Güneşli bir sabaha gözlerimi açtığımda bugün herşeyin güzel olmasını diledim. Gülümseyere gerldiğimde gözüm melekler gibi uyuyan Yankı'ya kaydı. Memnun bir şekilde yatağımdan kalkıp sabahlığımı üzerime geçirdim.
Bugün kendimi hiö ummadığım kadar dinç hissediyorum. bunu sanırım Yankı'ya borçluydum son zamanlarda beni hiç yormuyordu. Saate baktığımda 10:00 olduğunu gördüm, yavaş adımlarla alt kata indim ve zil çalan karnıma güzel bir yemek baş etmek istedim. Çay suyunu koyup adımlarımı buzdolabına yönlendirip içerisinde kendime göre şeyler çıkardım. Masaya bardak ve çatak koyup kaynayan suyla çayımı demledm. Kapı çalınca ocağın altını kısıp kendimi kapıya doğru yönlendirdim.
"Alaska Hanım çok üzgünüm ama bu size gelmiş" Korumanın elindeki zarfı elime alıp korumaya bakmaya devam ettim.
"Ali bunu kim verdi bi fikrin var mı?"
"Alaska hanım kargoyla geldi, bu konu hakkında pek bildiğim birşey yok" derin bir iç çektim.
"Evren'in bu durumdan haberdar olmasını istemiyorym ben ona anlatacağım zaten durumu tamam mı?" Ali kafasını onaylayan bir şekilde salladı
"Pekala Alaska hanım,siz nasıl uygun görürseniz öyle olsun" Gülümseyerek kapıyı kapattım. Elimdeki zarfı açıp nr olduğuna bakmak istedim ama aklıma ocaktaki çay gelince elimdeki zarfı masanın üzerine bıraktım. Demlenen çayı bardağıma koyduktan sonra bir yudum alıp sandalyeme oturdum. Zarfı tekrar ellerimke buluşturdum ve merakla kapağını açtım.
"Ailenin kim olduğunu merak ediyorsan bugün akşam 8'de dediğim adreste ol, seninle ilgili herşeyi sana anlatacağım. " -Eski bir dost
Aokuduklarım karşısında ne yapacağımı bilemedim. İlk önce kaşlarım çatışmış sornra da anlam veremeyerek kapıdın altında yazan adrese baktım gözümden bir dam yaş yanaklarıma süzülürken derin bir iç çektim. Allahım ben nasıl bir oyunun içine düştüm böyle. Ne zaman tam anlamıyla mutlu olabileceğim. Oysaki sabah kalktığımda herşeyin güzel olacsğı hakkında hayaller kurmuştum. Yankının ağlama sesiyle bütün karamsarlıklardan çıkıp göz yaşlarımı ellerimin tersiyle sildim. Derin bir nefes alıp yüzüme sahte bir gülüş koyup yatak odasına çıktım. Yankı ağlamalarına devam ederken ona uzanıp ellerimin srasına aldım.
"Acıktın mı anneciğim sen" Sabhlığımın kuşağını açıp geceliğimin askısını yana kaydırıp Yankı'ya süt verdim. Yankı memnun bir şekilde sütü içerken gülümseyerek onu izledim. Benim yaşadıklarımın onun yaşamaması için elimden geleni yapacaktım.
🙈🙉🙊
Masalardan birine oturup beni buraya ailemin gerçekleriyle aydınlatacak kişiyi bekliyordum. Hiçbir şey hissetmiyordum. Ne yapmam gerektiğini de bilmiyordum. Ailemi öğrenmek istiyor muyum onu da bilmiyordum sadece bu karmaşıklığın biraz olsun aydınlanmasını istiyordum. Karşımdaki sandalye geri çekilince gözlerimi oturan kişiye kaydırdım. Bu yüz bana o kadar tanıdık geliyordu ki gözlerimi kısıp hafızamı yokladım aklımda şu iki kelime belirlendi "Ailen seni i istemiyor isteseydi burada olmazdın" kulağımda çınlayan bu ses müderr hanıma aitti. Bedenim irkilsede ona meydan okurcasına baktım.
"Alaska beni hatırladın mı?"
"Seni unutmak mümkün mü? Daha doğrusu yaptığım eziyetleri" sertçe yutkunup gözlerini gözlerinden kaçırdı.
"Üzgünüm ama öyle olması gerekiyordu, Babaannen senin ediyet çekmen için yurda tonlarca para ödüyordu. Çocuklarım için bir kişiyi feda edebilirdim ve ettim de." İğrenir bir şekilde yüzümü buruşturup ona bakmaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALASKA
RomanceLise 2 başladığım bir hikaye o yüzden etrafa vereceğim görüntülü kirliliğinden dolayı özür dilerim🙈