10.Bölüm

163 41 154
                                    

 "Nasıl olur bu nasıl öldürdü kardeşini?" diye sordu Ahu şaşkınlıkla.

"Bu benim için kolay bahsedilecek bi konu değil ama benim babam... Benim babam bir haindi Ahu." derken gözlerinin içine bakamıyordu Boysan.

'Kendine gel kızım burası eski bir devir burada ceza ölümle verilir' diye kendini toparlamaya çalıştı Ahu.

"Nasıl yani?" diye sordu Ahu.

"Başa babam geçmek istedi ama Bukan Amcam daha büyüktü ve Beylik onun hakkıydı ama babam bunu kendine yediremedi gidip düşmanlarımızla anlaştı ve Amcamı baştan indirmeye çalıştı." dedi ve derin bir nefes aldı. "Ahu inanabiliyor musun Beylik için binlerce şehidimizi yok sayıp gidip düşmanlarımızla anlaştı. Babam olduğu için utanıyorum."

Boysan bahsettikçe Ahu olayları hatırlıyordu. 'ah tabii ya' derken bütün olayların farkına yeni varmıştı genç kız. Aslında hepsini biliyordu ama yüzleri gördükçe ya da olayları duydukça her şeyi anımsıyordu. Buzlu bir camın ardından bakmak gibi bir şeydi bu olay onun için. Bir şeyler vardı ama hiçbiri net değildi.

"Olsun sen yine de deme öyle hem ölmüş gitmiş işte. Sonuçta ne olursa olsun o senin baban." dediğinde Boysan ayaklandı.

"Gitsem iyi olacak. Sonra görüşürüz yine." deyip hızlı hızlı yürümeye başladı. Anlaşılan bu durumu kendine yediremiyordu.

****

"Kolay gelsin Fatma Usta." dedi Barlas.

"Oo beyim kolaysa başına gele."

"Ne var ne yok?" derken gözleri Ahu'yu arıyordu.

"Hiç bakınma buralara bana yardım etti şimdi yine ortadan kayboldu." Dedi.

"Babam tanışmak ister kendisiyle uğramış buraya ama yokmuş."

"Beyimden bir kez daha af istediğimi iletirsin Barlas Bey'im. Koskoca Kaan buraya geliyor ama bizim kız ortada yok olacak iş değil çok mahcubum." Derken sert yüz çizgileri daha da belirginleşti.

"Mühim değil. Uğrayınca söylersin artık. Hadi kolay gele." deyip yürümeye başladı.

"Barlas!" diye yükselen sese döndü arkadasında duran kişinin Boysan olduğunu görünce hafifçe kaşlarını çattı.

"Hayırdır Boysan." diye sordu.

"Gel hele mühim bir mesela ulu orta konuşulmaz." Deyince Barlas meraklandı. Biraz daha ilerleyip kimsenin olmadığından emin olduğu yere gelince konuşmaya başladı Boysan.

"Geçen gün ormanda bir grup çapulcu önümü kesti hepsini hallettim. Bu topraklarda böyle şeyler yaşanmaz deyip olayın peşine düştüm. Düşündüğümden daha büyük bela bize yaklaşıyor Barlas. Sınırdaki adamım içine sızdı çetenin ondan biraz bilgi aldım ama artık bilgi akışı kesildi büyük ihtimal ifşalandı ve öldürüldü." Barlas kaşlarını çatmış Boysan'ı dinliyordu.

"Neler anlattı sana?" diye sordu.

"Hiç şaşırmışa benzemiyorsun... ah tabii haberin vardı bana söylemedin." dedi Boysan buruk bir gülümseme eşliğinde.

"Biz ne zaman bir birimize bir şeyler anlattık ki Boysan."

"Aptal olma Barlas bu devlet meselesi. Ne o yoksa o adam yüzünden benimde mi hain olduğumu düşünürsün senin gözünde hep böyle olmadım mı zaten? Bu yüzden yıllarca istemedin beni. Sana bir hain olmadığımı nasıl kanıtlayacağım ha? " derken sinirden delirmişti adeta.

"Kes zırvalığı ne öğrendin adamdan." Derken gayet net ve ürkütücü bir sesi vardı.

"Barlas." diyen yumuşak ses ortamın gerginliğine bir yıldırım gibi düşmüştü.

HAYATI YAŞAMAK İSTİYORSAN GÖZLERİNİ KAPATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin