(...)
"Artık tayfaya aldıklarımızi daha iyi seçmek zorundayız. Yanlışlıkla Deska'nın yanına gittim."
"N-ne demek istiyorsun?" Dedi Jessica.
"Demeye çalıştığım artık Stefan'a güvenemeyiz"
-------------------------------------------------------------
Tyler konuşmaya başladığımdan beri beni dinliyordu. Herhalde nasıl Deska'nın yanına gittiğimi merak ediyordu.
Damon "Deska seni gördü mü?"
"Evet ne yazık ki"
Jessica "P-peki o kişinin S-Stefan olduğuna emin misin? Yanlış görmüş de olabilirsin"
"Üzgünüm ama oydu"
Amanda "Zaten onu hiç sevmemiştim"
Jessica "Onun hakkında bir daha konuşma" dedi ve akademinin girişine doğru sinirli adımlarla yürüdü.
Arkasından gidecektim ama Tyler kolumdan tuttu.
Mary "Peki şimdi ne yapacağız? Artık herkese güvenemeyiz"
"Evet. Sanırım bu tayfayı daha gizli tutmamız lazım"
Herkes başını salladı. Artık eskisi gibi yakın durmayacaktı kimse. Öğlen teneffüsunde bile beraber yemek yemeyecektik. Çok dikkat çekmiştik ve artık daha fazla dikkat çekmememiz gerekiyordu. Sadece gece 12 de spor salonunda buluşup güçlerimizi arttiracaktik.
Birkaç saat sonra kendimi Jessica ile akademinin bahçesindeki bankta oturuyor buldum. Beraber müzik dinliyorduk. Jessica Stefan'ın bizi kandırdığını öğrendiğinden beri çok mutsuzdu. Sevdiği birinin böyle kötü birşey yapması onu çok üzüyordu.
"Jessica, birşey sorabilir miyim?"
Uzağa dalmısti ve gözünden yaş akıyordu. Gözündeki yaşı sildi ve toparlanıp bana döndü.
"E-evet tabii ki" sesindeki üzüntü beni de üzüyordu.
"Sen Stefan'ı seviyordun değil mi?" dedım kendimden hiç emin olmayan bakışlarla. Nasıl bir tepki vereceğini tahmin edemiyordum.
"Aslında evet. Sevmiştim. Ama ilk sevdiğim kişi gibi Stefan da beni... pardon bizi kandırdı"
"Bilmediğim birşey mi var?" dedim şüpheci bakışlarımı üstüne dikerek. Böyle baktığımda kendini rahatsız hissediyor ve herşeyi anlatıyordu.
"Ee... şey.. bir keresinde Stefan ile gece buluştuk. Bana beni sevdiğini ve beni korumak için herşeyi yapacağını söyledi. Ve.. ve sonra da beni ö-öptü ama demek ki yalanmış herşey"
O kadar şaşkındım ki konuşamıyordum. Benden beklemediği bir tepki ile karşılık verdim.
"Bir çocuk seni öpüyor ve ben bunu yeni öğreniyorum öyle mi?"
"Ne? Gerçekten buna mı takıldın yani?"
"Evet. Eğer bir çocuk seni öperse söyleyeceksin"
"Peki sen karşılığında ne yapacaksın"
"Ben de biri beni öperse söyleyeceğim"
"Tamam o zaman anlaştık"
Güldüm ve elimi sıkması için uzattım. O da güldü ve elimi sıktı. Görev tamam. Onu güldürebilmiştim.
Aradan 2 saat geçti ve öğlen teneffüsu çaldı. Ben Jessica ile bir masada, abim Tyler,Lui ile bir masada, Mary ile Mia bir sırada ve Amanda da tek başına yiyecekti. Amanda kendi halinden memnun olmasa da Tyler da memnun değildi. Lui ile beraber aynı masaya oturmak sinirlenmesi için gereken ufak bir nedendi sadece. Ama sakın kalmayı başardı. Mary ve Mia'nın masasından gülüşmeler geliyordu. Abim ve lui konuşuyor bu sırada da Tyler ölümcül bakışlar ile Lui'ye bakıyordu. Jessica ve ben de ona bakıp gülüyorduk. Sonra abim zihinden "Neden gülüyorsunuz?" dedi.
"Tyler'a bak bir anlarsın neden güldüğümüzü" dedim ve bakışlarını Tyler'a çevirdi. Tyler'ın ölümcül bakışları ile Lui'ye baktığını görünce gülmesini o da tutamadı.Bizim masa ve Damon gülünce Lui ile Tyler ne olduğunu anlamaya çalışır gibi bize garip bakıyorlardı. Jessica'ya işaret yaptım ve onların masasına geçtik. Mary 'biz de gelelim mi?' der gibi el işareti yapınca başımla onayladım ve onlarda masamıza geldi. Yine tayfa olarak birleşmiştik ama yemekhane çok da dolu olmadığı için göze batmıyorduk.
Tyler "Ne oldu ya niye gülüyorsunuz?"
"Ölümcül bakışların hahaha bizi hahahaha gülme krizine soktu hahah"
Damon "Haklı çok komik bakıyorsun"
Jessica "Biraz daha baksan çocuk ölecekti" dedi ve herkes güldü.
Lui "Farkında bile değildim"
Damon "Görmen lazımdı. Çok iyiydi ya"
Tyler "O kadar komik mi ya? Ben de korkutucu baktığımı sanırdım"
"Öyle birine bakarsan o korkmaz aksine bizim gibi gülme krizine girer" dedim.
Jessica "Tamam çok güldük yeter"
Mary "Bence de çok güldünüz"
"Eee şimdi ne yapacağız? Yemekhane de boşaldi."
Damon "Birazdan zil-..." dedi ama onun lafını da zil böldü
"Ben bugünlük Toprak dersine gideyim. Çok aksattim toprak elementini"
Damon "Ha o konu. Seni garipsemiyorlar mı her derse girdiğin için?"
"Bu akademide istediğin derse girebiliyorsun. Eğer o elemente karşı bir ilgin varsa ve içinde de o elemente dair ufak da olsa güç varsa istediğin derse girmene izin veriyorlar. Aslında öğretmenler pek takmıyor. İsteyen istediği derse giriyor hiç soru sormuyorlar"
Damon "Tamam anladım"
Sonra herkes sınıflarının olduğu katlara çıktılar. Ben de Mary ile toprak sınıfına doğru yürüdüm...
Bunu diğer hikayeme göre kısa tuttuğumu biliyorum. Yani onda 1250 kelime iken bu 700-800 kelime oluyor. Çünkü buna yazacak çok şeyim olmuyor ama diğer hikayem de biraz senaryoya göre de gittiğim için rahat oluyor.
Umarım bu bölümü begenmissinizdir. Bu bölümler sıkıcı gibi oluyor ama diğer bölümlerde artık atraksiyonlara girecekler merak etmeyin 😂
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Krasi Element Akademisi (-TAMAMLANDI-)
FantasiaMoonia Dragwogel bütün elementleri kontrol edebilen, iki melezin çocuğu ve seçilmiş kişidir. Kendisi dünyayı kıyamete sokucak Deska'ya karşı savaşır, oh ve onun sinsi şeytanlarına karşı... Moonia'nın atıldığı maceralar ve arkadaşları ile sizi hem g...