Eflal: Dün gece dediğin gibi onu unutmak için uğraşacaksın değil mi?
Arın: Tek derdim, o mu benim?
Eflal: Anlatmıyorsun ki?
Eflal: Soruyorum, sürekli soruyorum fakat geçiştiriyorsun.
Arın: Çünkü sen, kendini o kıza olan sevgime o kadar çok bağlamışsın ki.
Arın: Evet hala hatırladığımda üzülüyorum fakat eskisi gibi değilim.
Arın: İki ay gibi bir süredir eskisi gibi sürekli aklıma gelmiyor, Eflal.
Arın: Hem aklıma gelse de, onun için değil, onun için kırdığım bir kaç yakınıma ve anneme üzülüyorum, onları kıran bana üzülüyorum.
Eflal: Ciddisin.
Arın: Evet, çok ciddiyim.
Arın: Ayrıca dediğin gibi içkiyi bırakmaya da başlayacağım.
Arın: Sadece tam anlamıyla bırakmaya karar vermem lazım.
Eflal: Ne diyeceğimi bilmiyorum.
Arın: Bir şeyler söylemek zorunda değilsin.
Eflal: Peki eskisi gibi avukat olmak için çok uğraşacak mısın?
Arın: Avukat olmak benim çok küçük yaşlardan beri hayalim ve ben hiçbir zaman hayalimden vazgeçmedim.
Eflal: Ee, neden öyle davranmıyordun o zaman?
Eflal: Sinir bozucusun ya.
Eflal: En iyisi sen akşam yemeğe gel ama şu şirin Arın'ı takınıp, gel.
Arın: Emriniz olur, hanımefendi.
Eflal: Tamam o zaman, akşam görüşürüz.
Arın: Görüşürüz.
