben de cevabını yarasına vurarak verdim.

Bahçede herkes bize bakıyordu. İçeri girince de bu değişmedi. Mrs.Gwen yanımıza gelip

"Moonia bu kim? Onu daha önce gördüğümü zannetmiyorum"

Ağızımdan kelimeler çıkmayınca abim konuştu.

"Ben Moonia'nın yakın bir arkadaşıyım. Aileleri dostumuzdu. Moonia'nın buraya gönderildiğini öğrendikten sonra ve benimde birkaç yeteneğim ortaya çıkınca beni de gönderdiler" dedi. Vay be yalan bulma konusunda çok iyi?!

Mrs.Gwen anlayışlı karşılayıp bizi müdürün odasına yönlendirdi. Kapıyı açarken başımıza büyük bir bela alacağımızın farkındaydım. Abim girdikten sonra ben de girmek için yeltendim fakat beni müdürün korkutucu şekilde kalin sesi böldü.

"Hey sen dışarda bekle Moonia" dedi. Abime çaresizce bakınca bana 'sorun değil' bakışı attı ve kapıyı kapatıp çıktım. İçerde yaklaşık yarım saat konuştular. Sonra ikisi birden çıktı. Müdür gülüyordu ve;

"Moonia, bu arkadaşın çok komikmiş. Keşke daha önce de gelseymiş" dedi ve yine kasvetli şekilde güldü. Bu adamla konuşurken gerçekten tüylerim diken diken oluyor.

Abim ile ordan çıktık. Neyse ki su elementini de kontrol edebiliyordu. Su odasının erkeklere ayrılan bölümüne geçti. Öğle zili çalınca abim ile yemekhaneye gittik. Tepsilerimizi aldıktan sonra bizimkilerin oturduğu masaya yöneldik. Oturur oturmaz;

"Şimdiden söylemem lazım. Kimseye Damon'ın abim olduğunu söyleyemeyiz. Müdür onu arkadaşım olarak tanıyor hatta aile dostumuz."

Hepsi kafasını onaylarmiscasina salladı.

Jessica "Damon, ne kadar süre burada kalacaksın?" diye sordu. Zihinden Jessica'ya "sırası mıydı şimdi?!" dedim. Garip olan abim gülüyordu.

"Aslında sırası Moonia. Sizi hâlâ tam olarak bilgilendirmedim" dedi.

Ne? Bir dakika bir dakika abim bizi duymuş muydu?

"Sen bizi nasıl duydun?" dedim şaşırarak.

"Zihinden konuşmayı annem öğretmişti" dedi.

"Şey.. o konuya gelirsek. Anne ve babam ile tanisabilecek miyim?"

Damon derim bir iç çekti. Düşünceli gibiydi. Bu sorunun cevabından o da emin değildi sanırım. Birşey söylemedi. Uzun bir sessizlik çökmüştü. Yemeğimle oynuyordum. Kapıya bakınca Tyler'ın olduğumuz masaya doğru yürüdüğünü gördüm. Yüzünde biraz mutlu ama endişeli bir ifade vardı. Masaya gelip oturduğunda abim bana göz hareketi yaptı. Ona söylememi istediğini anlamıştım. Ama bunu burda mı yoksa özel mi söylemem gerekiyordu bilmiyordum. Diğerlerinin de bilmesi gerektiğine karar verdim ve konuşmaya başladım.

"Tyler şimdi anlatacaklarım aslında seninle ilgili ama diğerleri de bilmeli diye düşündüm. O nedenle hepinize söylüyorum. Tyler'ın sadece ateş ve toprak elementini kontrol edebilme yeteneği yok. O aslında zamanı kontrol edebilme ve hava elementini kontrol edebilme gücüne sahip olmalıydı. Anne ve babasının güçlerine yani."

Tyler "Moonia benim anne ve babam insandı" dedi.

"Onlar sana öyle söyledi ama annen zamanı kontrol edebiliyor ve baban da hava elementini kontrol edebiliyor. Sana ateş elementini kontrol etme gücünü ben verdim. Trafik kazası geçirdiğimiz gün sen beni taşırken benim damarlarımdan senin damarlarına bir kıvılcım geçti. Sonra o güç gelişti ve sen ateşi kontrol etmeye başladın." dedim. Tek Tyler değil artık diğerleri de bana şaşkın gözlerle bakıyordu.

Ders zili çalana kadar kimse konuşmamıştı. Ben abim ve Tyler ile ateş dersine girecektim. Amanda ve Jessica su, Mary toprak ve Mia da hava dersine girecekti. Stefan derse kalmayacağını söylemişti. Fakat ben rahatsız eden birşey vardı. Mary bana biraz kötü bakıyor ve bizimle hiç konuşmuyordu. Sadece bizimle beraber yemek falan yiyor onun dışında çok da yanımıza gelmiyordu. Galiba Amanda'yı gruba almam onu biraz kırmıştı. Sevdiği çocuğu kukla haline getirip kendisine saldırmıştı. O nedenle Amanda'ya çok sinirliydi. Amanda'yı gruba aldığım için de bana da sinirlenmisti.

Herkes giderken ben Mary'nin yanına gittim. Abim "gelmiyor musun?" diyince başım ile Mary'yi işaret etmiştim. Onlar da bensiz gitmişti. Mary ile biraz konuşmam gerektiğini düşünüyordum.

"Mary, sen bana kırgın misin?"  diye sordum.

"Kırgın değilim sadece Amanda gibi birini gruba alman beni biraz üzdü" dedi.

"Üzgünüm yaptığı şey çok kötüydü biliyorum ama grubumuzun daha fazla kontrolcüye ihtiyacı var. Ancak böyle Deska'yı yenebiliriz biliyorsun" dedim çaresiz ve umutsuz şekilde. Haklı olduğumu o da biliyordu ama yine de Amanda ile aynı grupta olmak hoşuna gitmiyordu.

"Şimdi ikimizin de derslere katılması lazım. Biraz bilgi öğrenelim değil mi?" dedim gülerek. O da güldü ve başını sallayıp gitti. Ben de ateş sınıfına doğru yürümeye başladım...

Evet bu bölüm biraz böyle oldu. Aklıma çok şey gelmiyor ve zaten çok yazamıyorum internet sıkıntısı yüzünden 😬😬😬

Bu arada yeni bir hikayeye başlamayı planlıyorum. İzleyenler için Teen Wolf ile alakalı bir hikaye olacak. Onun ilk bölümünü de eğer sorun olmazsa yarın yayınlamaya çalışacağım.

Krasi Element Akademisi (-TAMAMLANDI-)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin