Toplamda 14 tane mağaza gezmiştik fakat ben istediğim gibi bir gelinlik bulamamıştım.Nefes nefese girdiğim mağazanın koltuğuna attım kendimi. Halimi gören çalışınlar su ikramında bulunmuştu.
"Dediğin kabarık gelinliği alsaydın böyle olmazdık"
Oturduğum yerden anneme ters bir bakış attım.
"Ben kabarık gelinlik istemiyorum"
İncecik zarif bir gelinlik almak daha çekici geliyordu. Ve benim için önemli bir şeydi gelinlik işi. Sonuçta bir kere giyinecektim ve hergün anacaktım bugünü. Hem Evren'e güzel görünmek istiyordum. Bir kızın en güzel kıyafeti gelinliğidir. Görevliler brnim halime gülerken aldırış etmedim. Cidden komiktim. Acaba Evren damatlığını nasıl almıştı. Elime telefonumu aldım ve Evren'i arama gereksiniminde bulundum ama sinra geçti.Onun araması lazım ben niye arıyorum ki. Telefonu sırt çantama atıp ayağa kalktım. Bu kadar oturmak yeter...
Gerektiğince kabarık gelinliklerden uzak durup kendimi balık kesimli olan gelinliklere doğru ilerlettim. Gözüme çarpan bir gelinlik yoktu. Çoğu taşlı kokoş şeylerdi.Bir tane dantel gelinlik modeli görünce oraya doğru ilerledim. Elime alıp inceledim. Olabilirdi aslında. Ama kır düğününe yakışır mı pek emin değildim. Neyse. Elime birkaç tane daha gelinlik alïp kabine doğru ilerledim.
Seçtiğim gelinlikler içime sinmemiş ve sıkılarak koltuğa oturmuştum. Gelinliklerde gözüm dolaşıyordu. O kadar umutsuzdum ki istediğim gibi gelin olamayacaktım. Sıkkınlıkla nefesimi verdiğimde gölerim kocaman açıldı. Tam karşımda mankenin üzerinde ki gelinliği işaret ederek.
"İşte bu aradığım gelinlik"
-----
"Votka gel oğlum". Komutumla birlikte yatağın ucundan yavaşça kalkıp bana doğru geldi. Ardından kollarımın arasına girip kucağıma yattı.
"Birkaç gün sonra babada bizimle olacak" kafasını okşamaya başladım. Cidden düğün telaşı bütün uyku düzenimi maffetmişti. Günde 5 saatlik uykuyla ordan oraya koşturuyordum. İşin garibi ise Evrenle görüşemiyorduk. Daha doğrusu benim yoğunluğumdan Evren'e vakit ayıramıyordum. Oda şirketteki işlerini hallediyordu.
"Çok yorucuymuş evlenmek . Annem daha bu hiçbirsey evlenince görücem ben seni dedi"hareket eden elimi durdurup dudaklarıma götürdüm. Ben mi fesat düşünüyorum yoksa annem mi çok rahat. ilk dediğinde anlamamış hatta onu geçiştirmiştim.
"Görüyorsun dimi votka ananen nasıl sapık" bu dediğime güldüm. Resmen tatlı köpeğimle dedikodu yapıyorduk. Anlatmak çok güzel bir duyguydu. Rahatlıyor ve ferahlıyordum. Kime anlattığım önemli değildi çünkü içimdekileri tam olarak ifade edemiyordum. Gözümden bir damla yaş süzüldü.
"Sanırım çok mutluyum" burnumu çekip elimin tersiyle yanaklarımı sildim.
"Evren'e evlenmek çok imkansız gibiydi." Gülümsedim.
"Onu sonsuza kadar seveceğim beni sevmese bile." Yanağımdaki ıslaklığı elimle hunharca sildim. Çok duygusallaşmıştım. Mutluydum. Daha önce hiç olmadığı kadar mutluydum. Onu içime hapsetmek bir daha oradan çıkamamasını istiyorum. Kalbini ele geçirmek bir daha geri vermemek istiyorum. Her cümlesinden ikisinin Alaska olmasını istiyorum. Çok mu şey istiyorum? Ayağa kalkıp dolabımı açtım. İçerisinden herhangibir şey seçim giyindim. Bugün hava gereğinden fazla sıcaktı ama yine de birazda olsa şu düğün stresinden kurtulup normal yaşantıma dönmek istiyordum.Tasmayı votkanın boynuna taktıktan sonra telefonumu alıp dışarı çıktım. Sabahın erken saati olduğu için evdekiler uyuyordu açıkcası buda benim işime geliyordu. Eğer annem dışarıya çıkarken yakalarsa çenesini çekmek zorunda kalacaktım. Yürüyüş yolunda yürürken aynı zamanda Evren'i aramıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALASKA
RomanceLise 2 başladığım bir hikaye o yüzden etrafa vereceğim görüntülü kirliliğinden dolayı özür dilerim🙈