Baya masum bir geçiş bölümü oldu lütfen linç etmeyin djckdcksk Sizi seviyorum, keyifli okumalar~~
Tanrıların habercisi Hermes'in oğlu Hoseok, Latince dersi boyunca etrafı incelemişti. Bay Ahn'ı dinleyen öğrencilerin yanı sıra sürekli kıpırdanan Jennie onun dikkatini çekti.
Jennie'yi izlemeye başladığında defterine Latince notları yerine, farklı şeyler yazdığını gördü. Yazdıklarını karalayıp Antik Yunanca'yı kullanarak kütüphane yazdı ve defterini kapattı. Birkaç dakika sonra Bay Ahn'dan dışarı çıkma izni aldığında kimseye bakmadan dışarı çıktı.
"Bay Ahn!" dedi Hoseok.
"Buyrun Bay Hoseok?"
"Sabah şu arkadaş," dedi Seokjin'i göstererek. "Yurt tuvaletinde saatlerce saçını yaptığı için tuvaleti kullanamadım. İzninizle tuvalete gidebilir miyim?"
Seokjin şaşkınlıkla ona baktı. Dün gece Hoseok yurt odasında değildi. Yapımı tamamlanmak üzere olan odalarında kalmıştı.
Bay Ahn oflayarak ona izin verdi. "Bir dahaki sefere Yarı Tanrı olduğunuzu unutmayın Bay Hoseok. Dünyayı yönetirken ölümlüler sizin ihtiyaçlarınızı bekleyemecektir."
Hoseok aceleyle başını sallayıp sınıftan çıktı. Merdivenleri hızla çıktıktan sonra kütüphanenin kapısına kadar sessiz adımlarla yürüdü. Aralık kalmış olan kapıdan içeri başını uzattığında Jennie'nin Rosé ile konuştuğunu gördü.
"Yüce.Zeus.Aşkına." Her kelimesinin ardından şaşkınlıkla durakladı ve gözlerini ovaladı.
"Bu gördüğüm gerçek mi?" diye fısıldadı ve onlara baktı. Jennie, Rosé ile gülerek konuşuyordu.
Hoseok aklına gelen fikirle gülümsedi ve bileğindeki saatini kontrol etti. Dersin bitmesine az kalmıştı. Hızlı adımlarla aşağı inip kapıyı tıklayarak sınıfa girdi.
Oturduğu yer Namjoon'un yanı olmasına rağmen Jisoo'nun yanına ilerledi. Lisa'nın ince kolundan tuttu.
"Ekinlerin kraliçesi, sarışınların en güzeli buradan kalkar mısın?"
Namjoon kaşlarını çattı. "Her gördüğün kıza sırnaşma abicim, gel buraya."
Lisa, Namjoon'u onaylarken Hoseok, Lisa'nın kolundan sertçe çekerek onu sıradan kaldırdı. "Hiç güzel sözlere kanmıyorsunuz ya. Git de Namjoon'un yanında otur."
"Ayının tekisin." dedi Lisa sinirle.
Hoseok, Jisoo'nun yanına oturduğunda Bay Ahn, Latince olarak "Susun!" diye bağırdı ama kimse onu önemsemedi.
"Kütüphanede ne gördüğüme inanamayacaksın." dedi Hoseok.
"Sen tuvalete gitmedin mi?"
"Hayır tabi ki. Derste etrafı incelerken Jennie'nin hareketleri dikkatimi çekti. Şüpheli bir şekilde sınıftan çıkınca onu takip ettim. Rosé ve Jennie kütüphanedelerdi, üstelik kavga etmiyorlardı."
Jisoo, "NE?!" diye bağırınca herkes ona döndü.
Jisoo başını utançla eğdiğinde Hoseok anlatmaya devam etti. "Konuştular ve gülüştüler. Aralarında yıllardır süren kavga bitiyor olabilir. Zil çaldığında yukarı çıkalım ve kapıyı mühürle. Böylece biz açana kadar oradan çıkamazlar."
Jisoo heyecanla onu onayladı. Yalnızca birkaç dakika sonra zil çaldığında diğerlerine haber vermeden sınıftan koşarak çıktılar.
Lisa, Jisoo'nun ardından şaşkınca baktığında Irene kolunu Lisa'nın boynuna attı. "Jisoo seni bırakıp gittiğine göre bugün bizimle takılmalısın!" diye sevinçle konuştuğunda kardeşi Seokjin ona destek verdi. Lisa yanındaki Namjoon ve önündeki Taehyung'tan yardım diler gibi gülümserken Irene onu çekiştirmeye başlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gods school
Fanfic"Antik Yunan Tanrıları'nın çocuklarına ev sahipliği yapan Tanrılar Okulu'na hepiniz hoş geldiniz! Tanrılar Okulu, Olympos'ta doğan çocukların bolluk ve rahatlık içerisinde yaşamalarına karşın dünya üzerinde kurulan bir okuldur. Bu okulda çocuklar...