Seslerimiz ile irkilip ayıldı. "Mia noldu öyle? O kadın sesi de kime aitti?" Diye sordum. Mia ise biraz zorlanarak "Annemdi, bize yardım ediyor" dedi...
-------------------------------------------------------------
Bu konuşmalarımızı Mrs. Gwen bozdu. "Beyler ve bayanlar herkes sınıflarına zil çaldı hadi" dedi. Bu kadın da ilgimi çeken birşey vardı. Sanki bize yardım ediyor gibiydi. Eğer öyleyse çok iyi olur çünkü kendisi hava elementi öğretmeni. Jessica ve amanda su dersine, Mary toprak dersine, Stefan ateş dersine ve ben ile Mia hava dersine gittik. Onca olandan sonra kızı yalnız bırakmak istemiyorum ve 2 haftadır hava dersine katılmadım.
Sınıflara dağıldık. İçeri girince mr.Danny "nerelerdeydiniz? 24 dakika geciktiniz." Dedi. Zor durumda birşeyler söylemeye çalıştık ama ikimizin de ağzından kelimeler çıkmıyordu. "Tamam geçin yerinize ama bir daha geç geleni almam sınıfıma" dedi ve diğer öğrencilere döndü. Arkadaki boş sıraya geçtik.
Aradan 6-7 dakika anca geçmişti ki Jessica'nın sesini zihnimde duydum. "Moonia, duyuyor musun beni?" Dedi. "Evet duyuyorum ne oldu?" Diye sordum. "Bir tane kız ders sırasında aniden titremeye başladı. Yere yığıldı ve ikide bir Deska diyordu. Öğretmen biraz endişeli şekilde kıza bakıyordu. Sonra da hemşire Lola geldi ve kızı çıkardılar. Kızı görmen lazımdı. Gözleri simsiyah olmuştu. Ağzından biraz kan akıyordu ama yine de Deska demeye devam ediyordu. Hatta bir ara-" dedi ama sözünü dalgınlıkla etrafıma baktığımı gören mr.Danny kesti. Mr. Danny "Evet Moonia ne dediğimi anladın mı?" Dedi. Tamam çok kötü durumdayım şuan. "Eee.. şey üzgünüm efendim dalmısım" dedim. "Lütfen dersi dinleyin" dedi ve anlatmaya devam etti. Ben tekrar Jessica ile iletişime geçmeye çalıştım ama zil çaldı.
Jessica ve Amanda nefes nefese sınıfın kapısına geldiler. Jessica "Bence revire gidip kızı ziyaret edelim. Ne olduğunu anlarız en azından" dedi soluklanarak. Amanda da bitmiş bir vaziyette kafasını salladı. Ateş sınıfına uğrayıp Stefan'ı ve toprak sınıfına uğrayıp Mary'yi de yanımıza aldık ve kıza ne olduğunu anlattık. Sonunda hep beraber revirdeydik. Kızın yattığı yatağın çevresinde bulunan mavi perdeler çekilmişti. Kız hâlâ biraz titriyor ve kısık sesle 'Deska' diyordu. Yanına doğru usulca adımlar attım. Her adımım da biraz korkum artıyordu. Yatağının yanındaki sandalyeye oturdum. Kız tavana korkulu gözlerle bakıyordu. Ne olduğunu anlamayan gözlerle bizimkilere döndüm ama aniden kız kolumu tuttu. O kolumu tutunca yazı tekrar çıkmaya başladı. Acılar içinde çığlık atarken kız birkaç kelime söyledi. "Esta gin, Esta gin, Esta gin Keh na fi yuh resta gina, tuha resta gina..." ardından kolumu bıraktı ve derin bir nefes aldı. Kendine gelmiş olacak ki "bura neresi?" Diye sordu. Ama benim aklım sadece kızın dediği kelimelerde kalmıştı. Çünkü bana "Şeytan, şeytan, şeytan geri döndü ve intikam istiyor, insanlardan intikam istiyor" demisti. Kız herkese şaşkın bir şekilde bakarken hemşire geldi. Biz de revirden çıktık. Hiç kimse konuşmadı ama bu sessizliği stefan bozdu. "Hey Moonia, kızın dedikleri, neydi?" Dedi. Aniden herkes bana döndü. Evet benden bir cevap bekliyorlardı ve cevaplarını da alacaklardı. "Şeytan geri döndü ve insanlardan intikam istiyor dedi. Aklımda 2 soru var. 1.Deska'ya neden şeytan deniyor? ve 2.Insanlardan intikam mı? İnsanlar ile arasında ne oldu ki?" Dedim. Mia dışında herkes bilmiyorum bakışı attı. Gözlerimi Mia'ya yönelttim. Ben ona bakınca diğerleri de ona döndü. Mia ise yere bakıyordu. "İnsanlardan intikam almak istiyor çünkü insanlar onun sevdiği kadını öldürdü. Sevdiği kadında bir ateş kontrolcüsü idi ama insanlar ile yaşıyordu. İnsanlar birgün kadının güçleri olduğunu farketti ve kadını öldürdüler. Hiçbir şekilde insanlara zararı olmayan Diana güçleri var diye öldürüldü. Deska da yemin etti, bütün insanlara acı çektirecekti. Diana'nın ölü bedeninin yanında ağlarken onu öldüren insanları tek hamlede küle çevirdi. Aradan 100 yıl geçti ama Deska hâlâ insanlara acı çektirmek istiyor, onlardan intikam almak istiyor" dedi. Herkesin suratı düşmüştü. Yani düşmanımızın geçmişi böyle miydi? İnsanların saçma korkuları üzere sevdiği kadının ölmesi... Çok zalimceydi.
Deska'nın hikayesinden sonra ona biraz da olsa hak verdim. Ama bu bütün insanlar için geçerli olmamalıydı. O hâlâ bizim düşmanımız, onun için üzülmemeliyim. Herkes tekrar sessizdi. Aniden herkes arkama doğru bakınca bende döndüm. Tyler arkamdaydı. "Şey... biraz konuşabilir miyiz?" Dedi. Sonra da "yalnız." Dedi. Beraber okulun revir binasının arkasındaki ormana geçtik. Tyler içini çekti ve "Biliyorsun yani artık öğrendin. Deska ile bir işbirliğim oldu evet ama sana zarar vermemesi şartında bir işbirliği yapmıştık. Ben ona yardım edecektim ve bizi öldürmeyecekti. Ama anlaşmaya uymadı bende yanından ayrıldım. Tabii kolay olmadı, çok sinirlendi." Dedi ve kolundaki kocaman yarayı gösterdi. "Sanırım izi kalacak" dedi ve sırıttı. "Yani bu bir özür sanırım?" Dedim. "Evet bu bir özür, özür dilerim" dedi. Tamam ne kadar Deska ile anlaşma falan yapsa da o yavru köpek bakışları ve alev saçları yüzünden ona dargın kalamıyordum. "Özrünü kabul ediyorum" dedim ve güldüm. "O zaman sen de tayfaya hoşgeldin" dedim ve elimi uzattım. "Ölüm tayfasına" dedi ve o da elini uzattı. Tyler'ın yola gelmesi beni mutlu etmişti. Tamam yapmamam lazım ama ona karşı içimde birşeyler hissediyordum. Onun da birseyler hissettiğini biliyordum.
Sözüm söz. Bu daha uzun oldu. Sizce Tyler'ı da yanımıza çekerek iyi birşey yaptım mı yoksa Deska nın yanında mı kalsaydı? Fikirlerinizi beklerim ama bence böyle iyi oldu. Öbür türlü onu hiç yazamıyordum çünkü. Neyse umarım begenmissinizdir. Yazmaya devam edeceğim çünkü artık iyileştim ve aklıma daha çok şey geliyor 😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Krasi Element Akademisi (-TAMAMLANDI-)
FantastikMoonia Dragwogel bütün elementleri kontrol edebilen, iki melezin çocuğu ve seçilmiş kişidir. Kendisi dünyayı kıyamete sokucak Deska'ya karşı savaşır, oh ve onun sinsi şeytanlarına karşı... Moonia'nın atıldığı maceralar ve arkadaşları ile sizi hem g...