Sizi uzun süre beklettiğim için uzun bir bölüm yayınlamak istedim. Bol bol yorum bekliyorum.Umarım beğenirsiniz~
-1 AY SONRA-
Persephone ve Hades'in kızı Rosé'nin anlatımı:
Bayan Moss masasının üzerinde duran pembe tebeşiri eline aldı ve kara tahtaya doğru yürüdü. Fen dersi oldukça sıkıcı geçiyordu. Her zaman zeki olan, bilgelik ve strateji yarı tanrısı Namjoon bile elindeki koruyucu gözlüğün kenarlarını boyuyordu.
Bakışlarımı sınıfta gezdirdim. Jimin masalardaki çeşmelerden su alıp kardeşi Jinsoul'un koluna döküyordu ve renk değiştirmesini keyifle izliyordu. Jisoo, Taehyung, Hoseok ve Jungkook gizlice oyun oynuyordu. Hoseok'un getirdiği poker kartları olduğuna yemin edebilirdim.
Wendy aşk dolu bakışlarıyla Jungkook'u izlerken yan sıradaki Irene ve Seokjin, Yoongi'nin saçlarını örmeye çalışıyordu.
Çaprazımda horlayan Taeyong ve Jaehyun'a silgi attım. Taeyong yerinden sıçrayarak uykulu ancak sert bakışlarıyla bana döndüğünde Bayan Moss'un köpek kulaklarını gösterdim. Başını sallayıp uykusuna devam etti.
"Ben de uyumak istiyorum." dedi Jennie.
Onu onaylamak için dönecekken dışarıdan gelen sesleri duydum. Kılıç sesleri gittikçe çoğalıyordu.
Sanki birisi Titan'larla savaşa girmiş gibi haykırıyordu ama kimse bu sesi duymamıştı. Ya da hepsi uyumaya başlamıştı.
Bayan Moss'un tahtaya yazdığı formülleri defterime geçirmeden ayağa kalktım ve deney tüpümü yıkıyormuş gibi pencereye yaklaştım. Fen laboratuvarı Meda'nın derslerini işlediği ovaya bakıyordu. Okulun geniş düzlüğünün ortasında üç kız vardı.
Kızlardan birisi sarı saçlıydı. Dalgalı saçları beline kadar uzanırken başının üzerinde küçük bir topuz yapmıştı. Giydiği pembe ve siyah renkli leopar desenli bol pantolonunun dizi yırtılmış, botlarının içine koyduğu paçaları yırtılarak dışarı çıkmıştı.
Diğer kızlardan biri ise siyah saçlıydı. Boyu sarışından biraz daha uzundu. Başında kaşe siyah renkli bir ressam şapkası vardı. Pek hasar almamış gibi görünse de, kaşı kanıyordu. Eteğinin açıkta bıraktığı bacaklarında ve sol kolunda derin, kanayan açık yaralar vardı.
Sağda duran sonuncu kız, sarışına doğru atak yaptı. Kızın göz renkleri sürekli değişiyordu. Yarası yoktu, o sadece odaklanıyor, sarışına karşı bazen fiziksel bazen de zihinsel atak yapıyordu.
Ve ben kesinlikle bu kızları tanıyordum!
Yerime otururken beyaz önlüğümü çıkarttım. "Lisa, Doyeon ve Somi ovada kılıçlarıyla dövüşüyorlar!" dedim Jennie'ye.
Bayan Moss köpek kulaklarını hafifçe bana çevirdiğinde sustum ve Jennie'nin önündeki defteri aldım.
"Lisa'nın ve Somi'nin bedeninde bir zarar yok ama Doyeon'un kanaması var." Yazdıktan sonra defteri Jennie'ye yollayarak ayağa kalktım.
"Bayan Moss!" dedim eldivenlerimi çıkarırken. "Deneyi yanlış yapmış olmalıyım, midem bulanıyor. Sanırım kusacağım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gods school
Fanfiction"Antik Yunan Tanrıları'nın çocuklarına ev sahipliği yapan Tanrılar Okulu'na hepiniz hoş geldiniz! Tanrılar Okulu, Olympos'ta doğan çocukların bolluk ve rahatlık içerisinde yaşamalarına karşın dünya üzerinde kurulan bir okuldur. Bu okulda çocuklar...