''Beni çok sev, bana sarıl, bana güven, benimle kal''

2.6K 47 6
                                    

 

ALASKA

 

            Elimdeki kahve fincanını ters çevirip, o saçma bulduğum lafı söyledim. ‘NEYSE HALIN ÇIKSIN FALIN’  Falıma bakacak kadın olmadığı için Evren’in şikayetlerini dinliyordum. Saçmaymışmış… Bende biliyordum saçma olduğunu fakat merak ediyorum ne diyeceğini. Kahvesini  içerken bana laf atmayı da ihmal etmiyordu. Kıvançla Ayşem ise gülüşerek kahvelerini içiyordu. Duyduğuma göre onlarda çıkmaya başlamıştı. 3 gündür Kıvanç yanaklarımı sulu bir şekilde öpüp çok mutluyum diye zırvalıyordu. Ayşem ise mutluluktan dans etmiş bana kek yapmıştı. Valla bunların çıkması bana mı yaradı anlamadım ki. Bu düşünceleri bir yere fırlatıp Evren’e laf attım.

            ‘’Şt yakışıklı..’’

            ‘’Söyle güzelim’’  Ona gülümsedim.

            ‘’Sende falına baktırsana’’  Ya sabır der gibi kafasını yukarıya kaldırıp tekrar bana döndü.

            ‘’Tırı vırı yapma Alaska’’ tısladı.

            ‘’Ya bak Kıvanç’a o da baktırıyor sende baktırsan nolur?’’

            ‘’Başlatma Kıvanç’a’’ sinirle tısladığında onu boş verip fincanımın soğuyup soğumadığına baktım. Soğumuştu fakat falımıza bakacak abla yoktu.

            ‘’Evren ayıp oluyor kardeşim.’’ Kıvanç sitem ederken Ayşem’e de göz kırpmayı ihmal etmemişti.

            ‘’Boş konuşma ’’  Beyefendimizin bu aralar erkeklik hormonları fazla çalışıyordu sanırım. Kabadayı oldu çıktı başımıza, tövbe ya. Tamam anladık çok yakışıklı, karizmatik, hatta seksi oluyor olabilirsin de bunu hep yüzümüze vuramazsın ki. Ben böyle işe… Her neyse… Evren fincanımı birden çekti. Tabaktan zor zar ayrılan fincanı şaşkınlıkla izlerken Evren’e sinirlendiğimi hissettim. Öküz falımı bozmuştu. Zaten zor içmiştim o kahveyi. Bana sırıtarak bakarken konuştu.

            ‘’Bakalım ben neler görüyorum’’   Pişkin pişkin sırıtırken hiçbir şey dememe izin vermeden konuştu.

            ‘’uzun boylu, kaslı bir çocuk var çok yakışıklı bu çocuk elinden kaçırma bence çevresinde çok kız var gibi’’ bu dediğine kahkaha atıp bende konuştum.

            ‘’Kim acaba o yakışıklı ne zaman tanışacağız gözüküyor mu orada?’’ şimdi gülme sırası bana geçmişti. Gözlerini yumup sinirle nefesini verdi.

            ‘’Sen konuşma sadece dinle’’ bana sinirli bir şekilde bakmaya devam ederken tekrar fincanıma bakıp yorumlamaya devam etti.

            ‘’Evlilik görüyorum çok güzel bi evlilik’’ dediği şey gülümsememe neden olurken onunda gülümsediğini gördüm. Konuşmasına devam etti.’’Belki birkaç ay belki yarın’’ kafasını fincandan kaldırıp bana baktı. ‘’Belki de bugün…’’   Kanımın çekildiğini hissettim.  Devam etmesini beklerken o fincanı masaya bırakıp konuşmasına devam etti.

            ‘’Tabi ki de uydurdum’’ 

            ‘’Ama güzel saçmaladın’’ karşısına bakarak gülümsedi. Dediğim şeyle yüz ifadesinin nasıl bir şekil alacağını merak edip konuşmama devam ettim. ‘’Sevdiğin biriyle aynı kaderi paylaşmak güzel olmalı’’ biraz düşündükten sonra gülümsemesi genişledi. Ardından ellerini saçlarına daldırıp saçlarının karışmasına izin verdi. Görüş alanımıza garson girince ona doğru baktım.

ALASKAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin